Hızlı adımlarla yürüdüğüm sokakta kendi adım seslerimden başka hiçbir şey duymuyordum. Ağzımda emdiğim lolipopu dilimle çevirip sağ yanağıma ittirdim ve sokağın sonundaki elektrik direğinden dönerek her zaman ıssız ve ürkütücü olan kırmızı sokağa girdim.Beni bekliyordu biliyordum ve çok geç kalmıştım. Bu sefer beni öldürmesi için eline büyük bir fırsat vermiştim. En ufak bir hatama bakan lider bu sefer gözümün yaşına bakmayacaktı. En nefret ettiği şeylerden biri bekletilmekti ve ben yıllardır bulunduğum görevimde ilk defa onu bekletmiştim.
Adımlarım karanlık ve sadece kırmızı ışıkların aydınlattığı ve buradaki insanların hiç göremediği çıkmaz sokakta ilerledikçe ağzımdaki lolipop beni boğmaya başladı. İlk defa ondan korkuyordum çünkü şimdiye kadar hiç sinirleneceği bir şey yapmamıştım. Zaten şu an sinirlenmesinin sebebi ben değildim ama yine de gergindim. Sinirlendiğinde başka bir insana dönüşen lider bana hiç o yüzünü göstermemişti ama şahit olduğum zamanlar olmuştu.
Her zaman buluştuğumuz kırmızı sokak lambalarının aydınlattığı bankı gördüğümde orada olmadığını gördüm ve derin bir nefes verdim, rahatlayarak gülümsedim. Dakik bir adamdı ve bu sefer o da gelmemişti demekki olay düşündüğümden de can sıkıcıydı.
Ağzımda küçülen lolipopu yere tükürüp ellerimi ceplerime koyarak topuğumun üstünde dönüp geldiğim yolu yürümek için birkaç adım attığımda duyduğum ıslıkla dişlerimi sıkıp o tarafa döndüm.
" senin ne işin var burada?! nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?!" Sinirle bana gülümseyerek bakan bedene yürüdüğümde " bu benim de işim kardeşim, bunu biliyorsun" diyerek omuzlarımı patpatladı.
" seni gördüğü yerde gebertecek, hala benim işim mi diyorsun?" Omuzumdaki elini ittirip kolunu sıkıca tuttuğumda acıyla dişlerini sıktı.
" ben kimseye ihanet etmedim ve unuttun mu biz dokunulmazız. Kimse benim kılıma dokunamaz, duydun mu beni?" Kolumu itip yürümeye başladığında sinirle peşinden gittim.
" seni affetmeyecekler, dokunulmaz olmamız bir yere kadar" beni hiç umursamadan yürüyor olması sinirimi bozsada onu uyarmam gerektiği için peşinden gidiyordum. " seni öldürebilirler nasıl bu kadar rahat oluyorsun? Yaptığın anlaşmayı öğrenmişler, uzaklara git her şey açığa çıkana kadar uzaklaş buralardan"
Sinirle arkasını dönüp beni iteklediğinde bunu beklemediğim için arkaya doğru yere düştüm. Parmağını tehdit edercesine kaldırarak yüzüme salladı.
" sen işime karışma, ben senin gibi korkak olup ikisinin arasında pinpon topu gibi oradan oraya savrulamam. Bir taraf seçmem gerekti ve bende seçtim"Düştüğüm yerden doğruldum ve toz toprak içinde olan avuçlarımı birbirine çarparak ayağa kalktım.
" gerizekalı! Sen bir gerizekalısın! Biz tarafsızız. İkisine de şu an ihanet etmişken nasıl gidip birini seçebilirsin"" seni aralarında döndürmelerine izin veren senken gerizekalı olan ben miyim? İkisi de seni kullanıyor! Benim seçimim belli sen de bunu herkesle beraber öğreneceksin" arkasını döndüğünde hızla koşup bileğinden tuttum.
" kimi seçtin?! Lanet herif her şeyi batırdın. Kimi seçersen seç diğeri sana cehennemi yaşatacak çünkü sen Yang'ların yıllardır olan tarafsızlığını bozdun."
Kırmızı ışığın vurduğu gözleri uzun uzun yüzümü incelediğinde birden kahkaha atmasıyla irkildim. Uzun uzun ağzını açarak attığı kahkahadan sonra akmamış olan yaşlarını toparlayıp elini yüzüme atıp çenemi sıktı.
" sen bir Yang olduğunu mu sanıyorsun? Babam seni o pisliğin içinden çıkarmasaydı. Buradaki ucuz fahişelerden olacaktın" bu lafı artık canımı acıtmıyordu çünkü buradaki herkes her fırsatta bunu yüzüme vuruyordu. gözünü etrafta gezdirdi " ama bak benim canım babam sana kıyamayıp seni tarafsız yaparak canını bağışladı. Sen ise ona minnet duyman gerekirken oğlunu bir şeyleri bozmakla suçluyorsun. Ben ne senin gibi korkak bir şekilde oyuncak olacağım ne de babam gibi her şeyden uzak yaşayacağım" sıktığı çenemi sertçe savurduğunda acısından gözlerim dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead end |minlix
FanfictionKırmızı sokak lambasının vurduğu yüzünde kirpiklerini kırpıştırdıkça yüzüne düşen siyah gölge yüzünü korkutucu yapıyordu. Ellerini cebine atarak bir adımda ayakkabısını ayakkabımın ucuna değdirdi. Kafasını eğerek burnunu saçlarıma değdirdi. " eğer b...