"Hayatımda senin kadar yavşak bir adam daha görmedim ben Barış kadının arkasından gitmeye bile zahmet etmedin mi gerçekten"
Berkan dramatik tepkiler veriyor, Barış öfkeli bakışlar atıyor, Kerem ya sabır çekiyor bende bu saçma muhabbeti çay içerek dikkatle izliyordum. Barış antrenmandan gelirken arkadaşlarını da getirmişti.
"Bak ben gecenin köründe kimsenin peşinden gitmem"
Aslında giderdi. Gelirdi.
Babamla kavga ettiğim gece ağlayarak evden kaçtığımda peşimden bütün köyü aramıştı. Bulduğunda kafamı dereye sokup hıncını almıştı tabii yalan yok ama babam bile bitmiş tükenmiş ve aramayı bırakmışken onun devam etmesi değerliydi işte. Barış ördüğü duvarlar aşılıncaya kadar kaba ve umursamazdı. Onun duvarlarını bir kez aşarsanız lakin ömrünüzün sonuna kadar vefasını korurdu.
Düşüncelerimi Barış'ın kucağıma yastık atmasıyla rafa kaldırıp muhabbete yeniden odaklandım.
"Ee Zuhal sence ne yapmalı Barış"
Boş bulunarak bir anda "annesi yaşında kadınlarla flört etmemeli " dememle Berkan ve Kerem'in kahkaha atması bir olmuştu. Barış kötü bakışlar atınca ağzıma fermuar çekerek ayağa kalktım.
"Bana da cam bardakta limonata getirsene"
"Kalk kendin al"
Barış dışında kimseye böyle değildim yalnış anlaşılmasın arkadaşlar. O hayvan hak ediyordu.
Kapının vurulmasıyla Barış sırıtarak ayağa kalktı. Yine ne oluyordu Allah bilir.
"Aha seninki geldi"
What?
...
Yazmaya yeniden alışmak için kısa yazıp attım umarım beğenirsiniz
Geçici yokluğumdan dolayı da özür dilerim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazması Oyalı / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Hah yazman da oyalı, köyden indim şehire falan mı çekiyoruz hayırdır"