○3●

162 17 2
                                    

Elini silahtan çekti. Arkasını döndü. Elim bi an boşlukta kaldı. Arkasından ona bakmaya başladım. Geniş omuzları vardı. Siyahtı. Karanlıktan zaten bir şey göremiyordum. Siyah giymesi de cabasıydı. Kapüşonunu kafasına geçirdi. Ellerine cebine soktu. İlerlemeye başladı.

"Yanlışın var. Benim kalbim çoktan öldü." İnanamıyorum. Bunu ben mi söylemiştim?

Yerinde durdu. Kafasını hafifçe bana doğru çevirdi. Bir ufak kahkaha sesi duydum. Alayla karışık bir kahkaha sesi. Tekrar yürümeye başlamadan önce bir şey daha söyledi.

"Tekrar görüşeceğiz siyah. Kalbin de." Ve alayla karışık bir kahkaha sesi daha. Karanlıkta gözden kaybolduğunda hala gittiği yöne bakıyordum.

Omzumda bir el hissedince hemen kendime geldim. Arkamı döndüğüm gibi silahı doğrulttum arkamdakine.

"Ne o küçük bremin beni mi öldüreceksin?" dedi gülümseyerek.

"Ergiz sen miydin? İnsan bi haber verir." Bu lafıma da güldü.

"Başka kim olucak küçük? Üzgünüm ama sana bir şey hatırlatmam gerek." dedi. Yüzünü astı. "Burayı senden ve benden başka bilen kimse yok." dedi dalga geçerek.

"İnan şaka kaldırcak halde değilim Ergiz."

"Ne o benim küçüğüm güçsüzleşti mi yoksa? Aaa bakıyım kollarına."

"Ergiz kes şunu! Yeter!"

Bunu dememle her zaman ki ciddiliğine geri döndü. Avcunu bana doğru uzattı. "Ver şunu." dedi.

"Hayır, veremem." dedim silahı arkama saklarken.

Ergiz sinirlenmeye başlamıştı. Ciddi olaylarda hep dalga geçerek konuşmaya başlardı. Bu onun daha da sakin olmasına sebep olan bir taktikti. Ama ben daha demin onun dalga geçmesine izin vermedim. Bu da demek oluyor ki... Nanayı yedin Eylül...

"Eylül! Ver şunu dedim sana!" Avcunu yüzüme sokarcasına önümde sallıyordu. Gözlerim dolu dolu ona baktım. Benim ağlamama dayanamazdı Ergiz'im. Arkasına döndü. Ellerini başına götürdü. Kafasına vurmaya başladı.

"Ölünce ne olacak gerizekalı?" Arkası dönüktü hala bana, bir yandan hala bağırıyordu gerizekalı diye.

Ben ağlamaya başlamıştım bile. Bugün kaçıncı ağlayışımdı bu benim.

"Ergiz... Yüzüme bak. Ne kadar acı çektiğimi görmüyor musun?" Bir süre arkasını dönmedi.

Çok hızlı nefes alıp veriyordu. Buraya kadar nefes alış-verişinin sesi geliyordu. Bir inip bir kalkan omzularından da belliydi. Kasılan kaslarındansa ne kadar sinirli olduğu anlaşılıyordu.

Hızla arkasını döndü bağırarak devam etti.

"Ölünce ne olcak ha? Söylesene! Ne olacak? Başın göğe ericekse buyur ölebilirsin!" Alev topu gibi gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu.

Yine sustum.

"Ama şunu bil..." dedi sakince.

"Ölmek kaçmaktır Eylül. Ölmek kaçmaktır. Korkaklar ölmeyi seçer." Bunu da sakince söylemişti. Yavaşça arkasını döndü. Gitmeye başladı.

Ne yapmalıydım? Sessizce gidişini seyrettim.

Elimdeki silah bi anda patladı. Ne yapmıştım ben? Silaha baktım. Üstünden hafif duman çıkıyordu. Kimi vurmuştum ben? Yada nereye ateş ettim?

Silah sesinden sonra Ergiz'in gittiği yerden koşarak geri dönüşünü izledim yere düşerken. Dizlerimin üstüne düştüm sertçe. Umursamadım. Ben ne acılar görmüştüm bir diz acısı mı yıldıracaktı beni? Ergiz yanıma geldi.

"Ne yaptın sen gerizekalı? " dedi. Gene cevap vermedim.

"Bi yerine bir şey oldu mu?" Benden gene cevap alamadığında."Konuşsana Eylül!" dedi. Bedenimi sarstı ona bakayım diye. Bense ona değil de boş mezara bakıyordum.

"Eylül cevap ver iyi misin!"

Bedenim titremeye başlamıştı bile. Ergiz elleriyle bedenime bakıyordu. Ah salak kendimi vurdum sanıyor. Kendimi vurmadığıma emin olduğun da bana baktı. Çenemi tuttu. Başımı kendine doğru çevirdi. Benim gözlerim hala boş mezardaydı.

"Tamam Eylül geçti. Bak bir şeyin yok. Ben yanındayım küçüğüm."

Kollarını bana sardı. Benimse hale bir elim silahta diğer elim yerdeydi.

Daha da sıkı sarıldı.

"Ben yanındayım. Kimse olmasa bile ben yanındayım..."

Silahı fırlattım. Titreyen bedenimle bende ona sarıldım.

"O şimdi öldü." dedim. Ne dediğimi anlamamıştı.

"Onu ben öldürdüm."

"Hazan Yaprak öldü." dedim. Başımı omzunun boşluğuna saklarken.

"Tamam geçti gitti. Her şey yolunda." dedi. Kafamı kaldırdım. Gözlerinin içine baktım.

"Ben korkağın tekiyim. Kaçmayı bile beceremeyen, kaçmaktan bile korkan korkağın tekiyim."

SONSUZ KAYIPLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin