26. BLACK DREAD

543 39 20
                                    

"Ne kadar yalnızsan o kadar uzağa gidersin. Ne kadar terk edersen o kadar ölürsün! Ama bil ki zihnin cehennemindir. Sonsuza kadar yaşayacak. Senin gibi. Öldüğünde ise, sen orada olmayacaksın ne yazık ki!"

Bölüm Şarkısı | Tv Girl - Cigarettes out the Window

İyi okumalar :)

***

Taehyung'un onaylamaz bakışlarından kaçınmışken, rekabet hırslarını tetiklemiş olacaktım ki adaya varıncaya dek havanın soğukluğuna aldırış etmeden deli gibi hız yapmıştık.

Hız ve adrenalin hayattan keyif alma sebebimdi.

Bir ara Jongin'i geçeceğim diye neredeyse zincirleme bir kazaya sebep olacaktım ancak son süratle Taehyung'a makas atarak öne geçtiğimde kudurmasına sebep olmuştum. Yarım saatlik yolu hızlandırılmış süratimizden dolayı on dakikada tamamlamıştık. Fazlasıyla eğlenceli geçen bir on dakika olmuştu.

Adaya vardığım anda Taehyung'un söylenerek hemen arkamdan geldiğini işittim. Su oldukça alçaktı ancak paçalarımın ıslanmasını istemediğimden diğerlerini beklemiştim. Taehyung hemen arkamdan onun arkasından da Jongin ve Hoseok yetişmişti. "Lanet olsun, yaptığın şeyin ne kadar tehlikeli olduğunun farkında mısın?!" Aracından hışımla atlayıp yanıma geldiğinde tek koluyla beni sıkıca sarıp göğsüne bastırdı, parmaklarını yüzümde dolaştırıyor, beni endişeli bakışlarla inceliyordu.

"İndir beni." diye fısıldadım.

"Yüreğimi ağzıma getirdin, Jeongguk. Kabul eden aklımı si-" Duraksadı.

"Öldürüyordun hepimizi, katil tavşan!" dedi Jongin, söylenerek kalbini tutarken jet skiden iniyordu. Kalbini, nabzını tutan ayakta ayılıp bayılan koca adamlara tuhaf tuhaf baktım. Mermiden korkmayan adamlar hızdan, kazadan korkuyordu.

"Maalesef başarısızlığa uğradım ama bir dahakine başaracağım." Gülüşüm büyüdü.

"İyi misin?" diye sordu, Taehyung.

"İyiyim ben. Büyütülecek bir şey değil. İndir beni."

"Dönüşte benimlesin!" diye netçe söylendiğinde başımı salladım.

"Öyle olsun." derken oldukça sakindim. Sinek tarafından ısırılsam endişeden komaya girecek adamla tartışmaktan çekinmiyordum ancak sessiz kalarak alttan almayı seçmek tercihimdi. Her zaman ki gibi burnumun dikine giderek inatlaşmadığım için gözlerindeki afallamayı görebiliyordum. Derin bir nefes aldı.

Elini uzattı. "Hayır, kucağına al. Islanmak istemiyorum." Jongin'in indiği araca tekrar binmesiyle Taehyung'a onu da taşımasını istediğini belirten isteklerini görmezden gelip boynuna sarıldım.

"Gelirken ıslandı zaten o, onu bırak beni al. Ben hâlâ kuruyum!" diye seslendi Jongin.

Hızdan kaynaklı su sıçramıştı fakat hava zaten soğuktu ve birde paçalarımı ayakkabılarımla birlikte suya daldırmak istemiyordum. Yatay bir şekilde kucağına aldığı bedenimi diz altlarımdan sıkıca kavrayıp kumsala kadar taşıdı. Yavaşça kumlar üzerine bırakmasıyla tabanlarım ufacık kum tanelerinin arasına gömüldü.

"Teşekkür ederim." diye mırıldandım tatlı tatlı.

"Sevdin mi?" diye sorduğunda adayı kast ediyordu. İnanılmaz bir adadaydık. Gözlerim etrafı merakla tarıyordu. Kıyıdan biraz açıkta, okyanusun ortasında, dalgaların dövdüğü devasa bazalt kayalıklar yükseliyordu. Başımı aşağı yukarı hipnotize olmuş gibi salladım. "Çok güzel."

THESE VIOLENT DELIGHTS | Taekook +18 | [DÜZENLENECEK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin