~ Hyunjin in anlatımı ile ~
İyi olmasına sevinmiştim kalbim onun yanına gitmek istiyordu fakat beynim durmamdan yanaydı nedensiz bir şekilde kalbim ağır basıyordu, herhangi bir insan olsa onu orda öldürürüm ama bu çocuk farklıydı onun yaşamasını istiyordum evin içinde deli gibi dönüp durmaktan başım dönmüştü, yanıma Seungmin geldi ve " dinlenmelisin 4 tüp kan verdin ve hala ayakta sın " o çocuğun kurtulması için kendimi bile feda ederdim 4 tüp kanı bırak damarlarımda akan bütün kanlar onun olsun istiyordum şuan " iyiyim ben boşver hastaneye uğruyacam ben dikkat et " deri ceketimi aldım ve dışarı çıktım üzerimi değişmeden çıkmıştım gömleğim in kol kısmında olan kan damlaları beyaz gömleğimin üstünde çok belli ediyordu altımda siyah bir kumaş vardı, elimi arka cebimde olan sigara paketini arıyordu sağ cebimde olan paketi açtım ve içinden bir dal sigara çıkardım, çıkardığım sigara yı iki dudağımın arasına götürdüm, elimde ki çakmağı tutuşturmak için baş parmağımla çakmağın uç kısmını çevirdim ilk seferde olmadı ikinci kez denedim yine olmadı Üçüncü ve son deneyişim olacaktı, çakmağı tekrar yakmaya çalıştığımda bu sefer olmuştu, yanan çakmağı dudaklarımla sabitledim sigaranın ucuna dokundum, yanan sigaradan bir nefes aldım içime sonra aldığım dumanlı nefesi geri verdim , ağzımdaki sigarayla arabama doğru yürüdüm şoföre doğru " in arabadan ben kullanacağım" dedim oda " tabi efendim buyrun " dedi, kapımı açtım ve arabama bindim , evimin dış kapısından çıktım ve ana caddeye çıktım, hastaneye doğru çevirdim direksiyonu ,genelde arabada sigara içmeyi pek sevmem ama bugün beni rahatlatan iki şeyden biriydi ilki o çocuğun hayatta olması ikincisi içime aldığım dumanlı nefesi vermekti , hastanenin önüne vardığımda ellerimin titrediği ni fark ettim , arabadan indim ve hastaneye giriş yaptım, hastaneden içeri girdiğimde karşımda o çocuk vardı "yine mi bu ya salmadı sikik " içimden ona küfür ederken yanıma geldi yüzüme şuursuz ve samimiyetsiz bir gülüş ekledim ve ona döndüm " buyrun birşey mi diyeceksiniz" çok uzatırsa ağzına tekme atacam sadece 3 dakika ayıracağım ona " evet sana bir şey diyeceğim " senden ricamdır uzatma "dinliyorum sizleri buyrun" dememle yüzünde küçük bir gülümseme sezdim "kardeşimin hayatını kurtardığın için teşekür ederim" dedi " rica ederim ve o benim için değerli biri" ne ara benim için değerli oldu çilli , bana güldü ve kafasını eğdi sonrada gitti, tekrar işime dönmem için arkamı dönmüştüm ki karşımda Jake i gördüm " hassiktir mk hepsi beni mi buluyor " tekrar arkamı döndüm ve merdivenlerden yukarı çıktım " bu gerizekalı nın ne işi var burda" , Felix in olduğu odaya çıktım kapının önünde Jeongin i aradım "odasına girecem uyanık mı" dedim oda bana döndü " şuan uyuyor içeri gir ama çok kalma orda " dedi telefonu kapattım ve içeri girdim , üst kısmı çıplak tı ufak tefek yaralar vardı göğsünün tam ortasından aşağı doğru inen büyük bir dikiş izi vardı büyük ihtimal Jeongin in bahs ettiği kemikleri almak için açılan bir yaradı o , Felix in uzandığı sedye nin yan tarafında olan kanepeye oturdum ve küçük bir japon efsanesinden bahs ettim ona " bir japon efsanesine göre, güneş ve ay birbirini seviyorlarmış , ama zaman farkı yüzünden buluşamıyorlarmış bu yüzden tanrı güneş tutulmasını yaratmış ki insanlar imkansız aşk diye bir şey olmadığını bilsinler" galiba ona aşık olmuştum yada kalbimin bana oynadığı bir oyundu sonuç olarak ben onu öldürmüştüm o ise yaşamak için benden kanımı almıştı bahs ettiğim efsanede bile imkansızı başaran ay ve güneş var fakat biz ay ve güneş değildik ben bir katil o ise bir dedektifti , odada çok uzun süre kaldığımı fark ettim onun güzel yüzüne yakışan çilleri sarı saçları ve kiraz gibi kırmızı dudaklarından ayrılmak çok zordu ama bunu yapmak zorundaydım, onun küçük dudaklarına ondan habersiz bir öpücük kondurdum sonra odasından çıktım ...