Bölüm 4

51 3 14
                                    

Helüüüü sonunda yb yazıyorumm
Neyse size iyi okumalar canlarımmm



~jisung
Minho hyunga bakakalmıştım. Özrü çok güzel anlamlı ve kabul edilmemesi zordu. Zaten her türlü kabul etmiştim ama bu çok düşünceliydi.

Hyungun bu düşünceli davranışının etkisinden hala çıkamamışken aynı andada gözlerim dolmuştu. Ben karşımda beni mutluluktan ağlamama beden olan çocuktan mı korkmuştum? Bide ondan korktuğumu söylemiştim. Kim bilir ne kadar üzüldü..

Gelen mesaj ile telefonuma baktım,

Minho x Jisung

Minho
Jisung

Dolmuş gözlerimle gözlerine baktım. Endişelendiği suratından anlaşılıyordu bu yüzden gülmeye çalışmam ile tekrardan gelen mesaja baktım .

Minho
İyi misin?

Suratından endişeli ve meraklı olduğu bariz ortadaydı. Benim için endişelenmesi yüzümü güldürdü. Benim güldüğümü görünce gözleri tekrardan bir yıldız gibi parladı ve içten bir tebessüm sundu.

Telefonumu açıp iyi olduğumu sadece duygulandığımı yazdım. Aç olup olmadığımı sorunca  canımın tatlı çektiğini söyledim. Menüden cheesecake i gösterip onu istediğimi belirttim. Minho hyung ise kedi şeklinde bir puding söyledi.

Tatlılarımız geldiğinde vakit kaybetmeden cheesecake imi yemeye başladım. Tatlılara bayılıyordum hele ki o tatlı cheesecake ise..

Ben büyük bir iştah ile tatlımı yerken bir çift gözün beni izlediğini fark ettim. İki yanağımın da içini doldurmuş ne olduğunu sorar bir şekilde Minho hyungun gözlerine baktım. O ise güzel gülüşünü gösterip tatlısını yemeye başladı. Suratı öyle tatlıydı ki bir kediyi andırıyordu. O tatlısını yerken yüzünün ne kadar kusursuz ve güzel oluşu dikkatimi cekti.

Tatlımdan bir çatal daha ağzıma atıp suratını incelemeye başladım. Dudaklarının şekli ve toz pembe rengi çok güzeldi, burnu herkesin sahip olmak istediği bir sekilde ve suratına çok yakışıyordu. Gözleri ise gecenin yıldızı gibi parıldıyordu..

~Minho
Jisung'un gözlerinin dolduğunu görünce telefonu elime alıp Jisung'a yazdım. Endişelendiğimi anladığından gülmeye çalıştı, iyi olup olmadığını sordum; bi anda o sahte gülüşü soldu, gözlerinin içi güldü. Gülüşü içimi ısıtırken telefonu eline aldı ve iyi olduğunu söyledi. 'Aç mısın?' diye sordum ama aç olmafığını cheesecake yemek istediğini söyledi.

Siparişlerimizi verip beklemeye başladık. O sırada karşımdaki minik bedeni incelemeye başlamıştım. Şişmiş yanakları ve fındık burnu ile bir sincaba benziyordu. Saçının hafif bukleleri onu aşırı derecede güzel yapıyordu. Masanın altından ayaklarını sallamasıda tatlılığına tatlılık katıyodu..

Ben Jisung'u incelemeye devam ederken garsonun tatlılarımızı getirmesi ile gerçek dünyaya geri döndüm. Gördüğü cheesecake ile gözleri parlayan Jisung hiç vakit kaybetmeden tatlısını yemeye başladı. Her lokmasında şilen yanakları ile bir sincaptan farkı yoktu.

Ben Jisung'un bu tatlılığını izlerken bir an bir çift göz bana bakmaya başladı. Ağxına bir kaç lokma daha sıkıştırıp 'ne bakıyon?' dermişçesine bir bakış attı, gözlerine bakıp cevap olarak güldüm ve tatlımı yemeye başladım. Biz büyğk bir keyifle tatlılarımızı yerken cafeye giren bir arkadaş grubu ile Jisung'un gözlerine korku yayıldı. Endişeli gözlerle ona baktım, o da bana baktı; gözlerindeki korku iyice büyürken sapkasını takıp, esyalarını bir çırpıda toplayıp, cafeden koşarak çıktı ve arkadında endişeli ve şaşkın bilekilde arkasında bakakalalan beni birakti.




LGS BİTTİİİ
Uzun zaman sonra yazabildimm sonundaa
Sizi beklettiğim için özür dilerimm😔
Neyse eğer benim gibi lgs ye girmiş olanlar varsa inşallah güzel sonuçlar çıkarmışsınızfırrr
Oy ve yorum yapmayi unutmayinn

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Your eyes are enough for meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin