12 ; Düşman

1K 29 7
                                    



Şarkılar ; Pera, Her Şeyim
Anıl Emre Dal , B
Pamela, Sarhoş

***

Alaz, bu zamana kadar hem sevdiği kadının gidişinin acısını çekmiş hem de kaybettiği bebeği için ölüp ölüp dirilmişti. Normalde acı çeken Alaz, bunu göstermemeye yaklaşık altı yaşlarından beri yapıyor, artık buna alışmışlığı ise bir hayli yoruyordu ama bu seferki acı üstünü kapatabileceği, yok sayabileceği bir acıdan çok daha fazlaydı bu ölümdü. Ölümü de eli kelebekli kendi ayakları üzerinde durmayı hayat yüzünden öğrenmek zorunda kalmış sevgilisi tarafından gerçekleşmişti.

"Sen kimsin?" Dedi oturduğu koltuktan kalkan Alaz. Karşısında küçücük bir kız vardı. Kocaman kocaman gözleri, gözlerinin hemen üstünde özenle kesilmiş kahkülleri vardı, uzun saçları ve saçlarının arasında renkli renkli ekler vardı. Dolgun yanakları, keskin bakışlarının yanı sıra parıl parıl parlıyordu. Minicik bir boyu,minicik elleri, minicik bir burnu ve ağzı vardı. Aslında bakılırsa her yeri minicikti. "Adımı öğyenmeyi hak et,"

Dediğinde tek kaşı usulca havalandı Alaz'ın. "Ne yapacakmışım bunun için..."dedi durdu küçücük bir kızla anlaşma yapıyordu."...hem senin annen nerede ? Kiminle girdin buraya?"
Sorularının ardı arkası kesilmeyince küçük kız hevesi kırılmaya başlamış, kocaman bu adamdan sıkılmıştı. "Oyun oynayacatsın benimle." Dedi tek seferde.

"Ben mi?" Diyen Alaz ise, karşısında laf yetiştirmeyi bilen, lafını asla esirgemeyen küçük beden yüzünden şaşkındı. "Yok, ağaçlay..."güldü Ece."Tabii sen seysem!" Diyerek poposunu sağa sola sallaya sallaya Alaz'a yaklaşıp elini uzattı.

Tam o an Alaz, içinde bir şeyler hissetti. Kaybolmuş bir oyuncağını yeni bulmuş, kaybettiği bir hisle yeniden tanışıyormuş gibi. Geri durmadı ama, elini uzattı ve kızın elini tuttuğunda küçük parmakları Alaz'ın sadece iki parmağına yetecek kadardı ve sıcacıktı. İçinden ılık bir sıcaklık akıp gitmişti Alaz'ın.

"Hadi, del." Diyerek Ece yeşil çim alana çekti kocaman Alaz'ı. "Burada ne yapacağız biz?"Ece adamın elini bırakıp birden arkasını döndü ve su tabancasına basarak ıslatmaya devam etti Alaz'ı. "Dur, dur. Islanıyoruz dur!" Diyerek elleriyle yüzünü kapatmaya çalışan Alaz'ın sersemliğine kahkahalarla gülüyordu Ece.

"Bil, iki, üç!" Diyerek etrafında dönerek sıkmaya başlarken Alaz henüz bu küçük kızın nereden çıktığını, neden kendisini ıslattığını ve onunda buna izin verdiğini kavrayabilmiş değildi. Ama hemen karşı atakta bulunarak kızı hızlı bir şekilde belinden tutmuş gülerek yere yatırmıştı."Bence ben kazandım ve..." dedi parmakları karnında gezerken, gıdıklıyordu. "...sen bana ismini söyleyeceksin!" Ece kahkahalarla gülerken elleriyle kendisini korumaya çalışıyor ve kendisini güldüren bu parmaklardan kaçmaya çalışıyordu. "Ec...Ece!" Diye haykırdı küçük kız gülüşlerinin arasında.

Alaz o an'a kadar kendisinin de uzun zaman sonra güldüğünün farkında değildi ama kocaman gülümsüyordu kızın minik kıkırtılarına. O an Ece'nin gülüşlerinde bir şey fark etti. Gülüşü, dokuz yaşındaki Asi'nin kocaman gülümsemesine, kısık gözlerindeki ışığa benziyordu. Bu benzerlik karşısındaki kızın da eksikliklerinin olduğunu fark etmesine sebep oldu. Sertçe yutkundu kendi çıkarımlarına devam ederken.

"Senin ismin ney?" Dedi Ece masum masum."Alaz," diye yanıtladı hemen Alaz'da elini uzattı tanışmak için ve bir kes daha küçük kızın minicik eli kocaman elleri arasında kayboldu.

Kelebeğin İzi Where stories live. Discover now