Geldim güzelim

75 6 2
                                    

Jungkook'tan

Geldiğimiz depo ormanın ücra köşesindeydi. Korkunç bir yerdi. Güzelim korkmuş muydu?

Polisler asla başta benim içeri girmeme izin vermiyorlardı. İki polis kollarımdan tuttuğu için ne kadar çırpınsam da gidemiyordum güzelime. Onu kurtarmaya gidemiyordum. Polisler ne kadar anons yaparsa yapsınlar içeriden kimse çıkmıyordu. Sabrım taşmak üzereydi. Bir an önce güzelimi görmek istiyordum.

En sonunda canımdan can götüren görüntü ile yerimde kalakaldım hiç dinmeyen gözyaşlarım eşliğinde.

Moon'dan

Önümde makinelere bağlı savunmasızca yatan çocuğa baktım. Bir suçu yoktu aslında ancak en büyük hatayı yapmıştı. Jeon ile sevgili olmuştu. O benim sevgilimdi. Ne diye benim sevgilimi çalmaya çalışırdı? Eğer uyanık olsa ve durumu iyi olsaydı ona etmediğim işkence kalmaz, onu bu hale ben getirirdim. Ama o böyle savunmasızca yatarken yüzündeki solunum cihazını ne kadar çıkarmak ve nefessizlikten ölmesini izlemek istemiş olsam bile bunu yapmamıştım. Neden di bilmem fakat yapmamıştım işte. Jeon'a attığım konuma tek gelmeyeceğini elbet biliyordum. Buna hazırdım zaten ancak sevgilisini ona kolay kolay vereceğimi sanıyorsa yanılıyordu. Masanın üzerindeki şırıngaya baktığım an dışarıdan sayısı fazla olan adım sesleri geldi. Jeon polislerle beraber gelmişti. Acı haykırışları duyuluyordu. Zamanında benim için böyle sevecen olsaydın bunların hiçbiri olmazdı sevgilim. Gerçekten yazık olacak.

Polislerin anonslarından sonra bütün makineleri sedyenin etrafında toparlayıp masadaki iğneyi de alarak deponun kapısına doğru ilerledim. Yavaşça kapıyı açtım ve sedyeyi önümde ilerleterek polislerin karşısına çıktım. İşte şimdi oyunun başlama zamanıydı. Ah sevgilim Jeon. Yıkılışını izlemek çok keyifli olacak.

Jungkook'tan

Önümde bir sürü kabloya bağlı olan ve yüzünde solunum cihazı olan sevgilimi görmem ile ömrümden ömür gitmişti. Benim yüzümden neler yaşamıştı. Güzelim bunların hiçbirini haketmemişti. Arkasından çıkan Moon ile bakışlarımı sinirle ona çevirdim.

"Seni oruspu çocuğu adi it herif. Bırak hemen sevgilimi piç!"

Bu dediğim ile Moon büyük bir kahkaha atmış ve bana gözlerindeki kin ile bakmaya devam etmişti.

"Ah sevgilim yeni sevgilin senin için çok kıymetli sanırım hm? Ama onu almak o kadar kolay olmayacak bebeğim. Onun buradan ancak siyah torba içindeki ceseti çıkabilir Jeon."

"Sesini kes götveren! Sevgilimi bırak!"

"Çok yazık olacak Jeon. Beni tehdit etmemeliydin. Ayrıca polis de getirmemeliydin. Beni adice bırakmamalıydın. Bunun cezasını bu güzelim sevgilinin canı ile ödeyeceksin. Hem sanırım beyin kanaması da geçirmiş. Hastaneden alırken durumunun pek iyi olmadığını ve yoğun bakımda kalması gerektiğini söylemişlerdi ancak bunu neden umursayayım ki? Şimdi iyi izle tamam mı?"

Dedikten hemen sonra polislerin hiç bir uyarısını da dikkate almamış ve güzelimin ağzından solunum cihazını çıkartmıştı. Polisler yaklaşmaya çalışırken onları durdurmuş , yaklaşırlarsa öldüreceğini söyleyerek elindeki bıçağı göstermişti. Kalbim duracaktı sanki. Güzelimi kurtaramayacağımı bilmek kalbimi durduracaktı şimdi. Sedyenin örtüsünün altından çıkardığı iğneyle kalbim daha hızlı çarpmaya başladı. Çırpına çırpına sevgilimin yanına gitmeye çalışıyordum ama bu polisler beni bırakmıyordu. Keşke onları çağırmasaydım. Kapağını açtığı iğneyi bir anda sevdiğim adamın göğsünün üzerine , tam kalbine batırdığı an ben öldüğümü hissettim.

"Ne enjekte ettin! Piç! Seni elime geçirirsem öldürücem! Bırakın beni!"

"Ona bir zehir enjekte ettim. Yarım saat içinde ellerin arasında ölüsünü tutacaksın. Tabii içeriden panzehiri bulamazsan. Tutuklayın beni polis bey."

Kahkaha ata ata kollarına kelepçe geçiren polislere bakan Moon'a baktım ve hemen içeri koşup her yeri yıktım döktüm ama en sonunda panzehiri buldum.

"Geldim güzelim. Geldim bebeğim kurtaracağım seni korkma aşkım."

Aynı yere enjekte ettiğimde kalp ritimlerini takip ettim. On dakika geçtiği için baya bozulmuştu. Kalp masajı ile düzelttiğim kalp ritimleri ile hemen ormandan çıktık. Çıkışta bekleyen sağlık çalışanlarına verdim sevdiğimi. Şimdi hastaneye gidiyorduk.

...

Hastaneye geleli yarım saat oluyordu. Taehyung'umu kontrollerini yapmak için içeri almışlar ancak beni almamışlardı. Jimin'de geldikten sonra beraber beklemeye başlamıştık. O da harap olmuştu. Doktorun içeriden çıkması ile hemen yanına koştuk.

"Bay Kim'in durumu şuan gayet iyi. Yalnız iki gün uyutacağız. Bedeni çok yorgun durumda. Bu yüzden endişe etmeyin. Normal odaya alınacak birazdan zaten. Yanına girebilirsiniz."

İkimiz de büyük bir oh çekerken sedyeyle odadan çıkartılan bebeğimi gördüm. Odasına alınana kadar bekledik ve sonra hemen yanına girdik. Elini sımsıkı tuttum ve dizlerine başımı yasladım. Çok şükür sonunda iyiydi bebeğim. Atlatmıştı her şeyi. Çok güçlüydü benim güzelim. Şimdi iki günün sonunda uyanmasını bekleyecektik.

Merhabaaaa 👋
Nasılsınızzzz
Biliyorum bölüm baya bir geç geldi bunun için üzgünüm
Umarım bölümü beğenmişsinizdir
Sizleri seviyorum sağlıcakla kalınnnn💚

~💓🧚‍♀️

Chérie / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin