10.BÖLÜM: "GÜNAHSIZ"

3.2K 181 154
                                    

"Savaşmak mı yorar insanı yoksa savaşmadan sana atılan darbelerin geçmesini beklemek mi?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Savaşmak mı yorar insanı yoksa savaşmadan sana atılan darbelerin geçmesini beklemek mi?"

                          °°°°°

Hayatın birçok yüzüyle tanıştım. Yaşadıkça farklı yüzünü gördüm. Acısınıda, tatlısınıda. Kimi zaman çok mutlu olurdum kimi zaman çok yıpranırdım. Ama hep bir duygu içerisinde bulunurdum. Ne olursa olsun o anki bir duygubelirtilerim olurdu. Duyguları bu kadar yoğun hissetmem iyi mi bilmiyorum ama bazen hissetmeyi hissetmemeye tercih ederdim. Çünkü duygular insanların kalbinin bir köşesinde bulunur. Ve o duygu bazen hiç yapmamanız gereken şeyi yaptırır insana.

Hata yaptırır.

Kimisi için o hatalar pişman değilim dedirtecek kadar özel ve güzeldir. Herkesin sahip olamayacağı bir düşüncedir bu. Ama kimisi için keşke yapmasaydım ya da böyle olmasaydı düşüncesi olurdu. Hep içinde bir yerlerde bir keşke kelimesi geçerdi. Pişman olunmuş bir keşke. Ben hangi taraf olduğumu hiç bilemedim. Hala da bilmiyorum. Ama pişman olacağım bir şey yapmak hep korktuğum bir şeydi. Tıpkı şimdi babamın gönderdiği bir notla ayağına kadar gelmem gibi. Bir keşkem oldu. Hemde babam yüzünden. Hep olduğu gibi.

Babamın bana atacağı tokadı Adarın beni arkasına çekip önümde durmasıyla eli havada kaldı. Ama o tokat Adarın babamın elini daha havadayken engellmesi bir oldu. Herşey o kadar ani oldu ki ben sadece izlemek zorunda kalmıştm. Adar beni arkasına alır almaz babamın bana kaldırdığı eli engelledi. Ama şoka uğradığım şey bu değildi.

Adarın babamın elini kırmasıydı.

Adarın beni babamın zulmünden kurtarması beni şaşırtsada sonradan bunu yapma sebebinin bunu kendine yediremediğini düşünmek oldu. Çağan Adar Karadağ karısı olmuş kadına tokat yedi dedirtmezdi. Kendini düşünerek yaptı bu hareketi yoksa babamdan tokat yemem onun umurunda bile olmazdı. Daha düne kadar bana yapmadığı kalmayan adam bugün beni babamdan koruyordu. Aradaki çelişki çözülmesi zor bir düğümdü.

Babamın acı haykırışları konağı inletirken ben çıkamadığım şaşkınlıkla bakıyordum olanlara. Adar elini çeker çekmez babam,kırılmış elini diğer eliyle sıkmaya başladı. Canının yandığını alnındaki terlerden anlıyordum. Eli yavaştan morarması bunun en iyi kanıtıydı.

Acı çekmesi beni üzmesi gerektirirdi belkide ama bende o duygunun emaresi bile yoktu. Duygularım alınmış değildi. Sadece Behram Demirhana yoktu duygularım. Ben bunu geçte olsa anladım.

Behram Demirhan artık üzüleceğim bir adam değildi.

Ben belki iyi bir evlat olamadım. Belki hiç yararım dokunmadı bu ailaye ama bildiğim bir şey varsa oda Behram Demirhandan asla iyi bir baba olunmayacağıydı. Ona baba demek bile ağır geliyor artık bana. Baba kelimesinin hakkını vermiyordu.

Acı feryatları kulağımın içinde yankılanıyordu. Oysa o bu acılardan daha fazlasını yaşatıyordu bana. Abimi kaybetmeme neden olan Behram Ağa bu acıya bir ah bile etmemeliydi. Hayatımı alt üst eden adamın acı çekmesi beni mutlu etmemişti ama asla üzmedide.

ZORUNLU BAĞLAR: Geçmişin İzleri (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin