4.Bölüm:Nam-ı Değer Kara

71 10 396
                                    

'Perişan bir haldeyim.
Fakat içimde kendimden bile sakladığım bir ümit var.'

Sabahattin Ali...

Bölüm:4

Kafamı sallayıp onaylamıştım ama o salladığım kafamı koparma dürtüsü çok fena üstümdeydi.

Gerçekten şuradan katil çıkacaktım.Serenin , dostum dediği ama hangi hayvanat bahçesinden kaçtığını düşündüğüm insansı varlık şuan bir şeyler söylüyordu ama onu dinleyemiyor gözlerimi neredeyse tüm düğmeleri her an patlayacak gibi duran gömlekten alamıyordum.

Belirli bir süre tutmuştum.Matematiğim pek iyi olmamıştır hiçbir zaman hatta edebiyat bölümünü seçmemin sebeplerinden biri de buydu aslında.
Ama hesaplarıma göre yaklaşık 5 dakika içinde gömleği patlayacaktı.

Eğer hepsi patlarsa annemi görecektim.Eğer sadece 3'ü patlarsa annemin yanına gidecektim.Hiçbiri patlamazsa bu da o gömleğin ne kadar sağlam olduğunu gösterecekti.

Ben burda totemimi beklerken Seren ,yanındaki diğer arkadaşı ile konuşuyordu.Açıkçası sırf biriyle buluşmak istiyor diye bu adama katlanmak asla istemiyordum çünkü iki kelimesinden biri enerji içecekleriyle kaslarıydı ve biri artık ona spor yapmamasını söylemeliydi.

Bulunduğumuz mekan gece kulübü havasında bir kafeydi ve Seren hanımın isteği üzerine oturmak yerine ayakta duruyorduk.

Ama bu durumun işime gelen bir tarafı da vardı tabi aklı olan çoğu insan gidip bir yere oturmayı seçmişti kalan kişiler ayakta duruyordu.Yanımdaki koca adama gelince ise her şeyin fazlası zarardı ve bana yine bir şeyin ortası denk gelmemişti.Serenin korkutma dediği ceylan buysa eğer şuan karşımda bir ceylan görmüyordum.

3 dakika kalmıştı bakalım bu büyük ceylancık totemim tutacak mı?

Ben bunları sorgularken Serenin yanındaki adam konuşmaya başlamıştı ve benim odağım gömlekten oraya kaymıştı.

O da uzun boyluydu ama yanımdaki kas kütlesi gibi abartılı bir vücudu yoktu.Serene bakıp sırıtıyor ve sanırım ondan hoşlanıyordu.Onu çok uzun süzmem yanlış anlaşılacağı için sadece bir saniye vücuduna bakıp yüzüne bakmıştım.

-E Farah ne konuşuyorsunuz.Seren anlattı Edebiyat öğretmeniymişsin.Çok şaşırdım, babanı tanırım birçok işte beraberdik kendisiyle.Şirkette değilde istediğin meslekte çalışmak herkesin harcı değildir senin adına mutluyum.

O bunu söylerken nasıl dik dik bakıyorsam konuşmayı kısa kesmek istemişti sanırım çünkü ağzı sonlara doğru açılıp kapanıyor ve ne söyleyeceğini bilmiyor gibiydi.

İçimden seni hiç alakadar etmez desemde kişiliğim gereği bunu dışa vuramamıştım ve bir kahveye ihtiyacım vardı acilen ,ona neydi ki bu konudan?

Babamın ismi geçince ister istemez geriliyordum sanırım.

Ben hala ona dik dik bakarken ortamı gerdiğimi fark edip cevap vermiştim ama cevap verme isteği bile sıfırdı ne ara bu kadar bıkmıştım bende bilmiyordum.

-Öyle oldu ,diyip tebessüm etmeye çalışmıştım ama yüzümde çok eğrelti durduğuna emindim.

Adam bu konuda konuşmak istemediğimi anlayıp önüne dönmüştü ve Seren ortamın gerginliğini almak için adama bir şeyler anlatıyordu.

Yanımda ki büyük ceylanda hala duruyor ve gömleğindeki gerginlik gözle görülür bir şekilde artmıştı.Adımı seslenince gömleği ile tekrar bakışmayı kesip kafamı kaldırıp göz göze gelince dudağındaki o çapkın gülümseme artmıştı.

VirahaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin