Şarkıyı açmayı unutmayın canlarım
İyi okumalar☆~
Madam Pomfrey ayağıma pansuman yaptıktan sonra bir krem sürdü ve sargı beziyle sardı.
"Evet tatlım, bu kremi 1 hafta boyunca her gece sürüceksin ve sargını değiştireceksin. Ben sana yeni sargı getireyim sonra çıkabilirsiniz"
"Peki teşekkür ederim Poppy"
Madam Pomfrey gülümsedi ve sargı bezi almak için malzemelerin olduğu bölüme gitti."Pekala şimdi senden bir açıklama bekliyoruz küçük hanım"
"Sinek vızıldıyo sanki, sizce?"
"Amelia!"
"Peki tamam yürüyüşe gitmiştim"
"O saatte tek başına ve asan olmadan yasak ormanda yürüyüş yapmak ne kadar doğru sence?"
"Karar verdiğimde hava kararmamıştı ki"
"Sen en iyisi şunu baştan anlat"
Kafamı salladım ve herşeyi baştan anlatmaya başladım. En sonunda bitirdiğimde Jamesler kızgın gözüküyorlardı, tedirgince gülümsedim.
"Kızdınızmı?"
Lily ve Marlene hemen yatakta iki yanıma geldiler ve oturup elimi tuttular.
"Tabiki kızmadık. Sadece endişelendik değilmi James"
"Evet, evet endişelendik bir daha böyle birşey yapma"
"Peki yapmam"
Madam Pomfrey geldiğinde sargıyı Lily'e verdi ve bizi bildiğin Hastane kanadından kovdu.
"Tamam hadi alın şunu artık çıkabilirsiniz, ha bu arada Amelia'cığım ayağına bir kaç gün boyunca basmasan iyi olur"
"Ne, iyide derslere nasıl gireceğim?"
"Ben Profesör Dumbledore ile konuşurum, bir süre gerçekten derslere girmeseniz iyi olur bayan White""Peki teşekkür ederim Profesör Mcgonagal"
"Rica ederim"
Profesör Mcgonagal Madam Pomfrey ile hastane kanadından çıktıklarında bizimkilere döndüm.
"Peki o halde beni taşıyacak şanslı kişi kim bakalım?"
Hepsi yüzlerini farklı bir tarafa çevirdi.
"Hey bu halde yürümemi mi istiyorsunuz?"
"Kız haklı birinizin onu kucağında taşıması gerekiyor"
"Aslında ben taşıyabilirim ama Gryffindor ortak salonuna girmeme izin yok"
"Tamam Rose, ben seni taşırım"
"Hepinizi toplasak bir Johnie etmezsiniz be. Teşekkür ederim Aylağım"
Remus gülümsedi ve beni kucağına aldı.
"Hey ağır olman bizim suçumuz değil"
Ayakkabımı çıkardım ve Sirius'un kafasına fırlattım.
"Getir o ayakkabıyı şimdi"
"Off ayakkabıyı kafama yiyen ben getiren yine ben"
"Susta giydir şu ayakkabıyı"
Ayakkabıyı giydirdikten sonra hafifçe koluma vurdu ve kaçtı.
"Bak!"
"Sakin ol güzelim"
Sinirle Remus'a döndüm."Sirius gibi bir arkadaşın olunca sakin olmak mümkün değil ki"
Bir dakika o güzelim mi dedi?
"Neyse boşverin şu konuyu hadi gidelim"
"Lily haklı Amelia'nın dinlenmesi lazım"
Hastane kanadından çıktığımızda Evan tam gidecekken onu durdurdum.
"Evan bekle, teşekkür ederim"
"Teşekkürmü edersin?"
"Evet, hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim"
"Teşekkür etmene gerek yok Amelia kim olsa aynısını yapardı."
"Emin ol yapmazdı"
Gülümsedi ve arkasına dönüp ilerlemeye başladı.
"Bu Rosier'i hiç gözüm tutmadı"
"Senin gözün hiç kimseyi tutmuyorki Marl"
"Doğru"~
Yatağımda oturmuş kitap okurken Marlene çat kapı içeri girdi.
"Galiba gözüm bazı kişileri tutuyormuş"
"Hey ne oldu?"
"Hiç ya sadece azıcık aşık oldum"
"Ne?"
"Aman neyse boşver sonra anlatırım Rosier aşağıda seni bekliyor"
"Benimi bekliyor, niyeki?"
"Ben ne bileyim git kendin sor"
"Merlin aşkına Marl bu halde nasıl gideyim"
"Oda doğru tabi, ozaman ben gideyim gelemiyor diyeyim"
"Olmaz"
" E ne yapalım Lia"
"Söyle buraya gelsin"
"Yuh ama artık"
"Gerizekalı gelsin yürümeme yardım etsin"
"Hee tamam ozaman olur"
"İçin fesat yemin ederim ya"
"Yada dur ben sana yardım edeyim birlikte inelim gerisini de siz halledin artık"
"Senden böyle mantıklı bir fikir beklemiyordum açıkcası""Ayıp ediyorsun ama canım arkadaşım"
"Off tamam hadi yardım ette gidelim daha fazla beklemesin çocuk"
Yataktan yavaşça kalktım ve Marlene'in koluna girerek yürümeye başladım.Ortak salondan çıktığımızda Evan'ı duvara yaslanmış olarak gördük. Bizi gördüğünde gülümsedi ve yanımıza geldi.
