İçime Sinmeyen Bir Bölümden Saygılar...
Watty arıza veriyor.***
İnsanlar kötülüğü kabullenemediğinden dolayı gerek inanç ve gerekse psikojik olarak sebepler aramışlardır. Ancak bilmedikleri veya öğrenmek istemedikleri gerçekler kalıplarla yok olmuyordu. Bazılarının kötü olmak için sebebe ihtiyacı yoktu ve onlar saf kötüdürler. Kimi kendi çıkarları için kötü olurken kimiyse kendi doğası gereğiyle kötüdür.
İnsanların kabullenemeyeceği bu gerçeklikle birazdan karşılaşacaktı bu çocuk. Henüz genç yaşına rağmen ruhuna kazınan acıyla alacaktı bu dersi. Dersi veren kişiyi öldürmek için büyük yeminler etse de yeminlerine sadık kalacağından şüphe edecekti. Bu yemini eden bir grup gençten başaran kişi olup olmayacağı bir soru işareti olarak kalacaktı.
Yağız ve arkadaşları yurdun karşısında olan halısaha da zorlu bir maç yapmışlardı. Bu on bir genç çocuk yoğun bir yorgunluğa rağmen maçı kazanmayı bilmiş ve kutlamalarını yapmışlardı. Şimdi o genç beş adam yetimhane de kalmalarından dolayı yetimhaneye dönmüşlerdi. Hepsi odalarına çıktıklarında başlarına geleceklerden habersiz yorgun bir şekilde yataklarına yatmışlardı.
Her biri kollarında hissettiği bir baskıyla uyanmışlardı. Ancak bu baskı çok kısa bir süre sonra yerini sızıya bırakmıştı. Hiçbir genç ne olduğunu anlamadan bir yere sürükleniyorlardı. Gerçi genç dediğimiz çocukların en büyüğü sadece on dört yaşındaydı. Hepsi yetimhanenin alt katında olan bir depoya getirildiklerinde hareket etmeyi deniyordu ama bedenleri çok mayışmıştı.
Gençler yüzüstü yataklara yatırılmışlardı ama bunu gram hissedemiyorlardı. Hepsi önlerine bakar şekilde yatırıldıklarından daire şeklinde çizildikleri yerin ortasına bakıyorlardı. Hareket etmeyi deniyorlardı ama olmuyordu. Kafaları bile oynamayan gençler kendi aralarında korkunun bastırdığını hissetselerde anlamlandıramadıkları için sessizdiler.
Ortaya gelen adamla beraber hepsinin bedenine yayılan korku kendini belli etmeye başlamışlardı. Onları maça ikna eden kardeşi o adamın önündeydi. Kardeşim dediği oda arkadaşı bu şerefsizin yanındayken bir şey yapamamak sinir bozucuydu.
- "Bana haber vermeden dışarı çıkmanın cezasını alacaksınız. Siz küçük aklınızla beni birilerine mi şikayet ettiniz? Sizin gibi çocuklara mı inanacaklar yoksa bana mı?"
Neler olduğunu anlamayan bedeni geriliyordu. Adamın şeytani gülüşleri artarken içinden çığlıklar atsa da dışından bir şey yapamamak delirtiyordu onu. Adamın pis elleri kardeşinin bedeninde gezerken çıldırıyordu. Adam daha pisleşmişti.
- "Sana gerçekliği hissettireceğim ve hepsi izleyecekler."
Yağız ve diğerleri çıldırıyordu. Hepsi kendine karşı yoğun öfke doluydu. Adamın elleri gezerken o manzarayı görmek midesini bulandırıyordu. Karşısındaki çocuk ağlıyordu ama adama kuvveti yetmediğinden bir şey yapamıyordu. Bu belki de delirmenin eşiğiydi. Diğerleriyse anlamadıkları şekilde boyunlarından aşağısı felç olmuş biçimdeydiler.
O gece yaşananlar o gençlerin hepsinin psikolojisini bozsa da onlar bunu canlı izlemişti. Şimdi Yağız o adamla karşılaşmasından dolayı rüyalarında bunu görüyordu. Travmaları tetiklenen genç adam, çocukluğuna geri dönmüştü resmen. O anılar sürekli kafasında dönmekten başka bir işe yaramıyordu.
- "Bırak lan onu oç herif."
O şu anda bulunduğu yerde bağıramıyordu ancak bedeni bulunduğu gerçekliğin odasında bu sesleri hep yansıtıyordu. Bunun gibi bağırışları odasını odayı inletmekle meşguldü. Tüm benliği uykuyla uyanıklığın arasına sıkışmıştı. Bedeni uykudan kalkmıştı ancak bilinci asla oradan gelemiyordu. O yerinde acılar çekerken biz etrafa bakalım.
![](https://img.wattpad.com/cover/368102862-288-k485821.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yitik Ruhun Kanatları
Novela Juvenil(Abilerim Kurgusu - Erkek Version) Tüm yaşamı boyunca yalnızlığıyla beraber öleceğini düşünen gencin karşısına çıkan ve tanımını bile bilmediği aile kavramı. O ailesinin bir üyesi olacak mıydı yoksa aile onun sadece bir kavramdan mı ibaret kalacaktı...