multimedya DESTAN HANIM LALE HANIM VE ADNAN BEY
iyi okumalarr...
Cemreden
Odamda oturmuş telefonla geçmeyen saatleri sayıyordum. Hizla duran araba sesi dikkatimi dağıtsa bile kalkıp bakmayacaktım bu evde normal olan sayılı insan vardı zaten bugün. Kapının büyük bir sesle açılmasıyla
Demirin hızla içeri girip bana doğru yürüdü, kolumdan hızla tutup beni kendine çevirmesi korkmama neden olmuştu.
"demir napıyorsun lütfen bırakır mısın canımı yakıyorsun " demiştim zor çıkan sesimle ondan ayrılmaya çalıyorum.
Sinirle konuşmaya devam etti
"sana tek bir soru soracam şimdi beni iyi dinle küçük hanım, sorularımın ikiletilmesinden nefret ederim iyi bilirsin, CEM kim ve seni nerden nasıl bu kadar iyi tanıyor " dedi sınırlı hali gözlerinden okunuyordu."Cem'i nerden tanıyosun sen" diyebilmistim şaşkınlıkla. Ahhh tabi ki şirket!!!.Cem'i öğrendi hér neyse zaten saçma bir sevgililik dönemiydi ortaklıktan dolayı gidip gelmeler olmuş o arada bir kısa dönem sevgili modunda takilmistik ve yani ilerlemeyince bitip gitmişti Demir niye böyle sinirliydi peki ? Kolumu daha fazla sıkınca
"demir lütfen bırak kolumu canım yanıyor" dedim kısık sesle gözlerim dolmuştu kolumun ağrısından.
"sana bi soru sordum ve hala cevabını alamadım cemre "dedi yüksek bir sesle.
"eski bi arkadaşımdı cem ne var bunda" kolumu hızla bıraktı ve sinirden gülmeye başladı"eski arkadaşın öyle mi " dedi dalga geçercesine.
"evet" dedim bende ağrıyla kolumu ovuşturmustum.
"seni yalan söylememen konusunda uyarmıştım cemre" dedi tekrar bağırarak. "hangi yakın arkadaş kaldı ki erkek, birbiriniz hakkında her şeyi bilir ve hep destek olur sen açıkla bana" dedi gerginlikle.
"sen bunu nerden biliyorsun, hem yakın erkek arkadaşım hiç olamaz mı benim" dedim bağırarak
"bunu öğrenmek istemiştim zaten arkadaştan öteydiniz değil mi eski sevgilindi " dedi sesi o kadar bağırarak çıkmıştı ki yerimden sıçramıştım.
"Konuşsana söylediklerim yalan mi yoksa değil mi?" Iyice sinirlenmistim onun yaptığı gibi yüksek sesle konuşmaya devam ettim."ya yeter sana hesap vermek zorunda değilim ben" dedim bu saçma mevzuyu konuşmayacaktım onunla odadan dışarı çıkacakken hızla gelip kolumu tekrar sıktı.
"demir bırak" dedim sıkılmış bir sesle.
"konuşmamız bitmedi ve bitmedi demedikçe de bitmez " dedi kesin bir şekilde
"sen kimsin ki bana hesap soruyorsun? evet eski sevgilimdi. ne var bunda yani senden önce kimse olamaz mı hayatimda kaldı ki yakın olduğumuz falanda yok 1 hafta çıktık olmadı bitti niye bu kadar taktın anlamadım ki?" dedim kolumu hızla çekerken adım atıp ona yaklaştım.
"Benimle evlenmeden önce her gecesini biri ile geçiren birine ben hesap sormuyorsam, sende bana bu şekilde hesap soramaz birseyler ima edemezsin," sertce kapının kolunu açıp dışarıya adımımı atmamla berrin hanımı gördüm.
"bir haftalık gelinsin ortalığı karıştırmayı başardın yine" dedi o igrenc bakışlarıyla.
"bakın berrin hanım saygıda kusur etmek istemiyorum ama bu bizim hayatımız,kavga da ederim sessizde kalırım benim seçimim, sizin bir şey söylemeye karışmaya hakkınız hiç yok "dedim net bir şekilde
esra hızla yanımıza gelerek koluma hafif vurup geri iterken beni bağırıp konuşmaya başladı"sen anneme hangi hakla bağırırsın ya sen kimsin"dedi o cırtlak sesiyle yine konağı ayağı kaldırdı.
" ne bağırmasından bahsediyorsun Esra " dedim sakin ama karşı çıkan bir şekilde, ayni anda demir odadan çıkıp yanimiza ilerledi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE
General FictionCemre TUNA : 22 yaşındayım.mardinde doğdum ancak istanbulda yaşıyorum babam mardinden törelerden aşiretten beni hep uzak tutmaya çalışmıştı çünkü bir kızını töre kurbanı olarak ölmüştü. Ben ise en son mardine 20 yaşımda düğünümde terk edilmem üzerin...