3.bölüm

152 12 0
                                    


biliyorum kısa oldu ama yazarken aşırı zorladım. birbirlerine aşık olduklarını fark edene kadar zor yazıcam sanırım. hangi bölümde olur bilmiyorum ama bu süreci çok uzatmamaya çalışıcam. emin olun çok seviceksiniz. özellikle Draco'nun peşimizden koştuğu bölümleri. daha fazla spoi vermicem. umarım bölümü beğenirsiniz. 750 kelime olmuş bu bölüm. sonraki bölümde görüşmek üzereee. 

3.BÖLÜM:

Hogwartsa vardığımızda prof. mcgonagall beni durdurdu.

'' Bayan Black siz burada bekleyin lütfen. Prof. Dumbledore sizi çağırdığında gireceksiniz.''

Kafamı sallayıp onu onayladım. Pansyler içeri girdiler bense beklemeye başladım. Çok boş geçen birkaç dakikanın ardından sonunda beni çağırdığında başım dik bir şekilde içeri girdim.

Herkes kendi arasında fısıldaşıyordu. Tabii güzelliğime katlanamadılar. Şapkaya yaklaştım ve başıma koydular.

'' Hmm, bir Black daha! Aynı annen gibisin. Onun gibi zeki ve kurnazsın. Soyunun geldiği yere yakışıyorsun. Kehanetteki gibisin. Yolundan gitmek istediğin kişiye dikkat etmelisin Black. Sonuçları kötü olabilir. SLYTHERİN!''

Mutlulukla güldüm ve Pansy'nin yanına oturdum. Aslında Yüce Salazar'dan asla şüphe etmemiştim ama sonuçlarını da çok detaylı düşünmemiştim. Ama umrumda değil. En fazla ölürüm. Zaten bunun için çabalamıyor muydum bir aralar. İstediğim olur işte.

Bizimkilerle sohbet ettikten sonra oda numaramı öğrenme için dumbledorenin yanına gittim. Oda numaramı öğrendikten sonra beni bekleyen Pansy'nin yanına gittim.

'' oda numaran ne?''

'' 288 numara.''

'' OHA DRACOYLA KALIYORSUN!''

'' sakin pans niye bu kadar abarttın''

'' bi düşündüm de siz çok yakışırsınız. Artık fav shipimsiniz!''

'' saçmalama. Daha yeni tanıştık. Hem ben istemiyorum erkek falan gerek yok.''

'' hee yani yeni tanışmamış olsanız olurdu öyle mi?''

'' PANSY!''

'' tamam tamam sustum sinirlenme. Hem biz de yan odanızdayız. Solunuzda Tom ve ben kalıyoruz. Mattheo da sağınızda.''

Beraber Sly ortak salonuna girdik. Çocuklar koltukta oturuyorlardı. Yanlarına gidip oturduk.

'' eee kimle kalıyorsun'' dedi Mattheo. Pansy durur mu hemen lafa atladı.

'' Dracoyla kalıyorlarmış.'' Dedi heyecanla. Diğerlerine fark ettirmeden kolunu cimcikledim. Acıyla inledi sessizce ama Tom duymuştu sanırım. Başını bize çevirdi. Ona hemen bi gülümseme gönderip önüme döndüm.

'' ee iyi bari hepimiz yan yanayız.'' Pansy kalkıp Mattheo'nun kulağına bir şeyler söyledi. Mattheo bi anda oha diye bağırdı. Pansy'ye ne söyledin yine bakışı atarken Mattheo'nun Draco ve bana sırıtarak baktığını gördüm. Sen iflah olmazsın bakışı attım Pansy'ye.

'' niye sırıtıyorsun yine Matt?'' dedi Draco. Offfff şimdi bu mal pat diye söylemez umarım.

Draco bana da sırıtarak baktığını görünce göz göze geldik. Buz mavisine kaçan gri gözleri çok güzeldi. Lan. Ne diyom ben ya? Aaaa! Ama gözlerimi de çekemiyorum. Noluyo bana amk ya. Kendine gel Lyra. Sen bir Black'sin, Slytherin soyundansın kendine gel. Ben aşık olmam. Olamam. Zar zor gözlerimi çektim o güzel gözlerden...

Draco'nun ağzından:

Kızlar yanımıza geldiklerinde kafamı onlara çevirdim. Black ne güzel yürüyordu öyle. Lan. Kendine gel Draco. Sen bir Malfoysun aşık olamazsın. Demi? Evet evet olamam. Olmamalıyım. Olmaz.

Kendime geldiğimde Mattheo'nun bana sırıttığını gördüm. Göz kırptı. Ne diyo bu şimdi? Lyra'ya da sırıtarak baktığını fark ettim. Kafamı ona çevirdiğimde göz göze geldik.

Siyah gözleri ne güzeldi öyle. Sanki bir karadelik gibi beni içine çekiyordu. Trende de böyle olmuştu. Gözlerine ve gülüşüne takılı kalmıştım. Ne bu şimdi? Niye böyle düşünüyorum lan ben. Kendine gel Draco. Ağağağaağ! Gelemiyorum. Tamam sakinim. Hayır değilim! Zar zor gözlerimi o güzel gözlerinden çekmiştim.

Yazarın ağzından:

Orada olan herkes iki gencin aralarındaki bakışmaya şahit olmuşlardı. Pansy ve Mattheo sırıtarak birbirlerine bakmaya başladılar. İkisi de aynı şeyi düşünüyordu. Favori shiplerini yapmayı. Gözleriyle anlaştıktan sonra tekrar iki gence döndüler. Bakışma sonlanmıştı. Tom ise hiçbir şey umrunda değilmiş gibi kitabını okuyordu.

Black hepsine bir göz gezdirdi. Aslında arkadaş edinmekte ve insanlarla iletişim kurmakta sıkıntı yaşıyordu ama Pansy sayesinde ilk gerçek arkadaşlarını edinmişti. Onlara güvenmesi ve onlarında ona güvenmesi zaman alacaktı ama yine de mutluydu. Düşüncelerine gülümsedi. Arkadaşları vardı. Tek başına daha iyiydi ama arkadaş edinmenin ne gibi bir zararı olabilirdi ki? Aslında onlara güvenmek için zihinlerine girmesi yeterdi ama bunu yapmayacaktı. Eğer gerçek arkadaşlarsa bu onların güvenini kırardı.

Düşüncelerden çıktı. Hepsi ayaklanıp odalarına yol aldılar. Diğer binalarda kız ve erkek yatakhanesi ayrıydı ama Slytherin olanlarınki aynıydı.

Vedalaştıktan sonra hepsi odalarına girdi. Draco gergindi o bakışmadan sonra. Lyra gibi aklını dinleyen ve duygularına yer vermeyen bir kızın yanında pek rahat olamıyordu. Neyse ki Tom'dan alışıktı böyle tiplere.

İki tane yatak vardı. Neyse ki dumbledore bunu akıl etmiş ve bir yatak daha getirtmişti. Lyra sakince soldaki yatağa ilerledi ve kenardaki bavulunu yatağa koydu. Kapağını açtı ve içindekileri bir büyüyle yerlerine düzenli bir şekilde saniyeler içinde yerleştirdi. Draco ise şaşkınlıkla bakıyor bu nasıl benim aklıma gelmedi diyordu içinden. Lyra kafasını ona bakan çocuğa çevirdi ve

''noldu?'' Dedi.

'' hiiç. Sadece bu büyünün neden en başta aklıma gelmediğini sorguladım.''

İkisi de üstlerini değiştirip yattılar. 

Lyra Victoria Black / Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin