Şarkılar ; Ferah Zeydan, yanlışız senle
Gülay sezer, Cesaretin var mı aşk'a
Esmeray ; Unutama beni„Bir yolu olmalı, seni geri getirmenin bir yolu olmalı. Bunca yol içinde senin bana geldiğin bir yol olmalı. ⏳"
***
Kaç dakikadır karşısındaki manzaraya ayakta durmuş kitlenmiş bir şekilde baktığını bilmiyordu Asi, sabah gözlerini Soysalan'ların malikanesinde açmış, birkaç dakika öylece dün yaşadıklarını düşünüyordu. Şakaklarındaki öpücüğün hissiyatı da, dudaklarındaki hafif olmasına rağmen kendisini yakan dudakların izini de iliklerine kadar hissediyordu hala. Dün olanlar parça parça zihnine düşerken sinirle yanaklarının içini ısırmıştı Asi. Nasıl bu kadar kendisini kaybedebilirdi anlamakta zorlanıyordu. Asi'nin lügatında içtiğinde kendisinden bu kadar geçmesi asla yoktu-ya da o öyle sanıyordu-. Resmen Alaz'ı köşeye sıkıştırarak yürümüştü çocuğa. Kesik kesikte onun da kendisiyle uğraştığını hatırlıyor olması kendisine sinirini körüklüyordu.
Utancı hat safhaya daydı, hatta bir saate yakın yataktan çıkamamış ne olacağını Alaz önüne sürerse ne diyeceğini düşünüp durmuştu. Fakat sonra sarhoş olduğunu ve hareketlerinin aslında tamamiyle bundan kaynakladığını söylemek yeterli olur diye düşündü ve kendisini de buna inandırdı.
Şimdi ise üzerinde hala çıkaramadığı, çünkü kıyafeti yoktu kendisine kocaman olmuş, omzunu açıkta bırakan tişört bir elbise görevi görüyordu kendisine ve Alaz'ındı. Evet Alaz'ın kıyafetini üzerinden çıkaramıyordu, bahanesi ise çevresindeki deniz kokusunu kaybetmek değil de, kıyafetinin olmaması değildi. Kolayca Çağla'dan bir şeyler alabilirdi. Ama istemedi, aslında bakılırsa istemekte istemedi Asi.
Ece'ye bakmak amacıyla Alaz'ın odasına geldiğinde Alaz'la birlikte göğsüne saklanarak deliksiz uyuyan eceyi görmeyi beklemiyordu. İster istemez, kalbi erimiş gitmişti bu görüntüye. Aylarca, hatta yıllarca kendi kendine Ece'yi Alaz'a benzetmişti ama şimdi yan yana bakınca kopyası olduğuna kanaat getirmişti genç kız. Bütün duyguları aynı anda hissediyordu adeta, hem Ece'yi kucağına alıp 'bir daha benim kızıma dokunma,' diyerek alıp gitmek istiyor hem de bu görüntü karşısında kıyamıyordu.
Daha ne kadar kitlenmiş bir şekilde kendilerine bakacağını o da bilmiyordu. Daha kendisi bir atakta bulunmadan Ece gözlerini açıp kendisini görme fırsatı olmamıştı ve yatakta uyku mahmurluğuyla oturur bir pozisyona gelmiş ve Alaz'a bakıyordu. O an fark etmişti Asi, Ece Alaz'a yabancılık çekmiyordu. Çünkü Ece kendisinden başka biriyle kolay kolay uyumayacağını biliyordu hatta hiç. Ama bu konu da kendisine prim veriyordu çünkü kendisi de o kolların rahatlığını çok iyi biliyordu.
Ece kısa bir duraksamadan sonra işaret parmağını Alaz'ın yanağına koyarak sakallarında gezdirmeye başlamıştı. "Alozito! Talk," demişti pürüzlü sesiyle. Alaz ise hiçbir tepki vermeden uyumaya devam ediyordu. Bir kaç kez daha seslendi ece böyle Alaz'dan ses gelmeyinde küçük elini sertçe ve hiç acımadan yanağına geçirmiş sonra ise dik bakışlarıyla bakmaya devam etmişti. Alaz ise bu darbeyle kaşlarını çatarak gözlerini açmış direkt gördüğü yüz, afallamasına sebep olmuştu.
YOU ARE READING
Kelebeğin İzi
Teen FictionAlaz, usulca elini yanında uyuyan Asi'nin karnına doğru indirdi avucunda hissettiği sertlik ve şişlik harici hareketliği sonucu canı sıkıldı, çok sıkıldı. Yüzünü henüz ne olduklarını kestiremediği tek netliğin çocuğunun annesi sıfatı olan kız'ın kar...