Önünde durduğum küçük malikanenin yanan ışıklarına bakarak derin bir nefes verip bahçenin kapısını açtım ve içeri girdim. Bu ev benim için her zaman güzel anılara sahipti. Yürüdüğüm yolda küçükken bay yang ile diktiğimiz zambaklar ve taze kokulu fesleğenlerin kokusu burnuma geldiğinde gülümsedim.Bahçedeki seradan kafasını çıkaran bay yang el sallayarak bana doğru yürüdü.
" benim bebeğim gelmiş" Açtığı kollarının arasına koşarak kocaman olmuş göbeğine rağmen ellerimi beline sardığımda " felix gelmiş!" Diyerek bayan yang'a seslendi.Ellerini havluyla kurutarak neşeyle bize doğru gelen bayan yang ikimize birden sarılıp yanaklarımdan öptü.
" bebeğim gelmiş"" sizinle konuşmam gereken bir konu var" bahçedeki masaya otururken söylediklerimle ikisi de kafasını salladı.
" jeongin ölmedi biliyoruz" dediklerinde derin bir nefes verdim.
" bunu bilmeniz içimi rahatlattı. Nereden öğrendiniz?"
Sorumla birbirlerine bakıp kaş göz yaptılar. " ne oluyor?" Dedim kendimi tutamayarak.
" yanan bedenin ardından bu sabah bize bir mektup geldi. Kimin bıraktığı gizemli. Mektup jeongindendi ve endişelenip üzülmememiz için yazmış"
Jeongin giderken arkasında ailesini bırakmıştı onları endişelendirmemek için mektup yazması beni ailenin dışında hissettirmişti. Beni çok rahat arkada bırakmıştı.Düşen suratımı düzeltmeye çalışarak " bana da bir şeyler yazılmış mı?" Dediğimde sıkıntılı bir nefes verdiler.
" aileme diye üstte not yazmış hepimize yazmış" yüzümü bozmadan kafamı salladım. Üçümüzde bana bir şey yazılmadığını biliyorduk. Yang jeongin üzülmemi umursamadan beni arkasında bırakmıştı. Son zamanlarda aramız liderlerle olan iletişimimden dolayı limoniydi. Eskisi gibi yakın olamasak da bana değer verdiğini düşünmüştüm. Arkasından üzülecek olmamı umursamamıştı.
" o zaman yaşadığını bildiğinize göre nerede olduğunu biliyor musunuz?" Diye sorduğumda kafalarını olumsuz anlamda salladılar.
" sadece endişelenmemizi ve zamanı gelince lee ve hwang çetelerinden geriye bir şey kalmayacağı gibi bir şeylerden bahsetti." Bay yang sıkkın bir nefes verdi. " boyundan büyük işlere kalkışıyor, tahminimce büyük patronun yanında saklanıyor ve büyük patron, jeongini kullanacak. Onun tecrübesiz ve toy oluşundan yararlanacak"
" aslında ben lider lee'den şüpheleniyordum, jeonginin büyük patronla işbirliği içinde olduğuna nasıl eminsiniz" jeongin lider lee'ye de ihanet etmişti ama kaybolmadan önce iki liderden biriyle anlaştığını söylemişti gerçi artık jeongine de güvenmiyordum.
" mektupta geri döndüğünde lee ve hwang çetesinin yeni liderinin kendisi olacağını yazmıştı. Lider lee ile anlaşmış olsa bunu yazmazdı onu kullananın büyük patron olduğuna neredeyse eminiz" bay yang'ın dediklerine sıkıntılı bir nefes verdim.
" ona iki çeteyi vadetmiş olabilir o yüzden kendine olan bu güveni" bayan yang üzüntüyle söylendiğinde " onun bu hırsı bir gün sonu olacak, kendi başına saçma sapan işlere girişmiş" dedim.
Bay yang ellerini uzatıp ellerimi avuçlarının arasına aldı. " felix, biliyorum jeongine kırgınsın ve çok haklısın onu ben de affetmeyeceğim bunları bize yaşattığı için. Sen benim oğlumsun, jeongin bu pis işlere girdi onu elimden geldiğince çekip çıkarmaya çalışacağım. Bu süreçte kesinlikle jeongin gibi bu saçmalıklara girmeni istemiyorum." Ağzımı açmak istediğimde elini kaldırıp beni susturdu. " senin de bir şeyler karıştırdığını biliyorum. Bu yarış süreci ve sonrasında liderlerden uzak durmanı istiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead end |minlix
FanfictieKırmızı sokak lambasının vurduğu yüzünde kirpiklerini kırpıştırdıkça yüzüne düşen siyah gölge yüzünü korkutucu yapıyordu. Ellerini cebine atarak bir adımda ayakkabısını ayakkabımın ucuna değdirdi. Kafasını eğerek burnunu saçlarıma değdirdi. " eğer b...