lanetli kasabanın ışığı olma uğruna hayatını ortaya koyan çılgın bilim adamı wriothesley bu lanetin kurbanı olacaktı ya da kim bilir laneti sona erdirecek kişi ta kendisi olacaktır...
"Kaptan şu noktaya yapsak olmaz mı?" Wriothesley'in çıraklarından biri ellerindeki haritadan bir noktayı gösterip elektrik direğini dikme konusundaki fikrini ortaya koydu. Kasabanın çeşitli noktalarına elektrik direkleri dikme işine kahve/sigara molası vermiştiler ekipçe.
"Bakalım..." sessizce o noktadaki binalara ve yollara baktı. Ne çok dar ne de çok geniş olan sokaklardan özellikle bir tanesi eskiden gelen elektrikçilerin genelde can verdiği noktaydı ve bu sokak çırağın önerdiği sokak ile aynı sokaktı.
"Neden o sokak Via? Mantıklı bir açıklama verirsen kabul edeceğim teklifini."
Erkek olmasına rağmen uzun, düz ve siyah saçlara sahip ve uzun boyu, yapılı vücudu ile dikkat çekiyordu çırak Via, diğer çıraklar arasında Wriotshley ile oldukça yakın bir düşünce tarzı vardı ve diğerleri arasında daha da zekiydi.
Çırak Via düşündükten sonra yanındaki diğer arkadaşından bir kâğıt ve kalem istedi. Kâğıda o sokağın daha büyük halini taslak şeklinde çizip direk ve pano bölgesini belirledi, ardından bir kaç hesaplamanın sonunda kâğıdı ustası Wriothesley'e uzattı. Wriothesley kâğıdı incelerken diğer çırakları mola vermek adına sigara yakıp dışarı çıkmıştılar.
"Elektrik direnci bu noktada daha güvenli, hemde topraklama için oldukça uygun bir toprağa sahip. Dahası şuradaki ev..." eliyle bir binayı gösterdi "... oldukça yüksek bir bina, yani demek istediğim; Üstüne yıldırım düşmesini engellemek için bir paratoner koyarsak yanındaki binaları da korumuş oluruz. Dilerseniz içinize sinmediyse topraklamayı kuvvetlendirip elektrik çarpma olasılığını daha çok azaltabiliriz."
Wriothesley sandalyesinde geriye doğru yaslandı ve kağıdı yukarı doğru kaldırıp düşünceli bir şekilde bakındı. Kasaba halkının neredeyse tamamıyla tanışmıştı, insanlar onu cana yakın biri olarak görüklerinden kolay bir şekilde anlaşmıştılar. Her sokakta yaşayanları aşağı yukarı tahmin edebiliyordu, ve diğer binalara kıyasla yüksek olan binada -üç katlı bir apartman- 3 kişilik iki aile bulunuyordu, geriye kalan dairede de yanılmıyorsa Neuvillette yaşıyordu. Diğer ölen mühendisler, su ejderhası tanrısı efsanesi... Hepsi garip bir şekilde Neuvillette'i işaret ediyormuş gibi geldi Wriothesley'e. Belkide kafasında fazla kuruyordu. Emin olamadı bu konuda. İç çekip sandalyesinde doğruldu ve Via'ya baktı.
"Yeterli malzemeyi temin etmemiz ne kadar sürer?"
İşte bu da Wriothesley'in olumlu cevap verme şekillerinden biriydi. Via bu yanıta karşılık gülümsedi. Her ne kadar tehlikeli olsada bu işten kesinlikle zevk alacak iki çılgın mühendisti onlar sonuçta. İşin ucunda ölüm dahi olsa kimse onları durduramazdı.
"Merkezden kasabaya 3 günde gelir" tahmininin doğru çıkmasını umarak söyledi Via.
Bu konuşmanın ardından üç gün geçti, Wriothesley ve ekibi bu sırada sorunsuz ve oldukça güvenli bir şekilde elektrik direklerini ve panolarını halletmiş hatta bir kaç eve elektrik ulaştırmayı başarmıştı bile.
Gariptir ki hâlen kasabanın asıl yöneticisi ile tanışamamıştı Wriothesley. Bayan Furina bu sırada görevleri üstleniyordu, bu Wriothesley için bir sorun çıkarmasada asıl yönetici ile tanışmak kesinlikle ilk tercihiydi. Bayan Furina'nın hareketleri bu iş için biraz daha absürt kaçıyordu. O daha çok kasabanın size ilk başta bahsettiğim sanatkâr kısmındandı.
"Wriothesley!" lacivert uzun saçlı kadın seslendi adama. Wriothesley 'n'oldu' dercesinden baktı kadına.
"Monsieur Neuvillette sizi bekliyor"
Wriothesley yağmurlu gökyüzüne bakmayı bırakıp sessizce kasabanın sanat galerisine girdi. Uzun koridorlar ve merdivenler sonunda sandalyesinde bacak bacak üstüne atıp otururken bir kadeh içerisinde su içen Neuvillette'i gördü. Biraz beklettiğinden doğru kısa bir özür dileyip hemen konuya girip konuşmaya başladı...
***
"Furina bunun için rol yapman gerekecek"
"Hayır bunu kabul edemem! Bu tamamıyla saygısızlık olur." Sinirle çıkıştı Furina, karşısındaki kişinin dedikleri çok saçma geliyordu ama bir yandan da rol yapmaktan başka bir seçeneği de yoktu. Öfkesi gözlerinden belli oluyordu adeta, olanların beklenenin aksine ilerlemesi de cabası! Kim bilebilirdi ki bir bilgi öğrenmenin bir cana mal olacağını. Sumeru'da mümkün olabilcek bu olayın Teyvat'ın diğer ülkeleri arasında en gelişmiş olan Fontaine de yaşanacağını...
"O zaman herkese gerçekleri açıklamak zorundasın" sert bir şekilde çıkıştı Furina'nın karşısında konuşan kişi.
Bu fikir daha da acı vericiydi, ikisinin de hatta Neuvillette'in de başı derde girecekti.
"Sanırım kararını verdin"
Furina öfkenin, hüznün karışık olduğu bir ifadeyle karşısındaki kişiye baktı. Mecburen rol yapacaktı, yine ve yine...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Devam edecek...
(Bölümlerin kısa ve geçgelişi umarımsizi rahatsız etmiyordur. Oy ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum<3)