Halvet Şart Mı?

8.9K 512 88
                                    

Mustafa odasına girip kapıyı kilitlediğinde Melih gerginlikle yutkundu, bu kucak oğlanlığında en çok korktuğu şey ilk halvetti.

Hafifçe titreyen elleriyle adamın ceketine tutundu sıkıca, Mustafa ise gencin gerginliğini normal bulmuştu. Korktuğunu bilmiyordu, bilse hemen yatağa gider miydi hiç?

Yatağa koyduğu gencin yüzündeki örtüye uzanınca minik eller de örtüyü içerden kavradı. Bu ufak hareket bile onu güldürmüştü, naz yapıyor sanıyordu.

Cebinden keseyi çıkartıp açtı, yüz görümlüğü olarak yaptırdığı altın zincir ve ucundaki madalyon tipli uç ortaya çıkınca Melih merakla bakmaya başladı. Bilmiyordu böyle bir adet olduğunu, kolyenin ucu neredeyse avcu kadardı ve oldukça ağır duruyordu.

Mustafa zinciri boynundan geçirince tek hamlede tülü kaldırdı. Melih uzansa da yetişememişti hızına. Kocaman olmuş su yeşili gözlerle adama bakıyordu şimdi, yüzündeki arzu dolu bakışla yüzünün her milimini inceliyordu.

Utanarak başını eğmek istedi ama işaret parmağını çenesinin altına koyup buna engel oldu Mustafa. Gözlerine dönen kararsız gözlerden bir şeylerin yolunda olmadığını anlamıştı.

"Ne oldu baştacım, yanlış birşey mi yaptım?" Kafasını iki yana sallayıp adamın gözlerine baktı.

"Bugün halvet şart mı ağam?" Titreyen sesiyle sorduğu soru Mustafa'yı şaşırtmıştı, şart değildi ama vücudu aynı fikirde değil gibiydi.

"Neden istemiyorsun?" Gerildiği sesinden belliydi, çünkü sertliği şimdiden sızlıyordu.

"Yok istemiyor değilim, sadece.... korkuyorum." Son kelimeyi fısıldasa bile duymuştu adam.

Yatağa oturup genci yine kucağına çekti, bacakları iki yanında olduğu için inlememek için zor tutmuştu kendini. Tam kalçalarının arasında yer etmişti sertliği ve bu haldeyken mantıklı bir konuşma yapabildiĝi için kendini sonra tebrik edecekti.

"Benden mi korkuyorsun, yoksa ilkinden mi?" Melih hafifçe kıpırdanınca altındaki sertlik aklını bulandırır gibi oldu.

"İlkimden, acır diyorlar hep." Mustafa muzipçe gülümsedi.

"Acıtmazsam ya... olur mu o zaman? Yada acıyınca öpersem?" Ağzı açılan Melih öylece Mustafa'ya bakıyordu, kulaklarına ve boynuna yayılan kızarıklık onu daha da sevimli hale getirmişti Mustafa'nın gözünde.

"Acıtmazmısın gerçekten?" Mustafa başıyla onaylayınca yutkundu genç, kalçasını hafifçe hareket ettirince derin bir nefes aldı altındaki adam.

Bu ona kendini güçlü hissettirmişti, bir kez daha yuvarladı kalçasını. Mustafa ince beli kocaman elleriyle tutup sabitledi, genç hafif bir merak ve gülümsemeyle ona bakıyordu.

"Acıttım mı ağam?" Kafasını iki yana sallayıp gencin nefesini soluyacak kadar yaklaştı ona.

"Böyle yaparsan tutamam kendimi ama, acıtırım canını." Alt dudağını ağzına çeken minik genci zorlamamaya karar verdi.

"Çok mu korkuyorsun gerçekten?" Kafasını sallayan gençle onu kollarına çekti, korkuyorsa beklerdi onu.

"Ağam, ben korkuyorum ama siz çok istiyorsanız...." devamını getiremedi Melih, utanıyordu ama istiyorsa ağasına hayır diyecek değildi.

"Çok istiyorum, ama hemen olmasa da olur. Baştacı olan sensin, bu odada senin dediklerin olacak. Bu adam dışarıya ağa bir tek, sana koca." Melih utangaç bir ifadeyle Mustafa'ya bakarken adam dayanamayıp yanağına sesli bir öpücük kondurdu.

"Şimdilik bu, yavaş yavaş ilerleriz tamam mı?" Kafasını sallayan gence bakıp gülümsedi Mustafa, böyle cilveli bakışlar atarsa muradına erene kadar kasık ağrısından çok çekecekti anlaşılan.

Şimdiden ağrıyan kasıklarını görmezden gelip mis gibi kokan genci koynuna çekti. Melih olduğu kucakta mutluydu, ilk kez böyle birisinin kucağında oturduğu için çokça da heyecanlıydı.

"Ağam..." sorar tonuyla Mustafa 'hmm' dedi sadece.

"Halvet olmadığına göre ben hep kucakta mı gezeceğim olana kadar?" Erkeksi gülüş odada yankılanırken hevesle adama döndü genç.

"Kimse halvet olmadığını bilmeyecek, yakışık almaz. Sormazlar ama soran olursa 'oldu ama ağam kimseyle bu konuda konuşma' dedi, dersin. Tamam mı baştacım?" Melih anlayarak kafasını salladı.

"Tamam, aramızda sır." Mustafa tatlı dilli oğlana bakıp iç çekti ve mis kokusuyla derin bir nefes alıp gözlerini yumdu, zaten Melih de uyumak üzereydi. İkili ilk gecelerini halvetsiz kapatmış, ama beklenmedik şekilde daha da yakınlaşmışlardı.

Kucak OğlanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin