-Bir Hafta sonra-
Sabah Marlene ile uyandığımızda Lily'nin çoktan çıkmış olduğunu gördük. Bizde hemen hazırlandık ve kahvaltı için aşağıya indik.
Büyük salona yakın bir koridordan geçerken bağrışma sesi duymamla durdum ve o tarafa doğru ilerlemeye başladım, hiçbirşey anlamayan Marlene'de arkamdan geliyordu.Koridorun başına geldiğimizde birkaç slytherinlinin Lily'i rahatsız ettiğini gördüm. Hemen onlara yaklaştım ve bağırdım.
"Onu rahat bırakın sizi ucubeler!"
"Ha, bakın bulanığın arkadaşlarıda geldi. Bırakmazsak ne yaparsın White ağlarmısın""Ağlamam, ağlatırım Malfoy" dedim ve karnına tekme atıp düşmesini sağladım. Rabastan hemen gelip kolumu sıkıca tutunca diğer elimle kolunu yakaladım ve döndürdüm.
"Sakın, sakın bidaha bana veya sevdiklerime dokunmayı aklınızdan bile geçirmeyin yoksa sizi lanetlemekten çekinmem" kolunu bırakıp Lily'nin yanına gittim ve onu ayağa kaldırdım.
"Sen iyimisin Lily"
"Evet, iyiyim teşekkür ederim"
"Sen bir meleksin Amelia"
Marlene'in söylediğiyle gülümsedim ve büyük salona doğru ilerlemeye başladık.Büyük salona geldiğimizde Marlene herkese yaptıklarımı abartıyla anlatmış hiç susmamıştı.
"Off, alt tarafı uyardım Marlene abartmasanmı"
"Uyardınmı? Sen ciddi misin Amelia. Resmen canlarına okudun"
"Off tamam abartmayın. Ders ne?"
"Biçim değiştirme. Slytherin ile"
Remus'un cevabıyla gözümü devirdim ve ayağa kalktım.
"Hadi gidelim de hemen bitsin şu ders"Herkes önde sohbet ede ede ilerlerken ben en arkada tek başıma ilerliyordum. Birden önüme birinin çıkmasıyla dengemi kaybettim ve eşyalarımla birlikte yere düştüm. Çarptığım kişiye baktığımda bunun Hufflepuff'tan William olduğunu gördüm.
"Ben çok özür dilerim, önüme bakmıyordum sen iyimisin"
Bana doğru eğilmiş gözlerimin içine bakıyordu. Kızardığımı hissettiğimde gözlerimi kaçırdım ve cevap verdim.
"Evet, iyiyim sorun değil"
Eşyalarımı toplamaya başladığımda oda yardım etmeye başladı. Birden elimiz birbirine değince daha çok kızardım ve hemen elimi çekip ayağa kalktım.
"Yardım için teşekkür ederim ee sonra görüşürüz"
Cevabını beklemeden hızlıca ilerlemeye başladım. O ise arkamdan sırıtıyordu.En sonunda sınıfa geldiğimde Lily'nin yanına oturdum ve çantamı sıranın altına koydum.
"Nerde kaldın Ame. Merak etmeye başlamıştım"
"Lavaboya gitmem gerekiyordu Lil"
"Peki o halde" önüne döndüğünde derin bi nefes aldım ve kafamı sıraya koydum.
Ders çıkışında daha vaktimiz olduğu için kızlarla bahçeye çıkmaya karar vermiştik. Geldiğimiz gibi çantamı yere attım ve çimlere uzandım.
Sohbet ederken Lily'nin arkadaşı Snape gelmiş ve birlikte gitmişlerdi."Şu çocuğu hiç gözüm tutmadı. Umarım sonunda Lils üzülmez"
"Biliyormusun aslında benimde başından beridir tutmuyo ama Lily'nin pek dinlediği söylenemez"
"Neyse boşver. Ee hoşlandığın biri varmı?"
"Yani aslında yakışıklı bulduklarım var ama hoşlandığım söylenemez. Sende varmı"
"Sanırım yok ama yakışıklı bulduklarım var"
"Hmm kimmiş bakim o şanslılar"
"Yaa Marlene"
"Hahah, tamam tamam şaka yaptım hadi ders başlıyor gidelim"...Tüm dersler bittiğinde çocuklar ile birlikte ortak salonda oturmaya karar vermiştik.
"Ben biraz hava alacağım. Akşam yemeğinde görüşürüz"
Ortak salondan çıkıp bahçeye doğru ilerlemeye başladım. Bahçeye çıktığımda bir ağacın altına oturdum ve gözümü kapattım.Bi süre sonra yanımda hareketlilik hissetmemle gözümü açtım ve oraya baktım. Gelen William'dı, ona baktığımı fark ettiğinde gülümsedi ve konuşmaya başladı
"Merhaba. Amelia değilmi?"
"Evet?"
"Sabah hemen gidince tanışamamıştık ben William"
"Biliyorum"
"Ne?"
"Gryffindor kızlarının ağzından düşmüyorsun"
"Ah, okadar yakışıklı olduğumu düşünmüyorum"
"Ne? Hayır, sen çok yakışıklısın"
Sırıtmaya başladığında ne dediğimi anladım ve kızardım."Eee, yani şey-"
"Haha, açıklama yapmana gerekyok Amelia. Buarada teşekkür ederim sende çok güzelsin"
Gülümsedim ve önüme dönüp gün batımını izlemeye başladım. William'da bi süre beni izledikten sonra önüne döndü.-Bi süre sonra-
William ile uzunca sohbet etmiştik. Akşam yemeği saati gelince birlikte büyük salona gitmeye başladık. İçeri girince veda edip kendi masamıza doğru ilerledik. Masaya oturduğumda James konuşmaya başladı.
