Çıktık bir yola sonumuz hayrola
İnsanların tanrıya addetmiş olduğu yalnızlık hepimizin sonu değil miydi? Yalnızlık bazen yolculuğumuz boyunca uğradığımız durak iken bazen de yolculuğa başladığımız ilk durak olma şerefine erişiyordu. Yalnızlık duygusu her parçamızı gazabına uğratırken insanların içinde bunu yaşadığımız gerçekliği sağlam bir yumruk hediye ediyordu. Çevremiz sürekli doluyken ve sürekli iletişim halinde olduğumuz insanlar varken aslında birbirimizi hiç anlamadığımızdan yalnızdık.Belki de bu sözü söyleyenler bundan bahsediyordu. İnsanların en büyük aptallığı olan korkusundan dolayı yaptığı hatadan bahsediyorlardı. Hepimiz yalnız kalmamak için defalarca kez tanımadığı insanlara sığınırlardı. Bazılarımızsa korkaklık yaparak bize yabancılık hissettiren insanların yanında kalmaya devam ederlerdi. Onlar onun yalnızlığını daha da derinleştirerek o yarayı deşerken o sadece korkularından dolayı kaçamazdı.
Kendime baktığımdaysa ikisine de ait olduğumu hissedebiliyordum. Şu anda önümde olan topluluğa baktığımda onlara ait olmadığımı iliklerime kadar biliyorken yanlarında kalmak çıkarlarıma uyduğu için kabul ediyordum. Onlarında bunun farkında olduğunun bilincinde olduğumdan rahat olduğumu hissetsem de ne kadar doğru olduğunu test edemiyordum. Onların gözlerinin içine baktığımda gülümsemeleri ruhumu ısıtsa da buraya ait olup olmadığım karmaşası beni boğuyordu.
Kafamda dönen karmaşanın beni daha fazla ele geçirmemesi için sığındığımız deponun bu ufak odasından dışarıya çıktım. Yüzüme vuran soğuklukla beraber içimde canlanan sigara içme isteğiyle deponun her zaman girdiğimiz gizli girişten deponun kapısına doğru yol aldım. Deponun kapısından fazla uzaklaşmadan sigaramı yakıp dudaklarıma götürdüğümde kafamı düşüncelerden uzaklaştırmak için sadece dumana odaklanıyordum ancak ne kadar başarılı olduğu hep tartışma konusuydu.
Hayatın yalnızlığı kafamda dönerken sigaramı tüttürmeye devam ediyordum. Zihnimin içinde sürekli savaşan ikilinin sadece izleyicisi olmayı tercih ediyordum. Onların savaşında hep kaybeden olduğumu bilmeme rağmen sürekli farklı yerlerden düşünceleri görebiliyordum. Her ne kadar bu insanlarla aramda çıkar bağı var olduğunu söylesem de beni sokak aralarında kaldığım betonlardan ve yalnızlıktan almışlardı. Ancak onların işine yarayacak ve onları koruyabilecek kadar güçlü bir eleman olmasaydım yine de bunu yaparlar mıydı?
Sürekli boş felsefe yapmaktan kendini tanıtamayan bir elemandım ben. Doğumundan beri asla ailesini tanımamış ve yetimhane köşelerinde büyüdüğü halde ayrılmasına iki sene olmasına rağmen kıçına tekme vurularak atılan kişiydim. O tekme vurulduktan sonra bir seneden fazla süredir sokaklarda yaşamaya başlamıştım. Aslında yaşamak ne kadar doğru bir tabirdi ondan bile emin olamıyordum. Sadece bana kazınan acıları düşünüyordum. O acıların bana verdiği kötü hatıralar havuzunda yüzüyordum. Kendime bakmamı engelleyecek bir sakatlık dolayısıyla intihar etme korkusundan bu sığındığımız eski depoda yaşamaktaydım.
Beraber kaldığım insanlara baktığımda aslında hepimizin ölümü bekleyen ve hayattan hiçbir amacı olmayan gençler olduğumuzu anlamak zor değildi. İçimizde birkaç üniversite okuyan ve birkaç kurs falan kovalayarak hayatını kurmaya çalışan kişileri çıkarırsak geriye pek bir şeyimiz de kalmıyordu. Gerimiz günlük işlerde sürünen ve belki de karnını doyuracak para çıkarmaya çalışan kişilerdik. Eğer ki çıkaramazsakta etik olmayan şeylerin peşinden koşuyorduk. Koşmayanlarda vardı elbette ancak ben koşmayı seçmiştim.
O sırada gelen seslerle o yöne dikkat kesilmiştim. Bizim keş abiler gelmekteydi. Onlara böyle sesleniyordum çünkü kafalarını ayık gördüğümü hatırlamıyordum. Hatırlıyor olsam bile bunların bir elin parmaklarını geçeceğine dair ağır şüphelerim vardı. Diğer insanlar gibi ilk başta onları yadırgamak bir hataya düşmüş olsam bile şu anda sadece üzülüyordum. Yaşadıklarını unutmak ve delirmemek için sürekli bilinçlerini kaybediyorlardı. Her ne kadar kabullenmeseler de umutları vardı ve iyi günleri görmek için ölmek yerine sürünmeyi seçiyorlardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/368102862-288-k485821.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yitik Ruhun Kanatları
Teen Fiction(Abilerim Kurgusu - Erkek Version) Tüm yaşamı boyunca yalnızlığıyla beraber öleceğini düşünen gencin karşısına çıkan ve tanımını bile bilmediği aile kavramı. O ailesinin bir üyesi olacak mıydı yoksa aile onun sadece bir kavramdan mı ibaret kalacaktı...