2. Bölüm

172 14 0
                                    

Tekrardan merhaba. İlk bölümler biraz kısa olabilir ama geçiş bölümleri, yapıcak bir şey yok. Diğerlerini daha uzun yazmaya çalışıcam. bu bölüm 800 kelime oldu. uzun yazmaya çalıştım umarım beğenirsiniz.








*


2.BÖLÜM:

1 Eylül sabahına gözlerimi açtım. Bugün Hogwarts'a gidiyorum. Aşırı heyecanlıyım. Yataktan kalktım ve hemen banyoya girip işlerimi hallettim. Üstümü giyinip bavulumla aşağı indim.

Bir anda karşıma Kreacher çıktı. Kreacher beni görünce durdu ve konuştu.

'' Bende sizin yanınıza geliyordum efendi Black. Babanız sizi ve efendi Potter'ı aşağıda bekliyor.''

'' Harry'yi  ben uyandırırım kreacher.'' Dedim ve gülümsedim.

Bu evde sadece Kreacher'ı özlicektim sanırım. Amcam Regulus kadar seviyordu beni. Hep sohbet ederdik. Tek arkadaşım oydu. Bana hep amcamın yaptıklarını anlatırdı. Nasıl bir kahraman olarak öldüğünü anlatırdı. Keşke onu tanıma imkanım olsaydı.

Düşüncelerden çıkıp Harry'nin odasına girdim. Yatağına yaklaşıp onu dürttüm.

''Harry, uyan!'' Ama nafile. Uyanmıyordu. Yan taraftan bir bardak aldım ve su doldurdum. Bardağı üstüne boşalttım. Bir anda ayağa fırladı.

''VİCTORİA!'' Hemen aşağı koştum. Bir yandan da kahkaha atıyordum.

Bir de eğlencem harry'yi sinir etmekti. Yüzünün aldığı hal çok iyiydi.

''FGHRUIGHEGUJSEUGOHUSD''

''Ne oluyor orda!''  diye bağırdı babam.

''yok bir şey babaa!''

'' hayır var bir şey baba! Victoria üstüme su döktü!''

'' Victoria, yine mi!''

''ama baba sadece s-''

'' Sadece su mu! Yatağım ıslandı!'' dedi Harry.

'' üff abartma.'' Deyip aşağı indim.

Hemen kahvaltıya oturdum ve kahvaltımızı bitirip 9 ¾ peronuna geldik. Trene 10 dakika vardı.

Yavaşça babama baktığımda Harry'yle sarılıyorlardı. O kadar içten sarılıyorlardı ki çok özenmiştim.

Daha fazla orda durmayıp hemen içeri girdim ve boş bir kompartımana oturdum. Elime kitabımı aldım ve okumaya başladım.

Gözlerimin dolmasını engellemeye çalışıyordum. Ama çok zordu. Normalde bu kadar ağlak biri değilim hatta duygusuzlaştım. Ama bazen... Sanki... Bilmiyorum. Garip hissediyorum. Sadece bazen beni neden sevmiyor diye düşünüp durduğum oluyor.

Geceleri bazen bunu düşünmekten uyuyamıyorum. Düşüncelerim susmuyor. Hep konuşuyorlar. Nerde hata yaptım. Naptım da böyle oldu diye diye. Neyse. Zaten alışığım. Hemen gözlerimi sildim.

Bir süre sonra kapı açıldı. Kafamı oraya çevirdiğimde bir kız üç erkek duruyordu kapıda. Kız hemen konuşmaya başladı.

'' merhaba. Her yer dolu da burada oturabilir miyiz?''

'' Tabii, gelin.''

'' Pansy Parkinson'' dedi ve elini uzattı gülümseyerek. Bende elimi uzattım.

'' Lyra Victoria Black'' 

'' Black mi? '' Sarı saçlı çocuk şaşırmışa benziyordu.

'' Sirius Black'ten başka Black varisi yoktu'' dedi kıvırcık saçlı çocuk.

'' Gördüğün gibi karşınızdayım. Yani var evet. Kendisi babam olur.''

''Bir dakika sen Nyx'in kızı mısın?!''

''Evet, ta kendisiyim''  Geldiğinden beri konuşmayan hafif dalgalı saçlı çocuk ilgisini çekmiş gibi bana bakmıştı. Göz göze geldik.

'' Annen gibi güçlerin var mı?'' dedi kıvırcık saçlı çocuk.

Tereddütte kaldım. Göstermeyi miydim? Bence sorun olmaz ya. Olmaz demi. Olmaz olmaz. Göstermeye karar verdim ve avucumu havaya kaldırıp elimde ateş oluşturdum.

Hepsi şok oldu. Geldiğinden beri ifadesiz olan çocuk bile şaşırmıştı. Elimdeki ateşi söndürdüm.

'' OHA! GERÇEK Mİ BU! ABİ, TOKAT AT RÜYADA OLUP OLMADIĞIMI ANLAMAM LAZIM.'' Diyip abisine döndü. Bende diyorum niye benziyorlar meğersem kardeşlermiş.

'' memnuniyetle'' dedi ve sert bir tokat attı.

''Ovvv''

''yuh ama abi. Sende bana vurmak için zaman kolluyormuşsun. Doğru söyle bu anı bekliyordun demi?''

'' Evet.'' Dediğinde gülmeye başladım. Sarışın ve Pansy de sanki bu anı bekliyormuş gibi gülmeye başladılar. Kıvırcık saçlı çocuk ise yüzü bozulmuş bir şekilde abisine bakıyordu. Abisi onu önemsemeden kitabına geri döndü. Zorlukla gülmemi durdurduğumda sarışının beni izlediğini gördüm. Göz göze gelince gözlerini kaçırdı. Pansy konuşmaya başladı.

'' bu arada bu Draco Lucius Malfoy , bu Mattheo Thomas ve ikizi Tom Marvolo Riddle.'' Dedi üç çocuğu sırayla göstererek.

'' Memnun oldum Bayan Black.'' Dedi elini uzatıp gülümseyerek.

'' Bende memnun oldum Bay Riddle.'' Dedim elini sıkarak ve gülümseyerek.

Bir anda kapı açıldı ve içeriye Harry girdi.

'' Ah, Lyra sonunda buldum sen-''

'' Adım Victoria Harry''

'' pardon, unutmuşum. Yanımıza gelsene diyecektim. Ron ve Harmione ile oturuyoruz''

'' Bulanık Greanger ve kanı bozuk Weasley ile mi?''

'' düzgün konuş Victoria! Onlar arkadaşlarım.''

'' bir bulanıkla oturucağımı mı düşünüyorsun gerçekten vaftiz kardeşim?''

'' Bunu sana sormam hataydı. Kan takıntını unutmuşum. Babam senden uzak durmamı söylerken haklıymış''

'' O BENİM BABAM POTTER. SENİN DEĞİL. ARTIK HER ŞEYİMİ SAHİPLENMEYİ BIRAK!''

'' gerçekten bunlarla mı oturucaksı-''

'' Slytherinler ile oturmak bir bulanık ile oturmaktan iyidir. Ki annemin de Slytherin olduğunu ve Slytherin olacağımı biliyorsun. Aptal bir Gry olmaktan iyidir. '' dedim gülümseyerek. Kafasını iki yana salladı ve kapıyı kapatıp çıktı.

'' Voavv, bu çok iyiydi.'' Dedi Mattheo.

'' Birinin o kendini bir şey sanan Potter'a haddini bildirmesi gerekiyordu.''

'' Vaftiz kardeş misiniz?'' dedi Draco. Kafamı salladım ve

'' maalesef'' dedim.

Yolculuk sohbetle geçmişti. Hepsiyle iyi anlaşmıştık gerçekten. Daha çok bu 4 yılı yalnız geçiririm diye düşünmüştüm ama öyle olmayacak gibi. Pansy ile iyi anlaştık. Ve gerçekten ilk arkadaşım oldu. Mattheo'nun da hakkını yemiyim eğleneli çocuk. Draco ile de konuştuk tabii ama Tom çok konuşmadı. Tipinden belli soğuk olduğu, normalde bende öyleyim tabii de pansy beni açtı sanırım.

Hepimiz trenden çıktık ve Hogwartsa doğru yürüdük.

Lyra Victoria Black / Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin