Kendi Düşen Ağlamaz

3.4K 240 54
                                    

Bölüme geçmeden anlaşalım oy ve yorum konusunda cömert olmanızı bekliyorum kızlar. Oy ve yorum çok geldiği zaman bölüm yazasım geliyor ne yapayım. (Gazla çalışıyorum ne yapayım)
...

Eve gelene kadar Barış tek kelime etmemişti bende Oya ablayla mesajlaşmıştım. Eski kocası yakalanmıştı Oya ablanın da durumu çok daha iyiydi evime dönmemde hiçbir sakınca yoktu. Barış'ın evinde dönecek kaos gözümü korkutuyordu açıkcası.

"Beni evime bıraksana"

Başını çevirmeye bile zahmet etmeden nemrut sesiyle "hayır" demişti ve daha da hızlanmıştı. Pes etmeyerek "evimi istiyorum" diye direttim. Bu defa cevap verme zahmetinde bile bulunmayınca daha yüksek sesle"evimi istiyorum diyorum" dedim. Yine ses yok!

"Adamsan beni evime götürürsün"

Çattığı kaşlarından öfkeli olduğunu anlayabiliyordum ama umrumda değildi. Emine teyze sadece Barış'ı değil sanki tüm bu olanlara dur deme yetkim varmış ama ben kullanmıyormusum gibi benim de canıma okuyacaktı ,bunu istemiyordum doğal olarak.

"Barış adam değil misin"

Son cümlem hoşuna gitmemiş olacak freni hızla çekerek arabayı durdurdu. İnşallah beni yolda bırakmaz yaz dizilerinde olduğu gibi amin.

"Yalvarırım sus ben susturmak istemiyorum"

Gözlerimi şaşkınlıkla açarak elimi ağzıma kapadım.

"Öpecek misin beni"

Ne saçmalıyorsun bakışı attığın an kahkaha atmamak için kendimi sıktım. Bazen aptal rolü iyidir kızlar.

"Hayır arabadan atacağım"

"Bu daha iyiymiş"

Gözlerini kısarak ciddi olup olmadığıma baktıktan sonra arabayı yeniden çalıştırdı.

"Korkma öpmem seni asla"

Yüzüme kısa bir süre baktıktan sonra tekrardan önüne döndü.

"Ama öpseydim bu arabadan atılmak kadar kötü hissettirmezdi Zuhal"

Konuşma hevesim kaçmıştı. Laf sokulmuş gibi hissediyordum. Haklıydı. Arabadan atılmak kadar kötü hissettirmezdi öpücüğü.

Ne diyorum lan.

Yarım saat sonra

Bunak karı (ona bunak karı diyorum çünkü hâlâ adını bilmiyorum) sosyal medyadan durumun göründüğü gibi olmadığına dair bir açıklama yapmış ve Barış'tan özür dilemişti. Emine Teyzenin ici bir nebze rahatlasa da bizi rahat bırakmamıştı. Suçlu çocuklar gibi sırayla dizilmiş Emine Teyzenin sitemlerini dinliyorduk. Kerem bile nasibini almıştı garibim. Barış hem annesine küskün bakışlar atıyor hemde bıkkınlıkla derin nefesler alıp veriyordu. En sonunda dayanamayıp ayağa kalkarak başıyla beni işaret etti.

"Annem ben Zuhal'i evine götüreyim artık"

Sırf ona gıcıklık olsun diye biraz daha oturmak istiyorum diyebilirdim ama benim de dayanacak gücüm kalmamıştı.

"Yarın yine uğrarım teyzem gitsem olur mu?"

Onay almak isteyen şirin bakışım ise yaramış olacak ki ikna olarak sıkıca sarıldı.

"De git hadi ama yarın yine gel"

Barış'ın zavallı arkadaşlarıyla nispet edercesine pis bir sırıtışla vedalaştıktan sonra Barış'ı beklemeden kapıya koştum. Kaos bana çok iyi gelmemişti bugün.

"At gibi koşma düşeceksin şimdi"

Bana ne ara yetiştiğini anlamadığım Barış'a cevap vermeden merdivenleri koşarak inmeye devam ettim.

"İyi koş kendi düşen ağlamaz"

Bence en çok kendi düşen ağlardı ne saçma deyimdi bu ya da belki de atasözü. Barış böyle beni kovalarken hiç mantıklı konuşamıyorum ki.

"Yürü git bayır domuzu"

"Bu lafı yediririm"

Arabanın kapısını açarken attığım kahkaha tüm siteyi kaplamıştı.

"Hep aynı laflar Barış bir şey yedirdiğin yok bak hâlâ"

Ne dediğimi farkeder etmez dilimi ısırarak başımı eğdim utançla. Barış ise utanç ve öfke karısımı bir şekilde susmayı tercih etmişti.

...

Uykudan açamadığım gözlerimi ovuşturarak tamamen şansa kapıya gitmeye çalıştım. Gecenin bir yarısı kim geldiyse Allah bildiği yapsındı. Kapalı gözle başıma bir hal gelecekti.

İnatla çalınan zilin sesinden yönümü bulmuştum. Gelen kimse birde ısrarcıydı yani. Uyku sersemligiyle kim olduğunu bile sormadan açtığım kapıda Oya ablanın eski kocasını görmek bile az şaşırtıcı olurdu.

Beyaz tişörtü ve gri şortuyla karşımda öfkeli gözlerle dikili bir Barış görüyordum. İnşallah rüyadır.

"Niye bunu yapıyorsun kızım sen"

Uyku anında bile farkettiğim sinirli sesle anlamıştım.

Rüya değildi!

Ne işi var lan bunun burada?

...

Umarım beğenirsiniz

Kısaca bölüm yorumu

Yazması Oyalı / Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin