𝟑

218 55 24
                                    

Bir Melusine ile beraber uzun koridorun sonundaki odaya girerken tüm vücudunun heyecandan titrediğni hissediyordu Wriothesley. Kapının önünde birkaç saniye durup nefes aldıktan sonra yavaşça kapıyı açtı, karşısında gördüğü ilk şey bir koltuk ve üzerinde oturan bir kızdı, kızın elinde bir çay vardı ve sakince yudumlarken odaya giren kimseyi fark edince çayını masaya koydu ve gülümsedi.

"Merhabalar hoş geldiniz Bay Wriothesley"

Beyaz ve aralarında maviler olan kısa   estetik bir görünüme sahip saçları vardı kızın ve biri açık diğeri koyu mavi -tıpkı Fontaine'in derinliklerindeki gibi- gözleriyle adamı süzdü ve kıkırdadı her zamanki gibi. 

"Merhabalar hanımefendi" ne diyeceğini bilemedi bizim elektrikçi Bey, böyle biriyle karşılaşmak değilde daha çok saçları ve sakalları yaşlılıktan beyazlamış gözlüklü bir adamla karşılaşmayı umuyordu. Lâkin şu anda karşısında olan kız onun gözünde ancak on sekiz, yirmi yaşları arasında olabilirdi.

"Sorcağım sorudan beni mazur görün, kasabayı yöneten kişi siz misiniz?" kibar bir şekilde sorusunu yöneltti.

Genç kız kıkırdadı ve çayından bir yudum daha aldı, eliyle Wriothesley'in karşısındaki koltuğa oturmasını gösterdikten sonra Wriothesley koltuğa oturdu ve genç kız konuşmaya başladı.

"Babam kasabanın yöneticisi olur ama şuanda kasaba dışında önemli bir işi olduğu için kasabaya ben bakıyorum"

Adamı sessizce süzdükten sonra devam etti konuşmasına "Buraya gelme nedeniniz sanırsam bir elektrik işinden dolayı, değil mi?" Wriothesley onu kafasıyla onu onayladı.

"Gelmeden önce mutlaka bu kasabanın efsanelerini ya da diğer bir deyişle gerçekten yaşanmış olan olayları duymuşsunuzdur ve bunları gözde bulundurarak bu işe kalkıştığınızı düşünüyorum. Umarım öyledir."

"Buraya kadar gelipte ünlü halk hikâyelerini duymamak mümkün müdür?" gülümseyerek karşılık verdi adam.

"Madem durum bu, iş için izin veriyorum." Genç kız onay verdikten sonra çayının son damlalarını da boğazından aşağıya indirdi ve ayağa kalkıp büyük ,odanın yarısını kaplayan, kitaplıktaki kitapları karıştırmayı başladı. Wriothesley onu sadece sessiz bir şekilde izlemekle yetindi.

Birkaç dakikanın ardından genç kız bir kâğıt ve dosya ile geri döndü. Kâğıda bir şeyler yazdı hızlıca ve son olarak imzasını atarak dosyanın içine koydu kâğıdı. Gülümseyerek adama uzattı.

"Bu onay belgeniz eğer kaybederseniz hiç iyi şeyler olacağını sanmıyorum" her ne kadar tehditkâr bir cümle dökülsede dudaklarından, hâlâ sırıtmaya devam ediyordu.

Wriothesley dosyaya baktı ve genç kızın isminin Furina olduğunu öğrendi. Son kez genç kızı gözleriyle süzdü. Siyah ve mavi ağırlıklı giyimi hoş gözüküyord. Giyimi, hâl ve hareketlerini en başından beri incelediğinden dramaya bayıldığını kesinlikle söyleyebilirdi. En önemli detay ise sürekli gülmesinin ardında kesinlikle bir şeyler saklıyor olduğunu düşünmesiydi.

"Teşekkürler Bayan Furina. İzninizle." diyerek ayağa kalktı Wriothesley ve ardından sessizce odadan çıktı.

Kapı kapandı, Furina sessizce kitapları karıştırmaya devam ediyordu ve bir ses yankılandı odada.

"Babamıza yardım etmeliyiz Furina"

Devam edecek...
(Oy ve yorum yaparak destekte bulunursanız çok sevinirim :3 )

1944; wrioletteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin