İLK KAN

23 1 0
                                    

          PAMİR'İN ANLATIMIYLA

Artık kendimden daha önemli biri vardı hayatımda. Gülüşü, elleri, gözleri, bakışı benim kalbimin atışını değiştiren bir kadın vardı. Sırma gibi saçları, kocaman ela gözleri, küçücük burnu ve beni delirten o çilleri, o kadar güzel ki.

Ona vampir olduğumu söyledim nasıl olduğunu anlattım ama eksikti. Her vampirin bir özel gücü olduğunu söyleyemedim. Ona dokunduğumda geçmişini görebildiğimi söyleyemedim. Ama bir yemin ettim yetimhanede ona yaşatılan herşeyi onlara bin katını yaşatacaktım. Bu kadar acıya rağmen gülüşünü kaybetmemesi peki ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Yetimhanede ona dokunan her eli tek tek kıracağıma söz veriyorum. Özür dilerim daha önce gelemediğim için. Özür dilerim çığlıklarını kimsenin duymadığı için. Özür dilerim Balım Çetiner. Bundan sonra ben varım ve olmaya da devam edeceğim.

20 dakikadır kapıda bekliyordum. Kaç defa mesaj attım, aradım ama cevap vermemişti. Binaya doğru ilerledim ve içeriye girdim. Kapının önüne geldiğimde zile bastım ama hiç ses yoktu. Birşey olduğunu düşündüm ve tam kapıyı kıracakken
" Hop dedik sende kimsin ? " Dedi bir kadın.
"Ben Balım'a geldim ama kapıyı açmıyor başına bir şey gelmiş olabilir. Sen kimsin? " diye sordum.
"Uyuya kalmıştır dedi ve ben Deniz. Balım'la aynı evde yaşıyoruz " Dedi ve anahtarı çıkarıp kapıyı açtı.
İçimde kötü bir his vardı ve umarım başına birşey gelmemiştir.

Kapıyı açar açmaz içeriye daldım.

" Balım " diye sesleniyordum. Tek tek odalara baktım ama evde yoktu. Kafayı yiyecektim nerdeydi bu kız.

"Evde yok nerede olabilir? " Diye sordum telaşla .

"Bilmiyorum bu saatte genelde evde olurdu " Dedi. Telefonla Balım'ı arıyordu ama telefonu kapalıydı.

" Ben Balım' ı bulurum . Benden haber bekle " Dedim .

" Numaramı yaz beni merakta bırakma " Dedi.

Numarasını alıp hızlıca orda çıktım. Nerede olabilirdi bilmiyorum tek bildiğim kafayı yiyecektim. Hemen bizim ekibe haber saldım ve evle iş arasında olan güvenlik kameralarını incelemelerini söyledim. Bende arabaya binip iş yerine gittim ve Balım'ı en son ne zaman gördüklerini sorup soruşturdum. Yarım saat sonra telefon geldi. Güvenlik kamerasından bazı görüntüleri bana attılar.

Bu dedim Ayaz ' ı kaçırmaya çalışan adamdı ,ağzımdan bi ton küfür saydırdım. Onların nerede saklandıklarını biliyordum hemen bir kaç kişi toplayıp yola koyuldum.

Bir kaç saat sonra oraya varmıştık. İçeriye daldığımızda bizi bir ton adamla karşıladı. Düşmanımızın başı Aras Sancaklı tam karşımda duruyordu.

" Ben de seni bekliyordum " dedi sahte bir gülüşle.

" O nerede " Nerede olduğunu söylemiceğinden tabiki de emindim.

" Kimden bahsediyorsun " Dedi gülmeye devam ederek.

" Beni beklediğine göre kimden bahsettiğimi biliyorsun " dedim .

" Hım şu güzel kızdan bahsediyorsun galiba " dedi.

" Nerede " dedim sabrım tükenmişti artık.

" Acaba hangi kurtun yanında bilemedim şimdi " dedi kahkaha atarak. Yanındakilerde ona katıldılar.

Hızlıca arkasına geçip boynundan tuttum.

" O nerede? Ona ne yaptın? Onun kılına zarar gelirse hepiniz ölürsünüz" dedim. Korkuyordum onun kılına zarar vermiş olma ihtimali beni korkutuyordu.

" Bir antlaşma yapalım ve ben sana kızın yerini söylicem sende benim söyliceğim kişiyi öldüreceksin " dedi.

" Kimi " diye sordum.

" Onu zamanı gelince söylicem " dedi.

" Kendi türümden kimseyi öldürmeyeceğim " Dedim.

" Söz veriyorum kendi türünden biri olmayacak bu kişi " Dedi.

Düşünmeye başladım. Ne yapmaya çalışıyordu.

" Vaktin azalıyor Pamir Keskin " Dedi.

" Tamamm kabul ediyorum " Dedim sinirle.

" Kan sözü istiyorum " Dedi.

" Tamam " Dedim ve cebimdeki bıçakla elime çizik attım.

Kan sözü demek eğer verdiğim sözü yerine getiremezsem ailemden birinin ölümü demekti. Ve ben ne pahasına olursa olsun sözümü yerine getirecektim.

" Söyle " Dedim tek düze sesimle.

Bir adres söyledi ve hızlıca ordan uzaklaştık. Arabaya bindiğimizde herkes bana bakıyordu.

Emir, Yusuf ve Defne benim çocukluktan beri yanımda olan dostlarımdı. Ve bana şuan şaşkınlıkla bakıyorlardı.

"Abi sen naptın " Dedi Emir.

" Başka seçeneğim yoktu " dedim.

Defne lafa atlayarak " O adamın bir planı olduğundan eminim" Dedi.

" Göreceğiz " Dedim. Ve yola koyuldum. Adres uzağı gösteriyordu. Eymen birilerini arayıp daha fazla kişi topadı. Onlar da peşimizden geleceklerdi.

Uzun süre boyunca yol gittik ve adrese geldik bir deponun önünde durduk. Kapıda kimse yoktu. İçeri girdik ve koridorda ayrıldık. Koridor boyunca ilerledim. Karşıma bir kaç kişi çıkmıştı. Hepsini hızlıca alt edip koridorda Balım' ı aradım. Bir kapı dikkatimi çekti. Sürgüsünü çekip Balım'ı gördüm.
Kolları mosmor olmuş, kendinden geçmiş gibi kımıldamıyordu bile. Ona bunu yaşatan herkesten hesap soracağım hemde herkesten. Kapıyı kırıp Balım' ı aldım ve dışarıya çıktım. Bizi bi kalabalık karşılamıştı. Ne pahasına olursa olsun onu buradan çıkaracaktım. Onlarla karşı karşıya savaştık. Ve alt ettiğimizi düşündüğüm sırada iri bir adam bizi tutup kenara fırlattı. Balım'ın inlemesiyle ona doğru koştum. Demir girmişti karnına.

Nolur dedim içimden nolur ona birşey olmasın. O güzel gözleri acı içinde bakıyordu. Kalbimin acıdığını hissettim.
Bu zamana kadar ölü gibi yaşayan ben onunla hayat bulmuştum. Şimdi o hayat ellerimden kayıp gidiyordu.

Kafama ağır bir darbe aldığımda bilincim gitmişti. Son bir kere gözlerimi açıp ona baktım. Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda.

Ben kendimi onun gözlerinde buldum. Onun minik elleri , sıcacık kalbi, kocaman gözleri bana yaşadığımı hissettiriyordu. Ve o ellerimin arasından kayıp gitti . O gitti ben bittim.

Ölümün Nefesi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin