Épisode 18'SF

145 21 37
                                    

  •  Geçmiş

Tutturduğu ritimle bacağını sallıyordu Sebastian. Stresli bir şekilde ailesinin kavgasını dinliyordu. Ailesi onun odasında kavga etmese bile Sebastian'ın odasına ses net bir şekilde geliyordu.

Hararetli tartışma dinmiş olsada olabilecek herhangi bir durum için kendini hazırlamaya çalışıyordu sarışın. Şuan oldukları durumda,oluşan sessizlik normal gelmiyordu. Bu kadar suskunluk az önce kavga eden kişilere göre fazlaydı.

Biraz daha bağırmaları gerekiyormuş gibi hissediyordu. Gözlerini yumdu ve oturduğu yatakla sırtını buluşturdu.

Onlar sakinleşmişse Sebastian'da sakinleşmeliydi. Dışarıdan gelen rüzgar sesine odaklanıp,kafasını boşaltmaya çalıştı ve başarılı da oldu.

Tamamen kesilen ses ve kapı kapanma sesiyle uyuması gerektiğini anladı. Yatağına girip,üzerini örttü ve uyumaya çalıştı.



  •  Günümüz

Sebastian yüzünün her tarafına çöken baskıyla uyandı. Kendisine sımsıkı sarılıp onu öpen Ryan,her sabah görmek isteyeceği şeydi.

Onun uyanmasıyla öpücüklerini kesmiş öylece gözlerinin içine bakıyordu Ryan.

"Bugün yoksun değil mi evde?"

Ryan onun sorusunu duymuş gibi değildi, hala gözlerinin içine bakıyordu. Yavaşça başını salladı.

Sebastian onun bu hallerine anlam veremesede,yinede bu durumu bozuntuya vermedi.

Kollarını sevgilisinin boynuna sıkıca sarıp, onu kendine çekti ve onun üzerine çıktı.

Hava nedense bir anda kararmaya başlamıştı, sabah hava aydınlanmazmıydı? Neden birden bire böyle olmuştu?

Bunları düşünürken yeşil gözlünün karnına bir ağrı saplanmıştı. Bir bıçak gibiydi,karnını delip geçmek isteyen bir bıçak.

Yüzünü buruşturdu ve acıyla kendini eşinin yan tarafına bıraktı. Karnı normalde de ağrırdı ama bu denli olduğunu hiç hatırlamazdı.

Ryan ona kısa bir bakış atıp,yataktan çıktı ve odanın kapısına ilerledi.

"Ryan nereye gidiyorsun? Karnım çok acıyor lütfen yardım et!"

Ryan kendinden emin bir şekilde odanın kapısını açtı ve onu dinlemeden odadan çıktı.

"Ryan!Yardım et lütfen,canım çok acıyor!"

Sebastian kendini eşine duyurmaya çalışıyordu. Ama onun hiç duymuş gibi bir hali yoktu.

Karnına koyduğu eliyle yavaşça Ryan'ı takip etti Sebastian. Acıdan nefesi kesilmeye başlamıştı, nefesini düzene sokamıyordu.

"Ryan dur lütfen!Nereye gidiyorsun?"

Acıyla merdivenlerden inen eşini takip ediyordu Sebastian. Ryan kendini kaybetmiş gibiydi,onu duymuyordu.

Gözlerinin dolması görüşünü bulanıklaştırdı onun,takip ettiği kişinin gözünün önünden kaybolma ihtimalinden korkmaya başlamıştı.

"Sevgilim dur lütfen,neden duymuyorsun beni!?"

Güçsüz sesiyle bağırmıştı. Bağırmak ağrıyan karnının ağrısını çoğaltıyordu.

Merdivenin son basamağından indiğinde tüm gücünün çekildiğini hissetti ve dizlerinin üstüne çöktü. Ryan arkasını dönüp bakmamıştı bile.

Sebastian onun acı çığlıklarını duymasını istiyordu. Önü ardı kesilmeyen gözyaşlarıyla sesini duyurmaya çalışıyordu.

Ryan askılıktaki ceketini aldı ve üzerine giydi. Kapıyı açtı ve dışarı çıktı.

Amour •Sebastian Szymanski Ryan Kent Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin