Baştacı ve Balbaşı

6.5K 648 69
                                    

Melih gözlerini hastane odasında açmıştı, elini tutan Mustafa'nın varlığı ile rahat bir nefes aldı. Elini hafifçe sıktığında hemen ona döndü gözleri, Mustafa hafifçe gülümsedi.

"Uyanmış mı benim güzelim?" Avcundaki narin ele bir öpücük kondurdu Mustafa, Melih hafifçe dikleşti hastane yatağında.

Kolundaki serum canını acıtınca yüzü buruşmuştu, içeri giren doktor gülümseyerek gence bakınca Mustafa içinde yeşeren kıskançlığı hissetti. Boğazını temizleyip ilgiyi üstüne çekti.

"Evet, neden bayılmış eşim doktor bey? Buldunuz mu sebebini." Adam bu sefer ona bakıp gülümseyince beklentiyle adama baktı.

"Bulduk bulduk, Mustafa ağa tebrik ederim. Balbaşınız gebeymiş." İlk balbaşı denmesiyle kalmıştı öyle, sonra 'gebe' lafı anlam kazanınca ayaklandı heyecanla.

"Gülden güzelim, yavrumuz olacakmış." Büyük bir kahkaha dudaklarından fırlarken gözleri mutluluktan doluyordu.

"Duydum Mustafa'm, duydum. Çok mutluluk verici bir haber bu, rabbime şükür." Hastanede gerekli kontroller yapılırken içleri içlerine sığmıyordu, evlerine ellerinde minik mucizelerinin kanıtı olan fotoğrafla dönmüşlerdi.

Annesi ve ağa baba onları avluda bekliyordu, Melih pıtı pıtı adımlarla koşup ağa babanın elini öptü önce. Annelerine sarılıp iki yana sallanırken kıkırdıyordu, herkes onun neşesinden payını almış gibi gülümsemeye başlamıştı.

"Balbaşıymışım ben, ağa baba, bebeğimiz var burada." İki elini karnına koyup okşarken konakta ıslıklar yankılanmaya başladı.

Annesi mutlulukla tekrar oğlana sarılıp iki yana sallandı, az önce oğlanın yaptığı gibi. Herkes gülümsüyordu, bir kişi hariç.... Bade isimli kadın, Baran ağanın, Mustafa ağa için yolladığı kadın kolonun dibinde hasetle onları izliyordu.

Mustafa ağanın gücüne hayran kalmış, onu kendine istemişti ilk gördüğü zaman bile. Baran ağa ona bu teklifle gelene kadar tüm taliplerini reddetmişti onu beklemek için.

Tüm konak, ağa ve balbaşını tebrik ederken o sinsice planlar yapıyordu, o bebekten de kurtulacaktı, oğlandan da. Mustafa ağayı kendinin yapacaktı, Baran ağa da başka oğlan bulurdu kendine artık.

Onun bu sinsiliğini fark eden tek kişi Alaz olmuştu, kadının yüzündeki ifade hiç hoşuna gitmemişti oğlanın. Basit bir mutfak oğlanı olabilirdi ama insanların niyetini yüzlerinden okuyabilirdi, Murat'ı bu yüzden sevmişti zaten.

Onu sürekli satmaya çalışan abisinin zulmünden Murat'a sığınmıştı. Onun için dayak yiyip hala onu savunmaya çalışması ne kadar doğru bir karar verdiğini gösteriyordu. Bu kadın çok içten pazarlıklıydı, gözünü üstünden eksik etmese iyi olurdu.

Bade ilk olarak oğlandan kurtulmak için onun namusuna dil uzatmayı düşündü, ama öyle saf bir şeydi ki kimse buna inanmazdı. O da komple oğlanı ortadan kaldırmaya karar verdi, izlendiğini bilmeden planlar yapmaya devam etti.

Melih öyle mutluydu ki, herkese sarılmak, bebeğinin silik fotoğrafını göstermek istiyordu. Bebeğin kolu bacağı bile belliydi, fotoğrafı yüzüne iyice yaklaştırıp inceledi.

"Ezberledin miniğimizi güzelim, biraz dinlenme vaktin geldi. Gel ağan seni odamıza taşısın." Kollarına çektiği oğlan tatlı tatlı gülümserken Bade denen kadın unutulmuştu bile.

Melih ve Mustafa yataklarına uzanıp, miniklerinin fotoğrafını da ortalarına koydular. Elleri yastığın altında birleşmişti, göz göze uzanıyorlardı öylece.

"Ağam.... sence bana benzer mi bebeğimiz?" Melih hevesle sorunca Mustafa gülümsedi.

"Sana benzerse katil olurum ben güzelim, kapıdan sevdalıları eksik olmaz. Deliririm herhalde." Bu sözler hoşuna gittiği için kıkır kıkır gülmüştü Melih.

"Ya, ağam... niye öyle diyorsun yaa. Uslu olur benim bebeğim." Mustafa derin bir nefes aldı, uslu olurdu tabi... Melih'e çekerse. Kendine çekerse, vay hallerine diyeceği bir çocuk olurdu.

"Umarım huyu da sana çeker güzel balbaşım benim." Melih'in yüzü düştü.

"Ağam, ben artık sadece balbaşı mı olacağım? Baştacı değil miyim?" Mustafa uzanıp saçlarını öptü gencin.

"Sen benim ömrümün sonuna kadar baştacım olacaksın, hem baştacım hem balbaşımsın." Melih'in bu sözler hoşuna gitmişti, bebeğinin fotoğrafına bakıp göğsüne bastırdı. Başını ağasının koluna dayayıp iyice sokuldu kokusuna doğru.

"Beni hep sev ağam, en çok beni sev." Uykulu çıkan sesiyle söyledikleri adamın hoşuna gitmişti ve kendi kendine söz verdi, bu genci ömrünün sonuna kadar kalbinin en geniş odasında misafir edecekti.

Kucak OğlanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin