1. bölüm

44 11 0
                                    

Niki= Bulamadık hiç bir yerde yok her kimse işinde çok iyi iz bırakmadan ilerlemiş , bundan iki hafta önce öldürdüğü adamın cesedini yakmış sonra bir mektupla gömmüş araştırmalara göre bu işleri tek başına yapmış olamaz takım halinde çalışıyorlar ve senden ricamdır tek başına gitme , birlikte gidelim

Felix= bana yardımcı olduğun için sağol Niki ama bu benim vakam ve bunla ben ilgileneceğim gelmene gerek yok ve iki hafta önce öldürdüğü adam yani Lee Wuhoo nerde öldürüldüğü hakkında bir bilgi edindiniz mi ?

Niki= tespitlere göre bir otel odası ama bu sadece bir teori ve bende seninle geliyorum

Felix = gelmiyorsun ve ben çıkıyorum

Niki = ya senide öldürürse

Felix = en azından birimiz ölür sen gelirsen eğer senide öldürür

(Niki nin en zayıf noktası onu ölümle tehdit etmek kendisi ölümden korkar da)

Niki = tamam ama dikkat et ve yerinde olsam metro kullanırım dikkat çekmez en azından yani demek istediğim şey

Felix= ben anladım çıkıyorum ben ve peşimden gelme son olarak bana otelin adresini at

Niki= tamam atıyorum

:/?~~~~~~~

Karakoldan çıktım ve bana gönderdiği otele gitmek için metroya bindim deri ceketimin cebinden çıkardığım kilite baktım bu kilit uzun zamandır cebimde ve garaja takmayı unuttuğum için yanımda taşıyor olmam biraz garipti , gideceğim yere vardığımda içimde saçma düşünceler vardı " bu yer çok kötü" gerçekten de dıştan bakınca bile ne kadar kötü bir durumda olduğu çok belliydi şehirden uzak ve yıkık döküktü ,otelin tabelasında " ODDINARY" yazıyordu , ingilizce bir kelime dilimizde TUHAF demek garip gerçekten çok garip içimden bir ses geri dönmem gerektiğini söylüyordu "hadi ama Felix sen dedektifsin sana bir şey olmaz " gerçekten şuan kendimi dedektifim diye avutmam çok saçmaydı ,gözümü otelin camlarından içeri bakması  için beynim komut veriyordu gözlerime ,içeri baktığımda garip bir nesnenin yere düştüğünü fark ettim ve sonra içeri girdim ne yazık ki içeri girdiğime pişman oldum leş gibi kokuyordu , içeri geçtiğimde gözlüklü bir adam beni karşıladı benden büyüktü fakat gençti ve yakışıklıydı da " ne istiyorsun neden geldin " beklediğim soru bu değildi " hey hadi ama dostum ben müşteriyim otelini gezmek istiyorum ve burda bir oda ayarlıyacağım" bu iğrenç yerde kalmak mı asla kendime böyle bir kötülüğü asla yapmam " sana bir oda vereceğim kaç günlüğüne burdasın yada farklı bir iş içinmi burdasın " ne dediği anlamadığım için ona sordum " ne işi anliyamadım " umarım işim ortaya çıkmaz" ammada safsın be sexs için anlarsın ya " oha çüş daha neler sevgilim bile yokken ve hayatımda ilk kez bu kadar açık ve üslupsuz bir şekilde duyduğum için öksürdüm " h - hayır efendim ben Kore ye iş görüşmesi için Avustralya dan geldim " ilk kez doğduğum ülke bir işe yaradı " Avustralya mı bende Avusturalyalıyım sana en iyi odamızı vereceğim " böyle bir yerde iyi bir odamı şaşırdım cidden " al bakalım odanın anahtarı" 143 numaralı oda " teşekür ederim" oda umrumda değildi sonunda içeri girmiştim odayı açtım ve iğrenç bir görüntü beni karşıladı oda çiş gibi kokuyor çok dağınık ve havasız neyse umrumda değil , siktir o sesde neydi sanki biri " abi yapma dur " dedi tekrar oluyor aynı şey vakit kaybetmeden alt kata indim ve , saatçi mi yanlız moda anlayışı iyiymiş o ne öyle gözüne damlatıyor neyse beni ilgilendirmez dedim ve yan taraftan gelen sese yöneldim hadi ama korkmaya başladım her yer neden fotoğraflarla kaplı "ah gözüm" filaşın gözümde patlaması hiç iyi olmadı "korktun mu ve pasta istermisin " ne saçma bir soru bana yaklaştı ve elindeki fotoğrafı bana uzatacaktı ki yere düştü bir gazetenin üstüne, fotoğrafçı çocuk gitmişti ve kanepede uyuyan biri vardı yüzünü merak ettiğim için gazeteyi kaldıracaktır ki uyandı " kimsin sen " ne diyecem ne demeliyim kahrolsun cevap vermeyince üstüme doğru yürüdü ayağım bir adımlık merdivene takıldı ve düştüm üstüme eğildi ve " odamdan siktir git " dedi gitmek için tam kalkacaktim ki telefonunu açtı ve biriyle konuştu dinlemeden aşağı indim ne yapmam gerektiğini bilmiyordum çünkü, inmez olaydım sandalyede oturmuş elma yiyen kırmızı saçlı adam " a- aradığım k - k - katil bu siktir kaç Felix " dememle burnumun tam ucunda duran tenekeye baktım dur sen orda nereye gidiyorsun yeni başladık arkamı döndüm ve karşımda fotoğrafçı çocuğu gördüm yanında da gazeteyle uyuyan piskopatı onların arkasında durmuş bana bakan iki kişi daha saatçi ve otelin sahibi üstüme doğru bir kaç adım attılar ve ben kocaman camın önünde kalmıştım elmasını bitiren kırmızı saçlı adam yanıma geldi ve kulağıma fısıldadı " Lee Felix hoş geldin " adımı nerden biliyordu gazeteci çocuk araya girdi ve " ünlü dedektif seni buraya hangi rüzgar attı" fotoğrafçı çocuk devreye girdi " o kadar malsın ki duvarlara aştığım fotoğraflara bak saydın burdan çıkardın" sustum ve sonra otelin sahibi kılıklı olan adam bana bakıp güldü " bundan iki hafta önce yaptığımız plan işe yaradı ha patron , bir saniye patron mu " evet Bangchan işe yardı afferin şimdi hepiniz birlikte gidip benim için yeni avlar bulun " Bangchan mi bir saniye adı Bangchan mi, şuan isim düşünmenin sırası mı gerçekten Felix ölecen ne demişti o yeni avlar mı? Bangchan in komutu ile birlikte " hadi sevgilim gidelim de biraz kedi avına  çıkalım kurtlar acıktı" fotoğrafçı çocuk ve otelin sahibi yani Bangchan sevgili mi , hepsi tek tek dışarı çıktı ben ve o kaldık kendimi savunmak için deri ceketimin altından silahımı ellerim arama ya başladı fakat yoktu silahım yoktu nasıl olur , kırmızı saçlı adam kıkırdayarak" bunu mu arıyorsun" dedi ağzımdan kısık bir sesle " silahım" dedim ve karşımızda duran adamı gösterdi adamın yanına gitti ve adamın burnundan akan kanla adamın kafasına yuvarlak bir daire çizdi sonra tekrar yanıma geldi " iyi izle " silahımın uç kısmında duran susturucuyu çıkardı ve "bu bana lazım olur " dedi ve başka bir yere fırlattı, silahı doğrultu ve adamın kafasına çizdiği dairenin tam ortasından vurdu sen nasıl ölmek istersin , şaka mı bu bana mi soruyor bunu gerçekten, cebimdeki kilit aklıma geldi ve onu çıkarttım tam kiliti kafasına geçirecektim ki kolumu tuttu ve bana baktı " sikiğin tekisin geber " camdan aşağı düşüyordum ve başımda hiss ettiğim ağrıyla gözlerim kapandı



Yazarken çok heyecanlandım umarım beğenirsiniz iyi okumalar

Kırık Kilit Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin