Yatak yap, toz al, odayı süpür, çarşaf değiştir... Babamın bu kadar cimri olduğunu hiç düşünmemiştim. Sanki bu otelde Courtney'den başka çalışan yokmuş gibi iki saat içinde ömrümde yapmadığım kadar iş yapmıştım. Huysuz müşteriler de işle beraber hediye geliyordu herhalde. Babamın koyduğu 'müşterilerin bir tanesine bile kim olduğunu söylersen işte çalışma süren uzar' kuralı olmasa şu anda hıysuz müşteri denilen bir şey hayatımda olmayacaktı veya Liaminsanlarahırsızdamgasıvuranpayne den hırsız muamelesi görmeyecektim. Bugün oteldeki son günleri olduğu için mutluyum.
Yerdeki sütyeni parmak uçlarımda alıp çöp torbasının içine fırlattım. Sahibi bu otele bir daha hiç dönmeyecekti nasıl olsa. Bay Mysers'ın nerde duracağını merak ediyordum doğrusu ve bu yaşta kondom kullanması saçmalık. Aletinin dik durabildiğinden bile emin değilim. Tanrım! Yaşlı bunağın odasında kafayı yiyiyordum. Şu düşündüklerime bir bakın. Temizlik arabasını ittim. Aklımı daha fazla yitirmeden bundan kurtulmam lazımdı.
-Liam-
"Keşke sadece kavga çıkartmakla kalsaydım" diye geçirdim içimden.
"Nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirsin Liam? Gazetecilere haberin yalan olduğunu anlatmak için göbeğim çatladı resmen."
Benjamin odanın içinde konuşarak, bir sağa bir sola dönüp duruyordu. Dediklerinin birçoğunu dinlemiyordum bile. Çoğu saçmalıktan ibaretti ama ünlülerin dünyasında işler böyle yürüyordu işte.
"Dinliyor musun sen beni?"
Benjamin'in ani çıkışıyla viskime atacağım yerde, yere düşen buzu tekmeledim.
"Onu ben alabilir miyim? Teşekkürler." Benjamin, ben daha cevap veremeden bardağı bitirmişti bile.
"Nerde kalmıştık?"
"En son benim viskimi çalıyordun."dedim gözlerimi devirerek.
"Evet hatırladım."dedi Benjamin bana dönerek.
Bu adamın iyi bir yanı varsa da laf söylediğinizde, kızsa da eğlense de tepkisini hiç belli etmeden, olaya kaldığı yerden devam etmeseydi. Yılların tecrübesi sanırım.
"Courntey Huntington. Demek otel sahibinin kızıyla takılıyorsun Payne?"
Dün gece hakkında söylenmeye başladığından beri Benjamn ilk defa dikkatimi çekebilmişti.
"Onu otelde çalışan kız sanıyordum."dedim. Şu an şaşkınlığımı belli etmenin hiç sırası değildi. Konuşmaya başladığından beri Benjamin'e ilk defa konu ile ilgili bir şey söylemiştim ve o kahkaha atmakla yetindi.
"Ne otel çalışanı ama! O arabayı almak için kaç yıldır çalışıyordur acaba? Ha! Bir de elini kolunu sallaya sallaya odanın anahtarını alıp seni odana kadar götürmek için kimden izin aldı acaba?"
Cevap vermek yerine omuzlarımı silktim.
"Tanrı aşkına Payne! Senin derdin ne? Herkes sizin Sophia ile mutlu olduğunuzu, yakında evleneceğinizi düşünürken bu durum ortaya çıksa ne olur biliyor musun?"
Benjamin kontrolü kaybetmişti ama benim sabrım daha sınırlıydı. Koltuktan hızla ayağa kalktım.
"Ben de öyle olduğumuzu düşünüyordum ama sonra ne oldu biliyor musun?" Üstüne üstüne yürüdüğüm Benjamin sırtı pencereye çarpınca durmak zorunda kaldı. "Herkesin melek bildiği Sophia benden ayrıldı,hemen arkamdan da başka birini buldu!"
"Eline koluna sahip çık Payne. One direction hayatın benim ellerimde olabilir." Küfrederek, Benjamin'e doğru salladığım işaret parmağımı yere indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Need You (Liam Payne Fanfiction)
Fanfictionİhtiyaç duymak... Kime veya neye? Aslında tek bir şeye...