11*

288 17 0
                                    

Courtney

"Nerden alıştın şuna?"

"Alış..." Öksürük. "Alışmak mı?" Ve tekrar öksürük.

"Kendi kendini öldürüyorsun Rachel."dedim öksürüğünü bir türlü türlü zaptedemeyen Rachel'ın sırtına vururken. Sigara dumanından boğulan bir insana ne yapılır hiçbir fikrim yoktu çünkü. "Sadece üç gün görüşmedik ve haline bak. Köprü altı insanlarına dönmüşsün."

"Sen görmeyeli çok komik olmuşsun."dedi ve kahkaha attı. "Canım benim ya." Yanaklarımı sıkan ellerini aşağıya indirdim. Üstüme çoktan sinmiş olan o iğrenç kokuyu burnumun dibinde duymaya hiç niyetim yoktu.

"Konuyu dağıtma Rachel. Sana bir soru sordum, nerden alıştın şuna? Telefonlarımı açmadığın şu üç günde bu zehiri içmeyi mi öğreniyordun yoksa?"

"Hayat öğretiyor diyelim." Konuşması nihayet düzene gelmişti, sigarasını kül tabağında söndürdü.

Biraz önce zırvaladığı şey de neyin nesiydi? Açıklama yapmasını beklediğim Rachel'a baktım. O ise "Demek Londra'ya gidiyorsun ha?"dedi. Uzun süredir benimle bir şey paylaşmama konusunda çok ısrarcıydı, oysa ondan bir açıklama beklediğimi çok iyi biliyordu.

Yakmak için bir tane daha sigara çıkardığı zaman buna engel oldum ve kutuyu önünden çektim aldım. "Yeter artık, bir açıklama yapmaya mecbursun Rachel!"

Rachel itiraz etmeden geri yaslandı. "Sadece senin sorunların varmış gibi geliyor değil mi Courtney?"dedi ve alayla gülümsedi.

"Rachel bu-bu da ne demek oluyor şimdi?"diyebildim kekeleyerek.

"Benim de sorunlarım olabilir demek oluyor Courtney."dedi yüzünü benimkine doğru yaklaştırırken.

"Çok tuhaf davranıyorsun."dedim yüzüme yaklaştırdığı yüzünden kaçmaya çalışırken. Nihayet durduğunda, masanın üstünden uzanıp elini tuttum. "Seni dinlemeye hep hazırım, biliyorsun değil mi Rach?"

Rachel'ın dudakları alayla kıvrıldı. "Dinlersin doğru ama" elini elimin altından çekti "Sana bir cümle söylediğimde duyacağım ilk kelimenin, biliyorsun benim başıma da buna benzer bir şey geldi ama hala hayattayım tarzı bir şey olacağını da çok iyi biliyorum."

"Rachel, hepten saçmaladığının farkında mısın?"diye bağırdım farketmeden.

"Bilmem, belki ama kumar yüzünden tüm varlıklarını kaybetme noktasına gelmiş, her gece eve sarhoş gelip, kocasının kaybettiği paraları geri kazanabilmek için deli gibi çabalayan eşi ile kavga ederek, ömrü zaten tükenmekte olan bir evliliği daha da çabuk tüketen bir babası olan ve tüm bu olaylara şahit olmaması için dokuz yaşındaki kardeşini koruyan bir kız ne kadar saçmalarsa o kadar saçmalıyorum işte!"

Ellerimi dehşetle ağzıma götürdüm. En yakın arkadaşım benden,sırf benim yüzümden, en büyük acılarını gizleme gereği duymuştu. Tanrım, ben çok kötü bir insandım.

"Rachel ben-benim bunların hiçbirinden haberim yoktu. Çok özür dilerim ben." Ne diyeceğimi bilemeden kitlenip kalmıştım resmen.

Rachel, boşver anlamında elini havada salladı. "Sinirlerim çok bozuk Courtney, ağzımdan çıkan hiçbir şeyin farkında değilim." Eliyle ağzı ve burnunu kapattı. Bir cesaret ben de masanın üstünde kalan elinin üstüne bir kez daha elimi uzattım ve onu dostça sıktım. "Sadece-sadece bunu birine anlatmalıydım ama senden başka kimse aklıma gelmedi Courtney."

I Need You (Liam Payne Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin