Lena'dan ;
Alex çıktıktan sonra yavaşça kendimi zorlayarak yatakta oturur pozisyona geldim ve ayaklarımı yere sarkıttım.
Yere bastığımda zeminin soğukluğunu iliğime kadar hissetmiştim. Yataktan destek alıp ayağa kalktığımda sendelemiştim yatağa tutundum ve yavaşça yatağın karşısındaki duvarın önüne geldim.
Duvardaki takvime baktığımda kazadan 3 gün sonrasını gösteriyordu ne yani 3 gündür yatıyormuydum annem , babam , Gizem bana ulaşamayınca kesin çıldırmışlardır.
Ne olursa olsun buradan kaçmanın bir yolunu bulmalıydım. O an aklıma pencereden dışarıya bakmak geldi böylece nerede olduğumu bilmesem de en azından bilgi sahibi olurdum.
Odadaki pencerenin önüne geldim dışarıya baktığımda içimden bir küfür savurdum ormanın ortasındamıydık. Evet pencerenin önünde ağaçlardan başka hiçbirşey görünmüyordu.
Buda kaçmamın daha zor olacağını gösteriyordu.
Of'layarak arkamı döndüğümde Alex'in çıktığı kapı dışında bir kapı daha olduğunu gördüm ve hızlı adımlarla kapıya ilerledim her an gelebilirdi.
Kapıyı açtığımda burasının lavabo olduğunu gördüm. İçeriye girdiğimde tam önümde duran aynaya iyice yaklaştım ve vücuduma baktım .
Üzerimde uzun siyah üstüme bol gelen bir t-shirt vardı resmen elbise gibi olmuştu altımda ise kısa bir şort vardı umarım bunları o giydirmemiştir diye geçirdim içimden.
Vücudumda herhangi bir morluk yoktu ancak kırmızılıklar vardı bu duruma çok şaşırmıştım nasıl olumuştuda böyle bir kazayı sadece böyle ufak sıyrıklarla atlatabilmişdim.
Boynuma baktığımda ise hala diş izlerinin gitmediğini görmüştüm. Gözlerim dolmuştu ne oluyordu bana böyle güçlü olmam lazımdı dedeme ağlamayacağıma ve dik duracağıma dair söz vermiştim.
Daha çok kendime bakarsam ağlayabileceğimi bildiğimden dolayı gözlerimi kapattım ve ellerimi lavabo mermerinin üzerine koydum. Derin derin nefes almaya başladım.
Birden ensemde hissettiğim sıcak hava ile gözümü açtım başımı kaldırdığımda aynadaki yansımadan Alex'in arkamda olduğunu görmüştüm ne ara gelmişti bu.
Kaşları çatıktı o 'da benim gibi aynadan bana bakıyordu aniden belimden tutup beni kendine doğru çevirdi. Ellerini belime kenetlemişti.
"Dokunma bana" Dedim ve kollarının arasından çıkmaya çalıştım. Belimdeki tutuşunu daha çok sıkılaştırdı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
Yüzlerimizin arasında santimler vardı.
"Sana kalkmamanı söylemiştim "
"Bende sana beni bırakmanı söylemişdim" Dedim ve ayağımı kaldırdım tam dizine tekme atacakken siz kapağımın altından tutu ve bacağımı beline doğru çekti.
"Sana zarar vermiyor olmam bana karşı gelebileceğin veya istediğini yapabileceğin anlamına gelmez . ailen hala dışarda ve onları koruyan kimse yok bu yüzden ailenin yaşamasını istiyorsan dediklerimi yap. "
Ailemle tehtid ediyordu beni şerefsiz "sen nasıl birisin ya sen nasıl bir manyaksın, bırak beni gideyim diyorum bırakmıyorsun beni ailemle tehtid ediyorsun beni burda tutunca ne değişecek "
Cevap vermeden yüzüme bakıyordu.
"Hem beni nereye kadar burada tutabilirsin ki, bi süre sonra ya serbest bırakacaksın yada" Cümlenin sonunu getirmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vampirlerin intikamı
Vampirededesinin ölümüyle yıkılan lenanın bir kaza sonucu hayatı değişir ve kendini bir intikam ve taht oyununun içinde bulur. "Kayıp kraliçe sensin, sen benimsin benim eşimsin"