1. "Kalp Çeperi ve Koruyucu Meleği"

8 1 0
                                    


1.Bölüm. “Kalp Çeperi ve Koruyucu Meleği.”

Bir zırhtı zihnim, kalbimin verdiği savaşa karşı.

Bir çeperdi belki de davranışlarım, hislerimi korumama yardımcı.

💮

Verona- Lastlings
All That You Know- Simon Herron

Yorucuydu.

Çok fazla hemde.

Kalbi sökülüp eline verilmiş ruhsuzun teki gibi davranmak, insanlara bir kalbimin olmadığına inandırmak,hislerim yokmuşcasına yaşamak. Belki de bu hayatta tattığım en acı şeydi.

Dilimde dönen tek kelimeydi, umrumda değil.Zehirli biber misali yakıyordu dilimi bu cümle.
Gerçekten umrumda olmadığından söylemiyordum da bunu. Kendimi kandırmak için söylüyordum. En iyi yaptığım şeyi yapmak için.

Bazen gerçekten kendimde inanıyordum bu yalana. İyi bir yalancı olmanın beraberinde getirdiği bir şeydi yarattığın dünyaya inanmak. İyi yalan söylemenin tek bir kuralı vardı. O da söylediğin yalana önce kendini inandırmak. Bende aynen böyle yapıyordum. Aşılıyordum bir bir kendime zehirleri kelimeleri. Derinlerime bir bir işliyordum ne yapmam gerektiğini. Kendime açılmayacak sınırlar çiziyordum ve hapsediyordum bendimi oraya.

Sarıp sarmalamıştım zift rengi çeperle kalbimi. O zift öyle bir şeydi ki görünmez yapıyordu temas ettiği her noktayı. Bende aldanıyordum onun bu görünmezliğine. Koruyucu bir meleği görevlendirmiştim bir de, onu benden dahi koruması için. Kendimden bile sakınıyordum kalbimi, bu evrenin en güzelini saklamıştım çünkü oraya. Görüp görebileceğim en güzel şeyi. Annemi...

Sıçrayarak kalktım kuş tüyünden yapılma yatağımdan. Her yataşımda ne kadar rahatlık veriyorsa her uyandığımda da bir o kadar huzursuzluk veriyordu bana bu yatak. En son ne zaman terler içinde uyanmadan, rahat bir uyku uyuduğumu hatırlamıyordum bile. Çok uzun zaman olmuştu çünkü bana yaşadığım güzel anları unutturacak. Çok sular akmıştı, o çizilen resimlerin üzerinden.

Saatlerce emek verip bir resim çiziyordunuz yere, bir oyun parkına belki de bir kaldırıma. Yağmur yağıyordu sonra, fırtına kopuyordu. Emekleriniz alıp gidiyordu saniyeler içerisinde. Yerle bir oluyordu her şey. Bölük pörçük bir iki çizik kalıyordu geriye. Kalanlardan ise anlaşılan bir hiç oluyordu.

Yorganı çekip üzerimden attığımda yukarı doğru çektim bedenimi. Sırtımı yatak başlığına yasladığım da gözlerimi yeni yeni açıyordum. Hava hala aydınlanmamıştı. Sabahın erken saatlerinde olmalıydık belki de hava kötü olduğu için bu kadar karanlıktı içerisi. Kışın böyle bir etkisi vardı. Kasveti sadece sıcağı değil ışığı da alıyordu bizden. Aldıklarının yerine ise soğuğu ve karanlığı koyuyordu. Adildi bence yaptığı, yazın ondan aldıklarını o da zamanı geldiğinde yazdan alıyordu.

Sık sık görüyordum bu kabusları, hatta neredeyse her günün sabahı. Uykumdan uyandıran sıcak gülümseme ile yanağıma bırakılan bir buse değil, zihnimi uyuşturan, uyuduğum uykuyu gramı gramına zehir eden kabuslar oluyordu. Kimseye bahsetmemiştim bundan, psikolojik destekte almamıştım. Gerek duymuyordum çünkü, rahat bir uykuyu hak etmiyordum belki de.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MASKENİN ARDINDA KALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin