0:9 [flashback]

75 10 5
                                    


Minhonun flasbacki...

Yazardan

"Anne, ne olur dur artık." dedi çaresizce küçük Minho. Babası onları terk edeli bir ay olmuştu. Aslında bu babasının bilinçli yaptığı bir şey değildi. Annesi sinirlenmiş ve babasını evden kovmuştu. Babası da hep yaptığını yapmayarak geri gelmemiş, onları bırakmıştı.

Annesi ise gururunu çiğnemiyor, olayların suçunu asla kendine almıyordu. Bu süreçte de sinirini akıtabileceği bir tek Minho vardı. Daha 12 yaşındaki minik oğlu.

"Minho, sabrımı sınama artık. Sana odana git ve işlerime karışma dedim değil mi?" dedi bağırarak annesi. Minho artık annesinin günde onlarca şişe içki içmesine dayanamıyordu. Annesi artık onunla hiç ilgilenmiyor sadece okul için para veriyordu. Minho ne zaman eve gelse annesi sarhoş bir şekilde evi temizliyor, tehlikeli kimyasallarla evi kokutuyordu.

O gün de öyle olmuştu. Minho eve gelmiş ve iğrenç kimyasal kokusuyla camları açmıştı. Her ne kadar küçük olsa da bu kokuyu fazla solumanın zararlı olduğunun farkındaydı ve bilinçli davranarak hızlıca müdahalede bulunmuştu.

Ancak bu yaptığı annesini daha çok sinirlendirmişti. 

Sırf camdan toz girer diye annesinin Minho'ya etmediği küfür, savurmadığı hakaret kalmamıştı ve Minho ilk defa annesinden korkmuştu. Annesi üzerine yürüdükçe çaresizce yalvarmaktan ve korkudan titremekten başka bir şey yapamıyordu. Geri geri giderken en sonunda yeni temizlenmiş parkeye oturdu ve duvara yaslandı Minho.

"Anne, yalvarırım... beni korkutuyorsun! Senden korkuyorum artık ne olursun yapma!" sesini bulabildiğinde annesine bu sözleri haykırmıştı Minho. O sırada annesinin bakışları dehşetle dolmuştu.

"Ne demek senden korkuyorum! Ne demek korkuyorum! Annenim ben senin tabii ki istediğim gibi bağırırım! Korkmak ne kelime!" diyerek Minho'nun yakasına yapışmıştı kadın. Minho artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Tam o sırada kapı çaldı. Minho kurtulmuştu. Şimdilik.

Annesi Minho'yu sertçe bırakarak kapıya bakmaya gitti.

"Aa Seon hanım, ne güzel sürpriz bu böyle. Hoş geldiniz, içeri geçin buyurun." Üst komşularıydı gelen. Minho annesinin bu ani değişimine şaşkınlıkla bakmış ve hızla odasına kaçmıştı. Üstünü değiştirip yatağına girmiş komşu gidene kadar orada kalmıştı. İçeriden konuşma sesleri  geliyordu.

Birkaç saat sonra gözlerini karanlık odaya açtığında uyuyakaldığını fark etmişti Minho. Evin fazlasıyla sessiz olduğunu fark edince çıplak ayaklarıyla odasından çıkmış salona bakmıştı. Salon her zamanki gibi derli toplu ve aşırı derecede düzenliydi. Annesini göremeyince sırasıyla mutfağa ve banyoya bakmıştı. Mutfakta da kimse yoktu. Ancak ışığı açık banyoyu görünce hemen oraya yönelmişti. 

Yavaşça araladığı banyo kapısından bakarken görünürde bir şey yoktu. Kafasını hafif çevirdiğinde görüş açısına giren küvet ise tam aksini haykırıyordu. Küvette kesilmiş bileklerinden kan akan bir beden vardı.

Annesinin bedeniydi bu.

Minho yavaşça küvete yaklaştı. Annesi iç çamaşırlarıyla dolu ve artık suyu pembeleşmiş küvette hareketsizce yatıyordu. Minho'nun bedeni hiçbir tepki vermiyordu gördüğü şeye karşı. Soğukkanlı bir şekilde iki parmağını annesinin boynuna götürdü ve nabzına baktı. Nabız yoktu.

Why Don't You Protect Me? 'minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin