6. Bölüm

111 11 1
                                    

tekrar merhabaaa. bölümü yazmak için çok uğraştım. aklıma pek bir şey gelmiyo bu yüzden birkaç sahne sonra zaman atlaması yapıcam sanırım. 4. sınıfta sevgili olucaklar. bu yüzden illaki zaman atlaması yapıcam. bölüm 750 kelime oldu. umarım beğenirsiniz. haftaya görüşmek üzereeee




*




6.bölüm:

Sanırım Hogwarts'da dedikodular fazla hızlı yayılıyor. Daha olayın üstünden 6 saat geçmeden hemen gelecek postasına çıkmışım. Babam da 1 saate kalmaz mektup gönderirdi.

Şimdi ise odamda oturuyordum. Babamın ne diyeceğini düşünüyordum. Bizimkilere derslerden sonra başımın ağrıdığını söylemiştim ve odaya çıkmıştım.

Yarım saattir düşünüp pencereden gölü izliyordum. Sesi bana huzur veriyordu ama fazla stresliydim. Rahatlayamıyordum.

Kapı çaldı ve biri içeri girdi. Kafamı çevirdim ve Pans olduğunu gördüm.

'' Lyra baban seni dumbledore'nin odasında bekliyor.''

Siktir, buraya geliceğini hiç düşünmemiştim. Kafamı salladım ve hemen dumbledore'nin odasına gittim. Kapının girişinde derin bir nefes aldım ve içeri girdim.

Babam bir oraya bir buraya yürüyordu. Beni görünce hemen yanıma geldi ve bağırmaya başladı.

'' LYRA VİCTORİA BLACK! BEN SANA NE DEDİM HA, NE DEDİM?! GÜÇLERİNİ GÖSTERMEK YOK DEDİM! UNUT ONLARI DEDİM! SEN NE YAPTIN! BİR MALFOY İÇİN HER ŞEYİ TEHLİKEYE ATTIN!'' bense hiçbir şey demeden sadece karşıma bakıyordum. Başım dikti. Göz teması kurmuyordum.

'' CEVAP VER BANA!''

'' PİŞMAN DEĞİLİM! YİNE OLSA YİNE YAPARIM! AYRICA LAF ATTIĞIN KİŞİ ARKADAŞIM! SENİN MALFOYLARDAN NEFRET ETMEN UMRUMDA DEĞİL! BENİ KISITLAYAMAZSIN ANLADIN MI?! AYRICA GÜÇLERİMİ UNUTMAYACAĞIM! BU GÜÇLER BANA ANNEMDEN KALDI! BANA ANNEMDEN KALAN TEK ŞEY BUNLAR VE BEN BUNLARI İÇİME HAPSETMİCEM!'' dedim ve hemen kapıyı açıp çıktım.

Karşımda Draco, Pans, Matt ve Tom duruyordu. Draco'ya baktığımda gözleri dolmuştu.

'' ne kadarını duydunuz?''

'' hepsini.''

Hemen yanlarından geçtim ve odama doğru ilerledim. Gözlerim dolu doluydu ama ağlayamazdım. Burda olmazdı. Hayır, hayır, hayır. Burda değil, burda değil. Kendimi burda güçsüz gösteremezdim.

Sonunda odama ulaştığımda kapıyı kapadım ve yanındaki duvara yaslanıp yavaşça aşağı kaydım. Sessizce ağlıyordum. Hayatım sessizce ağlamakla geçiyordu zaten. Asla sesli ağlayamazdım. Babam duyarsa kızardı. Alışkanlık olmuştu. Hıçkıracağımı anladığımda hemen ağzımı kapadım ve öyle ağlamaya başladım. Yine yalnız olduğum bir kriz esnasındaydım.

Bir anda kapının yavaşça açılmasıyla kafamı eğdim ve saçlarım ve ellerim ile yüzümü kapattım. Bir anda biri bana sarıldı. Şaşkınlıkla kafamı kaldırdım ve sarı saçları gördüm. Draco'ydu.

Bende kollarımı boynuna doladım ve seslice ağlamaya başladım. Daha önce kimseye sarılıp sesli bir şekilde ağlamamıştım. Daha önce kimseye sarılıp ağlamamıştım. Ağlamam yavaşça geçti ve yerini iç çekiçlere bıraktı.

'' teşekkür ederim Dray.'' Dedim gözlerine bakarak. Elini gözlerime attı ve göz yaşlarımı sildi.

'' sorun değil Lyra. Ben hep yanındayım unutma.'' Dedi ve gülümseyerek bana baktı.

'' biz de hep yanındayız Lyra ama sen sadece Draco'yu istersen sorun değil.'' Bir anda konuşmasıyla irkildim ve kapıya döndüm. Matt bize bakıyor ve sırıtmasını gizlemeye çalışıyordu. O ne zaman gelmişti? Hiç fark etmemiştim.

'' sen ne zamandır oradasın acaba matt?''

'' tabii birbirinizin gözlerine öyle dalmıştınız ki fark bile etmediniz. Size bir isim bulmak lazım aslında. Drara? Yok olmadı. Lyco? Yok. Draria? Aynen bu olsun.''

''Mattheo! Bize ship ismi arama!''

''Niye ki, bence güzel oldu.''

'' Draco! Saçmalamayın ya. Hem Pansym nerde benim?''

'' pansyn?'' Dedi Draco. Sonraysa kapıdan bir ses geldi.

'' burdayım Lyraşkım.'' Dedi ve sarıldı bana.

'' hadi gidelim Pansaşkım.'' Dedim ve koluna girip ortak salona indik. Tabii arkamızda şaşkın Tom ve Draco, gülen bir Mattheo bırakmıştık. O gün sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi, sanki ağlama krizinden yeni çıkmamışım gibi geçmişti.


*



1 hafta sonra:

Kahvaltıdaydık ve herkesin bana korkuyla bakması hoşuma gitse de artık can sıkıcı bir hal almıştı. Yanıma gelmeye çekiniyorlar bir de üstüne güçlerimin nerden geldiği ve ne olduğu gibi garip teoriler üretiyorlardı.

Sabah yine kalktım ve derse hazırlanıp kahvaltıya indim. Bizimkiler çoktan inmişti. Ve ben garip bir şekilde bu hafta 3-4 saat uyumuştum. Normalde 2 saati zor uyurdum.

'' ooooo aşk kuşu 2 de geldiii.''

'' Mattheo!'' Dedik Draco ile aynı anda.

'' aynı anda konuşmaya da başlamışlarr.''

'' rahat bırak şunları Theo. Hem sınavlar başlıyor onlara çalış.''

''Abii, her dakika sınav deyip durmaa.''

'' ifrit al da seni nasıl Basilisk'e yem ediyorum gör.''

'' en kötü zayıf alırım.''

'' kopyayla mı?''

'' en kötü profesör Snape'e yakalanırım.''

'' ve babam da seni crucio'lasın demi''

'' sen korursun beni abiim.''

'' bak şuan korudum.''

''aaaa yeter. Tom daha sınavlara 1 ay var sakin ol.''

'' iyi ne yaparsanız yapın ama sonra keşke Tom'u dinleseydik de demeyin.''

Daha sonra kalkıp derse girdik.


Öğle yemeğini yerken Draco'ya mektup gelmişti. Hemen aldı ve açtı.

'' nolmuş Dray?''

'' babamdan. O aptal kuşu mahkemeye vermiş ve sonuçlanmış. Bugün 1 saat sonra kafası kesilecekmiş.''

'' NE!'' dedik Pansy ile aynı anda.

Lyra Victoria Black / Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin