dayanamayip bir bolum daha yaziyorum evet..😓😓😓
×××
Bisure uyuyan çocuğu izledikten sonra bende uykuya daldım. Gözlerimi açtığımda izlendiğimi hissederek başımı biraz yukarı kaldırdım. Uyanmıştı..
Bu güzel çocukla biraz bakıştıktan sonra garip bir ortam olduğu için konuşma ihtiyacı hissederek biraz yatagimda doğruldum.
"Merhaba. İyi misin? Bir ihtiyacın var mı?"
Gözlerini inceleme fırsatı bulduğum için ne kadar güzel simsiyah pasparlak ve vişne tanesi gibi gozlerinin olduğunu düşünmüştüm kendi kendime. Tanrı onu özenerek yaratmıştı sanırsam. Oda biraz doğrularak oksijen maskesini çıkardı ve konuşmaya başladı.
"Ben.. bana ne old..." cümlesini tamamlamadan öskürmeye başladı sanırım oksijen maskesini bir anda çıkardığı için nefes darlığı çekiyorduHemen aceleyle kalkip başucundaki komodinden bardağa su doldurarak yanında oturdum ve ona içirmeye çalıştım. Elleri çok titrediği için yardımcı olmaya çalıştım ama eline dokunarak rahatsızlık vereceğimi düşünerek bardağın altından tutuyordum.
Suyunu içirdikten sonra yeniden yattığı yere uzandı. Bende bardağı komodine geri koydum.
Karşısına (kendi yatağıma) oturarak "Daha iyi misin?" Diye sordum."Evet.. size ne kadar tesekkur etsem az gerçekten çok çok minnettarım. Beyefendiciğim karşılığında ne vermemi istersiniz?"
Neden bukadar teşekkür ettiğini anlamdıramadığım ve sadece su vererek ne karşılık alacağımı düşünerek kaşlarımı çatarak ona bakmaya başladım. Beyefendiciğimi öyle tatlı seslendirmişti ki kafama vura vura çok tatlı olduğunu haykırmak istedim.. tamam biraz abarttım ama çok tatlıydı
"Hayir hayir dur neden bu kadar teşekkür ediyorsun sadece bir su için. Karşılığında hiçbirşey istemiyorum lütfen rahatına bak."
"Ama.. ama bana hiçbirzaman karşılıksız birşeyin yapılmayacağını söylediler?" Bu güzel yüzlü çocuk bana yüzü gibi o kadar güzel birşekilde bakıyordu ki, keşke görebilseniz..
Biraz oskurerek sesimi ve kendime çeki düzen vermeye çalıştım."Hayır tabikide herşey karşılıklı olucak diye birşey yok bukadar küçük birşeyse hiç yok. Kendini yorma" diyerek koluna uzandım ama kolunu hemen geri çekti. "Ah özür dilerim... rahatsız etmek istememiştim"
Dolu gözlerle koluna bakmaya başladı. Sonra tüm vücudunda gözlerini gezdirerek hıçkırarak ağlamaya başladı.
"Hayır hayır neden ağlıyorsun? Ne oldu? Bir yerin mi acıyor? Doktor çağırayım mı? Ağlama lütfen.."Ellerini yüzüne götürerek gözyaşlarını silmeye başladı. "B-ben.. Bir kere daha o kabus g-günü yaşamak zorunda kaldım.. Lanet olsun unutmaya çalıştıkca he-herkes yeniden ha-hatırlatacak şeyler yaşatıyor..." hıçkıra hıçkıra kurduğu cümleni bitirmesini bekledim.Biraz soluklandıktan sonra yeniden konuşmaya devame etti.
"Herşey çok üstüme geliyor artık vücudum kaldırmıyor.. yaralarım iyileşti derken yerlerine daha büyük ve daha acıtan yaralar yerleşiyor... Ben.. ben ne yapıcağımı gerçekten bilmiyorum artık toparlanmaya çalışıyorum herşey bitti iyi hissediyorum diyorum o kabus günü tekrardan yaşıyorum.. Ben çok yoruldum artık ne yapıcağımı nasıl yapacağımı bilmiyorum.." gözyaşlarını silerek konuşmasını sonlandırdı.
O konuştukca içimde böyle melek gibi bir insanı neyin bukadar üzdüğünü neyin bukadar acı verdiğini anlamlandırmaya çalışıyordum.. Onun yerine okadar acı çekmeli olan insan vardı ki... yaşadıklarına hiç layik olmadığını tanımadan gözlerine bakarak bile anlamıştım.. Lanet olsun o kadar büyüleyiciydiki ona baktıkça ismimi unutuyordum resmen..
"Lütfen lütfen sakin ol tamam bak ben sana dokunmuyorum temas etmiyorum.. başına ne geldi bukadar güzel çocuk, kim yaptı sana bunları?"
Çocuğa bakarak bunu söylediğimde gerçekten gözlerinin parladığına şahit oldum.. Tanrım eğer rahatsız olduğunu hissetmeseydim sarılarak herkesten,herşeyden koruma istegimle başa çıkamazdım..
"Özür dilerim.. ben..konuşmak istemiyorum"
"Tamam tamam hiç sorun değil ama ne zaman anlatmak istersen, rahat hissedersen her zaman dinleye bileceğimi unutma olur mu güzel çocuk?"
"Hmhm" çocuk gözlerimin içine öyle yoğun bakıyordu ki gerçekten gözlerinden öpmek istedim o an..
"O zaman tanışalım mı? Aslına bakılırsa ben seni tanıyor sayılırım ama resmi olarak tanışalım dimi?" Küçük gülümsemesini gördüm dünyam parıldadı sanırım.. "Ben Taehyung. Kim Taehyung" Hafif tebessüm ederek konuştum. Elimi sıkmak için uzatamamıştım.
"Ah!! Bende bende seni biryerden tanıyorum.. ama çıkaramadım gerçekten özür dilerim.. Ben Jungkook. Jeon Jungkook." Çekinerek elini yavasca uzattı. Çok heyecanlanmıştım. Bana temas etmekten kaçmamıştı. Bu temasın bile gereksiz yere beni neden bukadar heyecanlandırdığını sorguladım.
"Memnun oldum ayyüzlü çocuk"
"Efendim? Ayyüzlü mü?"
Sorusunu şok içinde söyler söylemez odanın kapısı şiddetle açıldı. İçeri biryerden tanıdık gelen 2 genç çocuk girdi..
"Hey seni bulduk orospucocuğu!! Yüzümüzü ne hale saldığına bak!! Seni korkularınla gebertmeye çalışmıştık ama bu sefer seni kendi ellerimle boğarak öldürmezsem banada Mingyu demesinler!"
×××
Eveettttt.... bu bölümüde yazdığıma göre artık uyuya bilirim😓😓😓
öptümmm🌷🌷💕💕
![](https://img.wattpad.com/cover/368435453-288-k351192.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
about love | tk
Фанфикyaralarımın etrafına çiçekler çizdin. düzyazı ağırlıklı semetae ukekook angst değildir!🎀