lena'dan:
Seslerin bahçeden geldiğini anladığımda hemen demirliklerin önüne gitmem bir olmuştu benimle beraber alexte bir adım arkamda duruyordu.
Bakışlarımı bahçeye çevirdiğimde kaskatı kesilmiştim çünkü yere ateşle yazılmış bir yazı vardı.
"Güçleriniz aynı olmasa bile sonlarınız aynı olacak geçmişte yakılan o ateş senide yakacak, kaçışın yok kapılar çoktan kapandı."
J.L.Ellerim titriyordu yazının altındaki harfleri görünce kimin yazdığını zaten direkt anlamıştım. alex kolumdan tutup beni kendine çevirmişti.
"Bunu justin yazdı değilmi" dedim.Hafifce başını sallayıp konuşmaya başladı "iki dakika sonra geliyorum güzelim burdan ayrılma" dedi.sinirlenmişti bunu kasılan yüz hatlarından anlamıştım.
Alnıımı öptü ve neredeyse ışık hızında kapıdan çıktı bense oturmak için bir yer arıyordum ayaklarım tutmuyordu elimi duvara yaslayıp demirliklere sırtımı verdim ve yere çöktüm.
Ben ne yapacaktım böyle gerçekten hiç bilmiyordum ancak peşimdeki bu piskopattan bir şekilde kurtulmam lazımdı.
kendi kendime düşünürken içerden gelen alexin sesiyle irkilmiştim sesi bütün sarayı inletiyordu resmen seslerini boğuk boğuk duyuyordum.
"Birşeyi anlamanız için illaki sizi öldürmemmi lazım... ya daha kötüsü olsaydı...götürün bunları sonrada işlerini bitirin..."
Sonrasında sesler gelse bile umursamadım dizlerimi kendime doğru çekip kollarımı dizlerime doladım ve gözlerimi kapattım.
Bir süre sonra kapının açılma sesini duymamla birlikte gözlerimi açtım kalkacak halim yoktu içeriye giren alexle birlikte derin bir nefes aldım. alex hızlı bir şekilde yanıma gelip benim gibi diz çöktü.
Elleriyle ellerimi tuttu ve avuç içlerimi öptü "yazıyı yazarken hiç kimse görmemişmi"dedim bıkkın bir şekilde.
"etraftaki korumaların hepsini bir şekilde atlatmış" derin bir nefes alıp devam etti.
"şimdilik bunları düşünmeyelim güzelim biran önce eve gidelim enerjini hissediyorum gerçekten çok düşük"
Dedi ve konuşmama dahi fırsat vermeden beni kucağına alıp ayağa kalktı.
"alex beni indirirmisin lütfen içeride birsürü kişi var"
"ne olmuş yani karımı taşıyamazmıyım" dedi umursamaz bir ses tonuyla.
"ne mi olmuş alex sence böyle inmemiz onlara karşı kabalık olmazmı ayrıca kim bilir ne düşünürler" dedim.
Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı ve konuşmaya başladı.
"Birincisi aşağıda bulunanların hiçbiri insan değil ufaklık, ikincisi sen benim karımsın , üçüncüsü ben onların prensiyim sende gelecekteki kraliçeleri bu yüzden hiçbirşey diyemezler diyeninde son sözü olur zaten"
bu sözleri üzerine hiçbirşey dememiştim çünkü ne söylersem söyleyeyim beni dinlemeyecekti, ayrıca bu benim işimede geliyordu zaten çok yorgundum bide bu gelinlikle aşağıya inemezdim.
alex yürümeye başladığında gözlerimi kapattım ve başımı göğüsüne dayadım birsüre sonra vucuduma değen soğuk hava ile gözlerimi açtığımda dışarıya çıktığımızı anlamıştım.
"arabayamı bineceğiz" dedim kısık bir seste.
"istersen arabayada binebiliriz ancak koşmayı tercih ederim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vampirlerin intikamı
Vampirosdedesinin ölümüyle yıkılan lenanın bir kaza sonucu hayatı değişir ve kendini bir intikam ve taht oyununun içinde bulur. "Kayıp kraliçe sensin, sen benimsin benim eşimsin"