8 Dakika Önce;
XAVİER;
Hepimiz yataklarımıza gitmiştik. Kar durmuştu onun yerine yağmur yağıyordu. Tam uykuya dalacakken deli gibi şimşek çakmaya başladı. Şimşeklerden çok korkardım. Eski bir anım yüzünden travma yaratmıştı. Aksilik yatağımda pencere kenarındaydı. Bu yüzden daha da çok korkuyordum. Nefesim düzensizleşmeye ve ellerim titremeye başlamıştı. Ağlamaya başlamıştım. O sırada kapımın açıldığını duydum. Kimin geldiğine bile bakamayacak haldeydim. Dudaklarımın arasından bir hıçkırık sesi çıktı. Sonra ise yanımda bir ağırlık hissettim ve saçımda bir el. O gün ki şey aklıma geldi. Aynısının olmasını istemiyordum.
Xavier; DOKUNMA BANA!
JASON;
Ne? Bu olamazdı değil mi? Olamazdı..
Jason; Xavier benim korkma!
Ona dokunmaya çalışıyordum ama izin vermiyordu.
Xavier; Yapma lanet olası dokunma bana!
Bunu kısık bir sesle söylemişti. Ona çok üzülüyordum. Zor da olsa onu tutup sarılmayı başarmıştım. Elleri titriyor ve çok kötü ağlıyordu.
Jason; Tamam, geçti sincabım. Yanında ben varım kimse birşey yapamaz.
Hem saçını okşuyor hem de sıkı sıkı sarılıyordum. Bir süre öyle kaldık. Artık ağlama sesi yerine düzenli nefes sesleri duyuluyordu. Xavier'a baktığımda uyuduğunu gördüm. Tekrardan korkmaması için onu kendi odama getirip yatırdım. Bende orada ki koltuğa uzandım.
CHRİS;
Sabah uyandığımda yine yağmur yağıyordu. Yüzümü yıkayıp odamı toplamaya başladım. Nasıl bu kadar dağılabildiğini aklım almıyor. Etrafı topladıktan sonra aşağı indim. Kimse uyanmamıştı bende kahvaltı hazırlamaya başladım... Kahvaltıyı hazırlamam bitince çocukları uyandırmaya başladım.
WİLLİAM;
Güzellik uykum Chris tarafından bozulunca aşağı indim.
William; Günaydın!
Chris; Günaydın.
Chris; Hadi oturun da kahvaltımızı yapalım.
Nigel; Tamam.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra alışveriş merkezine gitmek için arabaya bindik.
Jason; Sıkılmıştım ya iyi oldu alışveriş merkezine gitmek.
Evan; Evet ya.
HUGO;
Yol biraz uzundu o yüzden bende telefonumu çıkarıp bakmaya başladım. Tam çıkacakken bir bildirim dikkatimi çekti.
Bilinmeyen Numara;
Hazırlanın........
Bu neydi şimdi? Kafamı kaldırdığımda son sürat bize gelmekte olan araabayı gördüm.
Hugo; Chris! Bize doğru gelen bir araba var.
Chris; Gördüm. Arabayı sağa çekmeye çalışacağım.
Chris lafını bitirdikten sonra ışıklar kapandı...Bu bir şakaysa komik değildi.
Yazardan;
Chris'in lafı bittiğinde o araba onlara çarpmıştı. Araba uçurumdan aşağı yuvarlanırken orada o görüntüyü zevkle izleyen iki kişi vardı....
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
NİGEL;
En son birşeyin bize çarptığını hatırlıyordum. Kafam ölesiye ağrıyordu. Neredeydim ben? Burası neresi ve diğerleri nerede?
X; Uyanmışsın bakıyorum.
Nigel; Sen kimsin be? Ayrıca neresi burası.
X; Ah kim olduğumu şuan öğrenemezsin ama öğreteceğim.
Nigel; Ne saçmalıyorsun?
O an bağlı olduğumu farkettim. Sonrasında her şeyi hatırladım. En son alışveriş merkezine gidiyorduk. Sonra birisi bize çarpmıştı. Aşağı düşerken iki kişinin gülerek o anı izlediğini farketmiştim.
Nigel; Sen bize çarpan kişisin.
X; Doğru.
Nigel; Arkadaşlarım nerede?
X; Merak etme onlar gayet iyi. Şimdilik.
Nigel; Bana ne yapacaksın?
X; Hm, ufak bir hatırlatma diyelim.
Nigel; N-ne hatırlatması?
Şuan çok korkuyordum.
X; Hazırlan..
Bunu dedikten sonra cebinden bir bıçak çıkardı. Ama bu bıçak çok sivriydi. Onunla ne yapacaktı ki? Bir anda üstüme yürümeye başladı. Ama ben bağlı olduğum için hareket edemiyordum. İki tane adamı yanına çağırdı ve kolumu tutmalarını söyledi. Sonra da bıçakla koluma bir şeyler yazmaya başladı.
X; Korkma. Sadece sana bedava bir dövme yapıyorum.
Bıçağı koluma değdirdiği andan itibaren çığlık çığlığa bağırıyordum.
Nigel; BIRAK BENİ!
X; Yerinde durmazsan daha çok acır.
Koluma birşey yazıyordu. Ama her bıçak dokunuşu canımı çok yakıyordu. Nerdeyse bütün oda benim çığlıklarımla dolmuştu. Dayanamıyordum artık.
Nigel; Yalvarırım b-bırak b-beni.
X; Az kaldı.
Bıraktığında ölecekmişim gibi hissettim. Daha doğrusu hissedemedim. Hiç bir yerimi hissetmiyordum.
X; 2 dakika bekle geliyorum.
Kafamı hafif kaldırıp koluma baktım. Kandan ne yazdığı gözükmüyordu. O adam bu sefer elinde bir şişe ile gelmişti.
X; Bak işte bu canını fazlasıyla acıtacak.
O şişedeki şeyi koluma dökmeye başlamıştı. Bağırmaya başlamıştım. Çok fazla yakıyordu. Sanırım bu tuzlu suydu.
X; Şuan çok acınası gözüküyorsun.
Nigel; BENDEN NE İSTİYORSUN!
Çığlık atıyordum.
X; Arkadaşlarına ve sana teker teker acı çektireceğim. Bunlar sadece başlangıç.
Konuşamıyordum. Çok şey söylemek istiyordum ama ağzım dahil hiç biryerimi kıpırdatamıyordum ve ayrıca çığlık atmaya devam ediyordum.
X; Neyse sana bu acı ile başarılar. Birazdan adamlarım seni ve arkadaşlarını serbest bırakır.
Bunu dedikten sonra gitmişti. Bu sefer gerçekten hiç bir milimimi hissetmiyordum. Zor da olsa kafamı kaldırıp koluma yazdığı şeye baktım. Bu neydi şimdi? Ne demekti acının merhametsizliği?
UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. BİRAZ KISA OLDU AMA İDARE EDER. BU BÖLÜM BİRAZ KAOS DOLUYDU. OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. SİZİ SEVİYORUM...<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkunun Gözyaşları
TerrorLise ikide zorbalık gören dörtlü okulun popüler dörtlüsü ile tanışınca hayatları değişti. Fakat onlara zorbalık yapan kişi bunları kaçırıp bir laboratuvara götürüp üzerlerinde deney yapmaya başladı. Bu deneylerden zorluklarla kaçmayı başaran karakte...