Yazım yanlışları olabilir, kusura bakmayın.
İyi okumalar!
🌟
"Liya, Liya, dinliyor musun beni?" Diye gözümün dibinde el salladı Nisa. "Hı." Diye bir nida döküldü dudaklarımın arasından.
"Beni dinliyor musun diyorum?" Dedi Nisa, ciddi bir şekilde. Dün gece uyuyamadığım için uykusuzdum. Bu nedenle gözüm açık bile uyuyabilirdim. Fakat Nisa'nın en sevmediği şey, bir şey anlatırken karşı tarafın onu dinlememesiydi.
Yinede doğruyu söyledim. "Dalmışım." Ekledim. "Dün gece uyuyamadım, biraz uykusuzum da."
Nisa bozuntuya vermedi. Hiçbir yorum yapmadan attığı şeyi baştan anlattı.
Üşenmedi.
Çenemi elime yasladım. Gözlerim kendiliğinden kapanıyordu.
Zil çaldı. Teneffüs bitmişti. Sıradaki ders İngilizceydi. Ve ben İngilizce derslerinde hep uyurdum.
Nisa kendi yerine geçerken veda ettik birbirimize. Bu derste biraz olsun uyusam azıcık kendime gelirdim.
Kafamı sıraya gömdüm.
★
"Liya, yine mi uyudun? Uyan artık!" Sesiyle homurdanarak yavaşça gözlerimi açtım. "Sürekli uyku, uyku, uyku. Biraz bahçeye çıkalım!" Nisa'nın yine bahçeye çıkma sevdası tutmuştu.
Başımı kaldırdım ve uykumun açılmasını bekledim sadece birkaç saniye. O birkaç saniye sonra ayağa kalktım.
Nisa şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Uyku mahmuru gözlerle, "Hadi çıkalım bakalım bahçeye." Dedim. Nisa gülümseyerek koluma girdi.
"Hadi gidelim."
Aşağı bahçeye indiğimizde bütün banklar doluydu. Bu demek oluyordu ki Nisa beni bahçede dolandıracaktı.
"Kanka bak şu tarafta," Dediğinde gözleriyle işaret ettiği kişiye baktım. Teoman. Kahverengi saçları ve saçları gibi kahverengi gözlere sahipti Teoman. Boyu uzundu. Notlarıda iyiydi. Zaten 12/E'deki herkes çok çalışkandı. Bizden bir yaş büyüktü sadece.
Nisa, Teoman'ı seviyordu. Hatta iki yıldır. Dokuzuncu sınıftan beri onu seviyordu. Fakat Teoman Nisa'yı hiç fark etmemişti. Kör çocuk.
"Hı hı," Diye mırıldandım. Keşke sınıfta kalsaydım.
Nisa yine ve yine Teoman'ı anlattı bütün teneffüs. Teoman, çocuk, senden nefret ediyorum.
Bir sonraki ders yine İngilizceydi. Yinee uyuyacaktım. Seviyordum uyumayı, ne yapayım.
Kalan üç derste sorunsuz geçti ve sonunda öğlen arası oldu.
Nisa ile markete gittik. Bir şeyler aldıktan sonra bir banka oturup aldıklarımızı yemeğe başladık. Bir yandan konuşuyor, bir yandan yemek yiyorduk.
Nisa ile dokuzuncu sınıfta arkadaş olmuştuk. O günden bu yana arkadaşlığımız hâlâ devam ediyordu. Bu güzel bir şeydi. Genelde arkadaşlarım bu kadar fazla yanımda kalmazlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzündeki Yıldızlara Bak
Literatura KobiecaArkadaşının zoruyla on ikilerin katına çıkan Liya, yanlışlıkla on ikilerden bir çocuğa çarpar. O gün kendiyle sürekli dalga geçer. Fakat birkaç gün sonra olacakların farkında değildir. ★ Bir şans verip ve zamanınızı ayırıp okumanızı çok isterim (ta...