Asi, sıkıya elinde tuttuğu bir kaç kuruş parasıyla adımlarını hızlandırdıkça hızlandırdı. Çağla'nın evinde yaşadığı farkındalıktan sonra yediği tostu saatlerce çıkarmış ağzından tek bir kelime çıkmadan bembeyaz teniyle soluğu eczane giderken almıştı.
Korkular ; insanların hayatları boyunca peşini asla ama asla bırakmayacak hislerden ilk dördüydü.
Olabilir mi, dedi kendi kendine defalarca.Asi titreyen dizlerine inat adımlarını daha da hızlandırdı. Elleri titriyor bedeni titriyordu.
İçinden bile tekrar edemiyordu o kelimeyi, yabancıydı ona. İhtimal bile vermemişti bunun olacağına.
Hızını alamayıp eczanenin kapısını biraz hızlı açınca kapıyı tekrar hızlıca tuttu. İçerdeki kendisinden büyük ama otuz otuz beş yaşlarındaki kadın kendisine şaşkınca bakıyordu.
Asi, hızlı geldiğinden kızaran yanakları dağılmış saçları ve ifadesiyle kadına bakarken kadın kendisini toparlamış hafifçe gülümsemişti kendisine. "Buyrun, ne istemiştiniz?"
Asi, kendisini toparlayarak yaklaştı yavaş yavaş. Nasıl söyleyecekti? Asi daha önce bu kadar gerildiğini hissetmemişti ki.
Nasıl söylenirdi?
Dudakları birkaç kez aralandı, kapandı. Söyleyemeyeceğini fark edince omuzları düştü derin nefes aldı ve eli usul usul karnına gitti gözleri de aynı şekilde.
Orada bir can olabilir miydi?
Karşısındaki kadın ne istediğini anlamış bir şekilde gülümsemesini büyüttü. "Hamilelik testi mi?"
Asi beklenmedik cümleyle hızla başını kaldırıp baktı. Gözleri buğulanmıştı, kadının sıcak gülümsemesine gülümseyecek takati bile kendini bulamamış başını sallamıştı. "Hemen veriyorum."
Diyen kadın arka raflardan kutu içindeki hamilelik testini poşete koyarak paketledikten sonra Asi'ye uzattı. "On beş lira,"
Asi'nin eli poşete gitmedi,
Bunu hesaba katamamıştı,
Avucunda sadece yedi buçuk bozuk parası vardı. Yanakları kızarmaya devam ederken gözlerini kaçırdı. "Gerek-"
Demesine kalmadan kadın atılıp Asi'nin eline poşeti tutuşturmuştu. "Şimdi bunu al, sonra eksik kısmı getirirsin güzelim," dediğinde Asi'nin gözleri dolmaya başlamıştı. "Merak etme, bende senin gibiydim. Korkaktım ürkektim, üstelik eşimle evli bile değildim. Ama dünyanın en güzel hissi annelik," Asi'nin dinledikleriyle gözünden bir damla yaş kızarmış yanaklarına akmaya başlamıştı, silme gibi bir işe kalkışmamıştı. Aksındı,
"Güçlü bir kıza benziyorsun, sıkı sıkı tutun karnındaki bebeğe," kadının kendinden emin kurduğu cümlelerle Asi bocalamıştı, nasıl emindi bu kadar?
"Eminim," dedi kadın Asi'nin aklını okumuşçasına. "Çünkü anneler anlar, şimdi git evine asla göz yaşı dökme..."
Asi gülümseyerek başını sallayarak testi eline aldı. "Ben getireceği-" kadın elini dudaklarına koyarak susturduğunda sessiz kelimeleri ikisi de anlamışçasına başını salladılar.
Asi elindeki bozukları kadına verdi ve eczaneden çıkarak yeni rotası olan evine ilerledi. Nasıl yaptığını bilmedi, nasıl geldiğini de bilmedi.
O kadar yolu nasıl yürüdüğünü bilmediğini hissettiğinde bocalamıştı, cebindeki yedi buçuk lirayla hamilelik testi almak için çabaladığını yeni fark etmişçesine gözlerini sıkıca kapattı.
Evin kapısına geldiğinde titreyen elleriyle anahtarını buldu anahtarı deliğe doğru götürdü ama açamadı titreyen elleri kendisine hiç yardımcı olmuyordu.
İkinci denemeyi de yapamayınca kapıya sertçe bir tekme attı ve kapıdan gelen gürültülü sesle açılması bir olmuştu...
YOU ARE READING
Kelebeğin İzi
Teen FictionAlaz, usulca elini yanında uyuyan Asi'nin karnına doğru indirdi avucunda hissettiği sertlik ve şişlik harici hareketliği sonucu canı sıkıldı, çok sıkıldı. Yüzünü henüz ne olduklarını kestiremediği tek netliğin çocuğunun annesi sıfatı olan kız'ın kar...