f'(9)= Acı

787 80 85
                                    

Çantamı sandalyemin yanına koyduktan sonra cebimden telefonumu çıkardım. Her zamanki gibi dershanedeki sınıfımıza ilk ben gelmiştim. Telefonumdan Pes açıp masaya yerleştim ve oynamaya başladım. Oynayaşım üzerinden birkaç dakika geçmişti ki sağımdaki sandalye çekildi ve kim olduğunu bildiğim kişi derin bir nefes verip oturdu. Ardından alışık olduğum gibi yanıma yaklaşıp kolunu omzuma attı.

"Günaydın Jungkook," dediğinde sessizce günaydın deyip oyundan gözlerimi ayırmadım. Dibime girmeye bayılıyordu. Ekranı birlikte izliyorduk. Bir süre sonra sol kulağımda parmaklarını hissettim. Evet, kulağıma dokunmadan duramıyordu.

"Bugün yemekte ne yeriz?" Sorusuyla bir müddet düşündüm. "Kanat yemeye gideriz."

"İyi olur bak, canım çekti." Kulak mememi iki parmağının arasına alıp sıktıktan sonra serbest bırakmıştı. O kadar sıradan bir durum olmuştu ki bu, en ufak bir rahatsızlık belirtisi göstermiyordum. Ben oyunu oynarken o ekranı izlemeye devam ettikten bir süre sonra sınıfın kapısı açıldı. İkimizde ekrandan kafamızı çekmediğimiz için kim olduğuna bakmadık. Gelip masaya soluma oturduğunda tatlı kurabiyem olduğunu anladım. "Günaydın," diyerek gülümsediğimde aynı şekilde yanıt verdi. Ardından Taehyung'da fısıldayarak ona günaydın dedi.

Çok fazla ona bakmadan yeniden oyuna döndüğümde Taehyung'un bana daha çok yanaştığını fark ettim.

Temas bağımlısı bu çocuk.

"Bok gibi oynuyorsun." Kulağımı çekiştirdiğinde oyuna odaklandım. "Siktir lan, senden iyi oynuyorum."
dediğime gülerek kafasını omzuma yasladığında içimden sabır çektim. Göz ucuyla Jieun'a baktım ve kaşlarını havaya kaldırıp indiriyor, göz kırpıyordu. İlk başta ne yaptığına anlam veremesemde sonrasında mesajlarda konuştuğumuz konu aklıma geldiğinde hemen omzumu hareket ettirip Taehyung'un kafasına vurdum.

"Ne yapıyorsun lan?" dedikten sonra kafasını ovuşturmaya başladı. "Acıdı." Dudaklarını büzerek kaşlarını çatmıştı. Sevimli olduğunu falan mı düşünüyordu?

"Yapışma sende," Bana göz devirip ofladıktan sonra kendi telefonunu çıkardı ve arkasına yaslandı. Yanlış anlaşılmalara sebep oluyordu. Biraz uzak kalmamız en iyisiydi.

"Ay şuna bak!" Jieun çığlık atıp telefonunu bana çevirince hemen ona döndüm. Yavru kedi videosunu heyecanla bana gösteriyordu. "Çok sevimli değil mi?" diyerek bana döndüğünde başımla onayladım.

"Sen daha sevimlisin." İlk defa yüzüne karşı iltifat etmiştim ve onun yerine ben utanmıştım. Bu kelimeleri sarf etmek baya zorluyormuş. "Öyleyimdir." Saçını savurup güldüğünde istediğim tepkiyi alamamıştım. Ben utanıp teşekkür etmesini bekliyordum. Kızların öyle tepkiler verdiğini zannederdim. Ya da karşısındaki erkeğin hoşuna gittiği kızlar öyle tepki verirdi.

Taehyung'un sesli oflaması sınıfta yankılandıktan sonra ona döndüm. Bana bakmadan hışımla sandalyesini geriye itip ayağa kalktı ve arkasını dönüp sınıftan çıktı. Sanırım telefonda baktığı bir şey moralini bozmuştu.

"Al işte çocuğun moralini bozdun." Soluma döndüğümde Jieun kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Ben niye bozuyormuşum?"

"Niye olacak gelip bana sevimli diyorsun! Sevdiği çocuk başkasına sevimli diyor, elbette morali bozulur."

Yüzüm hangi hale gireceğini bilmeden kasılırken içimden sövmeye başladım. Benim ona sevimli diyişimi sıradan bir şeymiş gibi söylemesi canımı sıkan tek noktaydı. Oysa ben onu söylerken tüm eforumu harcamıştım. Dediği cümlelerde Taehyung'un beni sevdiği hakkındaki kısmı bile es geçerdim. Geçiyordum zaten.

Derivative | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin