Sorumluluk... Bu kulağa ne kadar basit bir kelime gibi geliyor değil mi? Ama bu on harflik, basit kelime bazı kişilerin ömürlerini tüketebiliyor. Mesela yıllarca bıkmadan usanmadan çocuklarının sorumluluğunu yüklenen anneler, çalışanlarından sorumlu olan işverenler, öğrencilerinin iyi bir eğitim almasından sorumlu olan öğretmenlerimiz... Ve daha bir çoğu. Bu kelimenin kurbanlarından biri de bendeniz Gül. Yirmi yaşındayım. Yirmi yaşında ne sorumluluğun olabilir ki? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Eğer duymaya hazırsanız başlıyorum. Tıp okuduğum için gayet yoğun olan derslerim, her biri birbirinden manyak arkadaşlarımın yaptığı her ne kadar benim sorumluluğum olamasa da dolaylı olarak benim sorumluluğum olan saçmalıkları, benimle aynı yaşta olmasına rağmen tüm sorumluluklarını üzerime yıkmış olan erkek kardeşim Görkem, Onunla beraber yaşadığımız evin tüm işleri. Yok yok bu böyle olmayacak. Ben de insanım.Ben bunların hepsini nasıl yetiştireyim? Daha sayarken yoruldum. Acaba dışarıdan yemek sipariş etmeye mi başlasam? En fazla ne olabilir ki?
10 parts