"Yani gördüğün gibi burada hayat başka akıyor."Wriothesley tekrardan bunu yanındaki arkadaşına hatırlattı ve tebessüm etti. Birkaç gündür beraber Fontaine Şehrinde merkezde geziyordular. Wriothesley tur rehberi gibi etrafı tanıtıyordu Neuvillette'e.
Neuvillette sessizce etrafı inceleme taraftarıydı. Şehirdeki Melusine'ler, insanlar, hayvanlar daha bi' farklı gibiydi sanki. Neuvillette bundan emin olamasada etrafi incelemeyi sevmişti, farklı mekanlar yeni bakış açıları onun sevdiği türden bir şeydi.
Bir yandan etrafı incelerken bir yandan da Wriothesley'in hemen arkasında yürüyordu. Neuvillette sağ tarafındaki dükkanı gözleriyle süzerken Wriothesley aniden durdu ve Neuvillette istemeden ona çarptı.
"Ah benim hatam pardon." Wriothesley ensesini kaşıyarak güldü. Neuvillette'e baktı ve daha sonra onun baktığı dükkana baktı.
"Kitapları sever misin Neuvillette?"
Neuvillette, mavi ve morun karışımı olan gözlerini dükkandan çekip Wriothesley'e doğru baktı. Mavi gözlerinin en derinliklerine baktı, tıpkı Fontaine ile Sumeru'yu bağlayan deniz kadar koyuydu.
"Seviyorum denilebilir."
Wriothesley, bir elini ressam adamın omzuna koydu ve ressamın daha önce baktığı dükkanı diğer eliyle gösterdi.
"Bence buğukuşu tam sana göre her gün bazı yazarlar taslak halinde kurgulsr yayımlarlar. Eğer hslk tarafından da beğenirse kaleme dökerler. Bakmak ister misin?" Wriothesley hafif bir tebessüm ile sordu. Neuvillette ilk önce onun maviliklerine sonrada kitapların üzerinde gezdirdi gözlerini.
"Eğer senin için sıkıntı yoksa?" bu Neuvillette'in dilinde evet demekle aynı şeydi. Wriothesley bir elini ejderha adamın omzuna koydu ve buğukuşuna doğru adımladılar. Vardıklarında ikiside durdu ve raflara baktılar. Neuvillette'in ilgisini çeken bir kitap olmuş olacakki Neuvillette, mühendis adamın elinden kurtulup o rafa doğru yöneldi ve eline bir kitap aldı. Kitabın kapağında bir okenaid vardı. Okenaid okyanusun derinliklerine batıyordu ama yanında birçok balık vardı. Kitabın ismi 'Sessiz Kalabalık' idi.
Wriothesley onu izlerken tebessüm etti. Neuvillette kitabın arka kapağında bulunan kısa özet kısmını okumaya başlamıştı bile. Mühendis adam ise gazetelerden gündemi inceliyordu.
Neuvillette okumayı bitirdiğinde aklına bir çizim fikri gelmişti. Kitabı yerine baktı ve çizimi görselleştirdi zihninde. Hoşuna gitmişti bu fikir. Dudaklarının kenarı kıvrıldı, gülümsedi.
Bu sefer Neuvillette, siyah saçlı adamı izlemeye başlamıştı. Ne okuduğunu görmek için usulca yaklaştı ona ve yanında durup gazetedeki haberlerde göz gezdirdi. O'nun yanındaki varlığını fark edince Wriothesley gazeteden gözlerini ayırmayarak konuştu. "Sıkıldın mı Neuvillette?"
"Hayır, gezmeye devam edecek miyiz?"
Wriothesley elindeki gazeteyi yerine bırakıp çalışanlara 'İyi günler' dedikten sonra Neuvillette ile beraber yürümeye devam ettiler.
Sessiz yürüyüşlerinin sessizliğini bozan Wriothesley oldu. "Çoğu yeri gezdik. Yapmak istediğin bir şey var mı?" Neuvillette durdu ve düşündü. Çok kısa sürmüştü ne istediğini seçmesi, düşüncelerini ayıklayıp ne yapmak istediğini söylemek için dudaklarını aralayacaktı ki tereddütle durdu.
"Benim bir işim yok merak etme." Wriothesley, Neuvillette'in tereddüt etmiş olacakki bu sözlerleri söyledi gülümseyerek.
"Resim çizebilceğim bir yer var mı?"
O'nun masumiyetine karşı kıkırdadı Wriothesley.
"Aslına bakarsan bir çok yer var, dilersen deniz kıyısına gidebiliriz." Wriothesley'in aklına birçok yer gelmişti ama Neuvillette'in Su Ejderhası Tanrısı olduğunu da düşününce en mantıklısı deniz kıyısı olmuştu.
Akşamüstüydü. Neuvillette bir elinde tuval ve şövale, diğer elinde boya çantasıyla deniz kıyısına indi. Güneş henüz batmamıştı ama batmak üzereydi. Hava bu nedenle turuncumsu bir renkti. Resim yapacağı için üzerine daha sade kıyafetler giyinmişti ve saçını yukardan at kuyruğu şeklinde bağlamıştı.
Şövalesini yerleştiren Neuvillette üstüne tuvalini de koydu ve tam karşısına yere oturdu kendiside. Tuvali pekde büyük değildi. Boyalarını çıkardı ve kullanacağı renkleri paletine tek tek sıktı. Soğuk tonlarda bir resim çizecekti. Bir düşünceyi daha hayata geçirecekti. Fırçasını kabından çıkardığı anda işine başladı.
Bu sırada Wriothesley iş yerinde çıkan bir sıkıntıyla ilgileniyordu. Sıkıntı hafife alıncak bir şey değildi. Daha önceki bölümlerde bahsettiğim Wriothesley'in çıraklarından biri olan Via'dan bahsetmiştim. Bahsetmediysemde kusruma bakmayın. Kendisi uzun siyah saçlı amatör olmasına rağmen zeki bir mühendisti. Son zamanlarda diğer çıraklara kötü davrandığı söyleniyordu. Her zamankinden daha asi ve daha dikkatsizdi. Çok çalışsada çok kez kendi dünyasına dalıp gidiyordu. Lâkin kimse bunun nedenini bilmiyordu.
"Via!" Wriothesley kendi yönetimi altında olan binaya girer girmez bağırdı. Tüm çalışanlar odalardan çıkıp Wriothesley'e baktılar. Tek kişi hariç. Via.
Kendisi muhtemelen her zamanki gibi üst kattaki elektrik panosu odasındaydı. Wriothesley de öyle düşünüyordu. Üzerindeki gözleri umursamadan merdivenlerden yukarı bir hızla çıktı. Koridorun sonundaki elektrik panosu odasının kapısını açtı ve çalışma masasında yazılı bir kâğıda imza atıyordu.
"Via. Ne yaptığını sanıyorsun. Ben sana bu iş yerini emanet ederken sana güvendim." Wriothesley sesinde biraz kırgınlıkla söyledi bunları. Via masadaki imzalı kağıdı eline aldı ve ayağa kalktı. Wriothesley'in gözlerine bakamadı ve sessizce ona kağıdı verdi ve yanından geçip odadan çıktı.
Wriothesley elindeki kağıda baktı ve yazılanları okudu. Gözlerine inanamıyordu bu bir istifa belgesiydi. Elindeki kağıdı yere attı ve hızla odadan çıktı. Via'nın uzun saçlarını gördüğü gibi onu tuttu omzundan ve kendisine çevirdi.
Gri gözleriyle bakıştı Via'nın. Tıpkı Ay gibiydi.
"Sorun ne Via?"
"Biliyorsun Wriothesley. Veronica..."
Wriothesley anladı ve bir şey diyemedi. Onu kendine çekip sarıldı. Onun acısını dindirmek isterdi ama nasıl yapacağını bilmiyordu.
"Her şey geçecek Via. Veronica için kendini bu kadar hırpalamamalısın."
Burada büyük bir drama dönerken ressam bey çizimine devam ediyordu. Bir yandan deniz şarkısını söylüyor bir yandan da o şarkı söylüyordu. Çizdiği resimdeki bi' çift mavi göz ile bakışmak onu mest etmişti.
-Devam edecek.
Tekrardan geç gelen bolum icin ozur dilemicem alistiniz siz artik dkdkxjdld
Via ve Veronica için "1944; Via ve Veronica" adında ksisa bir kurgu yayımlıcam. Okursanız sevinirim. Via ve Veronica'yı burada uzun uzun anlatip Wriothesley ve Neuvillette'in ilişkisine olan odağımı bozmamalıyım. Tekrardan okudugunuz icin tesekkurler♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1944; wriolette
Fanfictionlanetli kasabanın ışığı olma uğruna hayatını ortaya koyan çılgın bilim adamı wriothesley bu lanetin kurbanı olacaktı ya da kim bilir laneti sona erdirecek kişi ta kendisi olacaktır...