"Hava almak iyi gelmiş anlaşılan"
"Ne?"
"Bize hava alacağını söylemiştin flört edeceğini değil"
"James, sen ne dediğinin farkındamısın ne flört etmesi?"
"İçeri birlikte girdiğin çocuk, sevgilin heralde"
"James saçmalama sevgilim falan değil o, hem olsa ne olcakki"
"Bugün bize soğuk davranıyordun sebebi bu olsa gerek"
"Ne soğuk davranmasından bahsediyorsun"
"Sabah kahvaltıda hiç konuşmadın, ders aralarında yanımıza gelmedin, ortak salondan çıkıp gittin ve bir erkekle gülerek içeri giriyorsun bu soğuk davranmak değilmi"
"James anlaşılan oki birine sinirlenmişsin ve şuan sinirini benden çıkarıyorsun lütfen sakin ol"
"NE SAKİN OLMASINDAN BAHSEDİYORSUN, HİÇ TANIMADIĞIN BİR ERKEKLE GÜLÜŞEREK YANIMIZA GELİYORSUN VE SAKİN OLMAMI BEKLİYORSUN"
"SEN NE SANIYORSUN JAMES, BİRTEK SİZİNLEMİ TAKILACAĞIM, BİRTEK SENİNLEMİ GÜLECEĞİM, BEN SENİN KUKLAN DEĞİLİM. ELBETTE BAŞKA ARKADAŞLARIM OLACAK"
"KEŞKE SENİNLE HİÇ TANIŞMAMIŞ OLSAYDIK"
Dediği şey ile sessizleştim ve gözlerine bakmaya başladım. Gözümden bir damla yaş düştüğünde koşarak büyük salonu terk ettim. Nereye gittiğimi bilmeden sadece koşuyordum. Arkamdan adım sesleri işitince biraz yavaşladım, en sonunda durdum ve duvara yaslanıp dizlerimi kendime çektim. Biri önüme eğilip ellerini dizlerime koydu. Kafamı kaldırıp baktığımda bu kişinin Remus olduğunu gördüm. Hiç düşünmeden ona sarıldığımda saçlarımı okşamaya başladı."Sakin ol Amelia, geçti"
5 dakika sonra sakinleştiğimde konuşmaya başladım.
"Ben kötü bir arkadaşmıyım Remus?"
"Hayır, sen bir meleksin Amelia"
"Peki ozaman James neden bana öyle davrandı?"
"O senin dediğin gibi birine karşı sinirliydi. En sevdiği kişilerden birinide başkasıyla gülerken görünce patladı işte"
"Kırıcıydı"
"Hadi sen üzme kendini. Gel yemek ye yoksa açlıktan bayılacaksın"
"Haklısın zaten başım dönmeye başladı"
"İstersen bana tutunabilirsin"
Remus'un koluna girdim ve büyük salona doğru ilerledik.İçeri girdiğimizde Lily ve Marlene hemen yanımıza geldi
"Merline şükür Ame, seni çok merak ettik iyi misin"
"İyiyim Lils merak etmeyin. Ama yemek yersem daha iyi olacağım hadi masaya gidelim"
Remus'un yardımıyla masaya oturdum ve tabağıma yemek koymaya başladım...Yemek esnasında James ikidebir bana bakıp ağzını açıyor sonra geri kapatıyordu. Doyduğumda ayağa kalktım James'te benimle birlikte ayağa kalkmıştı.
"Ben doydum odama gideceğim size afiyet olsun" tam gideceğim sırada James kolumdan tuttu ve beni kendine çevirdi
"Lia, ben çok özür dilerim öyle demek istememiştim. Sabah Malfoy bize sataşınca çok sinirlenmiştim sizide öyle görünce birden patladım. Beni affedebilirmisin?"
"Biliyorum James, Remus anlattı ama söylediklerin cidden kırıcıydı""Çok çok özür dilerim. Biliyorsun sinirlendiğimde birine patlıyabiliyorum ve düşünmeden konuşuyorum ama seni asla kırmak istemem lütfen affet beni"
Gülümsedim ve kollarımı açtım.
"Gel buraya şapşal" ona sarıldığımda oda ellerini belime doladı.
"Off bukadar duygusallık yeter azcık eğlenelim"
Sirius yanımıza gelip saçımı çekti ve kaçmaya başladı. Hemen James'in kollarından kurtuldum ve Sirius'u kovalamaya başladım.
"SİRİUS ORİON BLACK HEMEN BURAYA GEL!"2. Bölüm geldii. Sizce nasıl olmuş?
Bence bazı yerleri gereksizdi ama güzeldi umarım beğenmişsinizdir buarada kitapla ilgili bir bilgilendirme yaptım onuda okumayı unutmayın görüşürüz...Ayy William'ın resmini koymayı unutmuşum. Sizde hiç söylemiyorsunuz ayıp yani hiç mi merak etmediniz görünüşünü jsjsj.
Ahanda bu yaguşuklu William.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose...| Remus John Lupin
FanfictionVoldemortun hiç var olmadığı bir evrende James'in çocukluk arkadaşı Hogwarts'a gelseydi neler olurdu sizce? Hadi gelin bunu hep birlikte görelim:)