"Evet çakma hero kız kardeşim sana emanet eğer ona bir şey olursa kelleni uçururum"
"Merak etmeyin efendim kardeşinize gözüm gibi bakacağım"
"Ayol ben süs eşyasımıyım? Hayır yani öyleymişim gibi konuşuyorsunuzda o yüzden sordum"
"Haha işte böylede şakacıdır canım arkadaşım"Marlene gülerek ortak salona geri döndü.
"Ee ne için çağırdın beni?"
"Sözünüzü unutmuş olamazsınız hanımefendi"
"Söz mü, ne sözü?"
"Hani haftasonu astronomi kulesinde buluşacaktık ya"
"Unuttum desem kızar mısın?"
"Evet?"
"Ozaman unutmadım:)"
Gülümsediğinde bende onunla birlikte gülümsedim.
"O halde hatırladığınıza göre hanımefendi, gidelimmi?"
"Gidelim beyefendi"Elini belime götürdü ve nazikçe kavradıktan sonra bir elimden tutarak yürümemde yardımcı oldu.
Astronomi kulesinin merdivenlerine geldiğimizde bıkkınlıkla iç çektim.
Evan bir süre durduktan sonra döndü ve beni kucağına alıp merdivenleri çıkmaya başladı.
"Evan ne yapıyorsun?"
"Kuleye çıkıyorum"
"Ciddenmi ya, beni indirirmisin kendim çıkabilirim"
"Hayır madam ne dedi ayağına bir süre basmıyacaksın. Aslında kuleye gelirkende kucağımda taşıyacaktım ama bir şey dersin diye yapmadım"
"Sen ne ara bu kadar insaflı oldun ya"
"Bir tek sana özel"
Kafamı başka yöne çevirdiğimde güldü ve kuleye çıkana kadar bir daha konuşmadık.Kuleye geldiğimizde beni puflardan birine oturttu ve oda yanıma oturdu.
"Ee ne yapacağız?"
"Bilmem ne yapmak istersin?"
"Aslında sırayla sorular sorup cevaplıyabiliriz. Ama ikimizde cevap vereceğiz"
"Peki. Sor bakalım"
"Hobilerin neler?"
"Doğrusu çok fazla hobim olduğu söylenemez ama quidditch oynamayı ve müzik dinlemeyi severim"
"Müzik dinlemeyi seviyorsun demek"
"Evet, peki ya senin hobilerin neler?"
"Aslında benim çok fazla hobim var ama en çok sevdiklerim müzik dinlemek, kitap okumak, resim çizmek, dans etmek ve şarkı yazmak""Şarkımı yazıyorsun?"
"Yani bazen elimden geldiğince yazıyorum evet"
"Görebilirmiyim peki?"
"Üzgünüm şuan göstermeye hazır olduklarını düşünmüyorum. Hem defterimde yanımda değil"
"Ah tabi sorun değil. Ozaman sıra bende en sevdiğin renk yada renkler nedir?"
"Siyah,beyaz, mor ve yeşil"
"Benimkilerde siyah ve yeşil"
"Tahmin etmiştim. En sevmediğin Slytherinli kim?"
"Böyle bir soru beklemiyordum ama Bellatrix galiba"
"Benimki hepsi, yani sen ve Regulus hariç hepsi"
"Ah sevginizi kazanmışım demek"
"Hey okadarda emin olma seviyorum demedim"
"Ama sevmiyorumda demedin"
"Çarpıtma konuyu"
"Haha tamam, en sevdiğin çiçek nedir?"
"Tüm çiçekleri seviyorum ama en sevdiğim gül. Seninki?"
"Ben çiçek sevmem"
"Hadi ama illaki sevdiğin bir tane vardır"
"Yok ama"
"Var ama"
"Peki siyah gül oldumu"
"Oldu"Bir süre böyle birbirimize sorular sormakla geçmişti. Oturmuş yıldızları izlerken Evan ayağa kalktı ve korkulukların oraya doğru ilerledi.
"Hey ne yapıyorsun?"
"Yıldızlar burdan daha güzel gözüküyor"
Korkuluklara oturup ayaklarını aşağı doğru daldığında endişeyle ayağa kalktım ama ayağımın ağrımasıyla yüzümü buruşturdum.
"Delirdinmi sen düşüceksin"
"Birşey olmaz. Sende gelsene"
"Nasıl birşey olmaz"
"Olmaz işte hadi gel"
"Sen gerçekten delirmişsin"
Yavaşça yanına gittim ve korkuluklara yaslandım.
"Gerçektende burdan daha güzel gözüküyorlarmış"
"Söylemiştim"
Kafamı yukarı kaldırdım ve hayranlıkla yıldızları izlemeye başladım
"Çok güzeller"
"Evet öyle"
Yüzümü ona çevirdiğimde bana baktığını fark ettim.
"Hey iki günde aşık olmuş olamazsın değil mi?""Ya aşık olduysam"
Gözlerimi büyüttüğümde kahkaha atmaya başladı.
"Hey şaka yapıyorum"
Tuttuğum nefesi verdim ve omzuna vurdum
"Gerizekalı"
"Niye vuruyosun ya çürüdü omzum"
"Hakettin"
"Aşık olmak suçmu. Hem ya gerçekten aşık olmuş olsaydım ozaman ne yapardın"
"Bilmem muhtemelen yine böyle omzuna vururdum ama daha sert"Ayy 400 okuma olmuşuz çook teşekkür ederim😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose...| Remus John Lupin
FanfictionVoldemortun hiç var olmadığı bir evrende James'in çocukluk arkadaşı Hogwarts'a gelseydi neler olurdu sizce? Hadi gelin bunu hep birlikte görelim:)