Alicia Keys -101 bölüm şarkısı olarak bunu dinleyebilirsiniz, iyi okumalar :)
13.Bölümden
Dudaklarımın arasında tuttuğum sigarayı çevirdim ve çakmağı çaktım. Kesinlikle eğlenceli olacaktı ya da ölecektim.İkisi de hissedilen acıyı dindirmenin bir yoluydu. Sonuç olarak başıma gelecekleri denemeden bilmemin imkanı yoktu ve öyle veya böyle kurtuluşum olacaksa, deneyecektim.
Öleceksem sebebi iki kişiydi. Birincisi, en büyük aşkım sandığım ama asla tanıyamamış olduğum Sophia, ikincisi ise, başına açtığım lanet işlerden dolayı beni asla affetmeyeceğini bildiğim, hayatımın en masum parçası ama benim en büyük hesaplaşmam, Courtney'di.
Louis
"Niall, yeter artık! Ağlamayı kes!"diye olabildiğince sessiz ama sert bir şekilde bağırdım.
"İkinizde biliyordunuz. İkinizde. İkinizde..."
Niall, transa girmiş gibi ellerini karnında bağlamış öne arkaya doğru sallanarak hastaneye geldiğinden beri aynı şeyleri söyleyip duruyordu. Ben de dar bir alanda saatlerdir volta atıp duruyordum. Liam'ı evde tek başına bulduğumuzda, bir an her şey için çok geç kaldığımızı düşünmüştüm. Duvara fırlatılarak kırıldığı çok belli olan içki şişeleri, boş sigara paketleri, uyuşturucu poşetleri, Liam'ın yerde öylece duran vücudu sanki sıcaklığını kaybetmiş gibiydi.
"Evet lanet olasıca!" Yumruğumu öfkeyle koltuğun kenarına geçirdim. "İkimiz de biliyorduk!" Beni ayakta tutmaya zorlanan bacaklarım daha fazla dayanamadı ve dizlerimin üstüne çöktüm. "Evet biliyorduk." Başımı, Niall'ın dizlerinin üstüne bastırdım. "Biliyorduk."diye tekrar ettim ağlamam yüzünden gittikçe boğuklaşan ve cızırdayan sesimle. "Biliyorduk. Biliy..."
"Bize niye söylemediniz!" Niall, beni omuzlarımdan ittirdi ve hışımla ayağa kalktı. Karşılaştığım tepkiyle, kendimi yerde sürüyerek arkaya doğru kaymaya çalıştım. Sırtıma çarpan duvarla, üstüme doğru yürüyen Niall beni göğsümden ittirdi. "Niye Louis? Bize. Niye. Söylemediniz?" Göğsüme vurdukça sırtıma çarpan duvar canımı yakmasına rağmen karşılık vermiyordum. Sadece başımı sağa sola sallayarak deli gibi ağlayarak "Bilmiyorum. Bilmiyorum."diyebiliyordum.
"NİALL!"
Zayn'in, güçlü kolları Niall'ı üstümden çekip aldığında, başımı,göğsüme çektiğim dizlerimin arasına alarak "bilmiyorum bilmiyorum."diye diye ağlamaya devam ediyordum.
"Sen de biliyordun! Sen de! Sen de! SEN DE!"
"Niall, sakin olmaya çalış biraz. Liam'a bir şey olmadı ve olmayacak da."
Dizlerimin arasındaki başımı kaldırıp yüzlerine bakmıyordum ama konuşmalarından Niall'ın bu kez Zayn'in üstüne yürüdüğünü ve Zayn'in onu sakinleştirmeye çalıştığını anlamıştım.
"İyileşecek mi yani?" Zayn'in son sözünden sonra istemsiz olarak başımı dizlerimin arasından kaldırdım.
"Evet. Sadece uyuşturucu tedavisi görmesi gerek ama buna Payne'i kim ikna edecek." Doktorun yanından gelen Harry, yanımda durdu.
"İkna etmek?"diye sordu Niall. Biraz daha sakinleşmiş olmasına rağmen hala konuyu algılamaya çalışıyordu.
"Bu kadar iğrenç şeyi, bir anda bu kadar yüksek dozda karıştırmış olması size de tuhaf gelmedi mi çocuklar? Sanki... Sanki..."
"Sanki ölmek istiyormuş gibi."Dedi Niall, dehşet içinde olmasına rağmen sessiz çıkan sesiyle.
Harry, dudaklarını birbirine bastırarak maalesef der gibi başını salladı ve "Doktor, uyuşturucuya daha yeni başlamış olabileceğini söylüyor."diyerek ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Need You (Liam Payne Fanfiction)
Fiksi Penggemarİhtiyaç duymak... Kime veya neye? Aslında tek bir şeye...