-2-

181 26 26
                                    


kızlarla okuldan sonra kafeye gitmiş ve orada biraz dedikodu yaptıktan sonra evlere dağılmak için ayrılmıştık.

kulaklığımı kulağıma geçirip müzik listemden rastgele bir şarkı açtım.

ellerimi cebime atıp yürümeye başladım. birkaç dakikanın ardından başlayan yağmur şimdilik yavaş yağsa da birazdan hızlanacağını bildiğim için hızlanıp yürümeye devam ettim.

otobüse binmek istemeyip şarkı dinleyerek ve sakince yürüyerek eve gitmek istemenin sonucu ne mi?

işte bu! harika.

girdiğim ara sokak diğer günlere nazaran daha sessiz ve ıssızdı. normalde birkaç insan da olsa dolu oluyordu bu sokak. omuz silkip yürümeye devam ettim. etrafımda oluşan birkaç gölge kaşlarımı çatmama sebep olurken aniden kolumdan çekilip duvara itilmem ile tiz bir çığlık atıp ne olduğunu anlamaya çalıştım.

"böyle güzel bir hanımefendi yağmurda ıslanmamalı diye düşündüm."

karşımda beliren üç adama kısa bir bakış atıp ofladım. "canınız yansın istemiyorsanız, çekilin önümden."

"ovv küçük hanımefendi canımızı yakacak."

iğrenç gülüşleri tekrar kulaklarımı doldururken hepsi birden üzerime atılınca yere düştüm. "iğrençsiniz, ateşimle kavurup kül edeceğim hepinizi, çekilin üstümden!"

dayanamayıp gücümü kullanacağım sırada üzerimden çekilip havaya uçmuşlardı.

kaşlarımı çatıp etrafıma bakındım. bir anda nereye tüymüşlerdi bunlar? arkamı dönmem ile spiderman tam dibimde belirmiş ve ters biçimde asılarak bana bakıyordu.

tabii ya! kurtarıcı örümcek adam.

"kendim halledebilirdim."

"öyle mi? cesurluğunu tebrik ederim o hâlde ve rica ederim."

tek kaşımı kaldırıp asıldığı ağı kopardım. yere düşmesiyle göz devirip oradan uzaklaşmaya başladım.

"gerçekten böyle mi teşekkür ediyorsun?"

arkamdan binalara ağa atarak gelmesiyle gözlerimi kapayıp sinirle ofladım.

o kadar kişinin arasından kurtaracak beni mi bulmuştu bu?

hâlâ söylenirken en sonunda dayanamayıp durdum. "rahatsız etmeyi bırakır mısın?"

o da aynı şekilde binanın tepesinde durup yukarıdan bana bakmıştı. "bana karşı bu kadar agresif olmanın sebebi ne?"

"sevmiyorum, yeterli bir sebep."

aşağıya inip tam karşımda durdu. "sevmiyor musun?"

yüzünü daha çok bana yaklaştırıp alayla sordu.

işaret parmağımla onu kendimden uzaklaştırıp tekrar ettim." sevmiyorum."

aramızda sessizlik oluşurken elini bana uzattı. anlamsız bakışlarım yüzünde daha doğrusu maskesinde dolaşırken kafamı 'ne var?' der gibi salladım.

"hadi gel, yağmur hızlandı. eve bırakayım seni."

histerik bir şekilde gülmeye başladım. "sen ciddi misin ya?"

kafa sallayıp beni hızla kucağına aldı ve ağını binanın yukarısına attı. "hayır..sakın!"

lafım biter bitmez yukarıya doğru çekildiğimizde çığlık atıp sıkıca ona tutundum. "lanet olsun sana, yükseklik korkum var aptal böcek."

spiderman & fire woman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin