9. Bölüm: Mezarlık Ziyareti

28 5 1
                                    




Öyle bir anın içine hapsolmuştuk ki hareket edemiyordum. Sadece bakabiliyordum. Çaresizce bakabiliyordum. Rüzgar'ın sesi kulağıma girdiğinde girdiğim hipnozdan çıktım.

"Yanına gitmelisin. Hadi. Burada böyle durarak hiç bir şeyi değiştiremezsin."

"Evet. Haklısın."

Ağızımdan fısıltıdan farksız bir şekilde dökülen kelimeler beni gerçek anlamda kendime getirmişti.

"E-evet mi dedi o az önce?"

"Evet."

Farkında olmadan verdiği cevabın bu garip ana ne kadar ters düştüğünü anlayınca özür dilemeye kalkıştı ama ben çoktan uçmaktan farksız bir şekilde Yelda'nın yanına gitmeye koyulmuştum. Yelda beni fark etmemişti. Kendisi rüyalar aleminde pembe bulutların üzerindeydi. Görsün bakalım ben onu nasıl kendine getiriyordum.

"Yelda!"

Bağıran sesimi duyduğu gibi yüzü bana döndü.

"Gül. Sen burada mıydın?"

"Olmaz olsaydım."

"O ne demek?"

"Asıl sen burada mısın? Ayakların yere basıyor mu? Rüyalar aleminde misin?"

"Gül saçmalama. Abartıyorsun."

"Abartıyorum?"

Sinir bozukluğuyla gülmeye başladım.

"Çocuk oyuncağı mı bu?. Bak evlenince öyle canın istediğinde evi terk edemezsin, ayrılamazsın. Bunun farkındasın değil mi? Siz sevgililiği bile doğru dürüt beceremediniz. Evliliği nasıl yapacaksınız? Her gün aynı evde nasıl yaşayacaksınız? Aklınız beş karış havada."

Yelda da sinirlenmeye başlamıştı.

"Yelda sen benim annem misin babam mısın? Ben on sekiz yaşından büyüğüm? Kimse karışamaz bana. İstediğimi yaparım."

"İki yıl önce on sekiz yaşndaydın ama. Sen kendini kaç yaşında zannediyorsun?. Kırk yaşında gibi konuşuyorsun. Yirmi yaşındasın kızım sen yirmi. Okuyorsun sen."

"Bazılarının okul hayatı seninki kadar mükemmel değil."

"He sen de hazır çeyizim de var kocaya kaçayım mı dedin?"

Cümlem biter bitmez Yelda'nın elini saçlarımda hissettim. Tüm gücüyle çekmeye başladı. Bir yanda Rüzgar bir yanda Hazan bizi ayırmaya çalıştı. Ama bu imkansız gibiydi.

"Doğruları duymak hoşuna gitmedi tabii. İlk düştüğünde hemen pes ettin. İşin garip yanı seni düşüren kişinin evlenme teklifini kabul ettin az önce."

Yelda bağırmaya başladı.

"Ben de seni arkadaşım sanırdım. Yazıklar olsun."

"Asıl ben seni aklı başında bir kız sanardım. Asıl sana yazıklar olsun. Belki annen değilim ama kaç yıllık arkadaşınım. Eğer bu kadar bile seni uyaramayacaksam niye arkadaşınım?"

"Artık değilsin zaten. O halde beni de uyaramazsın. Defol git."

"Gidiyorum zaten. Hayatını kendi elleriyle hiç durmadan mahveden birine kimsenin yardımı olamaz. Bunu biliyorum. Ama sen de şunu bil. Ne kadar zor durumda olursan ol artık benim kapımı asla çalamayacaksın. Bundan sonra asla bir yardımım dokunmayacak sana. Hadi canım önce Allah'a sonra kocana emanet ol ."

Rüzgâr gülüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin