Sabırlı olmaya çalışmak..

215 25 42
                                    

Minhodan

Sadece uyuyan güzel yüzünü görmek istemiştim. Merakıma yenik düşmüştüm. Melek gibiydi.. Dolgun pembe dudakları, küçük burnu ile Hyunjin gerçekten melek gibiydi...

-Senden nasıl kaçacağım ben? Seni bu kadar çok severken? Sana delicesine taparken.. Nasıl kaçmayı başaracağım senden?

Ellerim hala saçlarını okşarken kurduğum cümleyi duymadığına emindim. Ta ki gözkapakları yavaşça aralanana kadar..

Yıldırım çarpmış gibi yanağındaki elimi çektim. Hala öylece gözlerime bakıyordu. Çektiğim elimi eline aldı ve tekrar yanağına götürdü.

Avucumu yanağına yaslayıp gözlerini kapattı.

-Ne olur devam et Minho..

Bunu söylerken gözkapakları titriyordu.. Sevdiğim insanı çok üzüyordum. Ama bu dünyadaki en yanlış insanı sevmiştim..

Yine de ondan kaçmakta başarısızdım. Elimin altındaki yanağını baş parmağımla yavaşça okşadım.

Eliyle tuttuğu elimi yavaşça dudaklarına bastırdı.. İçim titredi dudaklarının dokunuşuyla yeniden. Beni bu kadar seviyor oluşu beni mahvediyordu..

-Hyunjin gitmeliyim..

Hala elinde olan elimi daha sıkı kavradı. Hyunjin bunu bana yapma..

-Gitmeni istemiyorum Minho. Nolur yanımda uyu..

-Hyunjin.. Neden bunu yapıyorsun?

-Çünkü seni seviyorum..

Uzandığı yerden gözlerime bakarken kurduğu cümle baştan aşağı titrememe neden oldu..

-Bunu yapamayız Hyunjin..

-Sadece uyuyacağız Minho. Lütfen..

Elimi tutup iyice beni kendine çekti. Arkam dönük bir şekilde yanına uzandım. Ellerini belime doladı usulca. Burnunun dokunuşu ensemi gıdıklıyordu. Kokumu solumasıyla baştan ayağa ürperdim..

Yüzümü ona dönmemek için verdiğim savaşı tarif edemezdim. Ve savaşı kaybediyordum..

Usulca kollarında dönerek yüzüne baktım. Gözlerim gözlerine değdiği an gözlerini kırpıştırdı.

Dünya durdu sanki. Jisungun koltuğunda karşılıklı uzandığımız bu anda zaman ilerlemeyi bıraktı..

-Minho..

Cevap verecek halim yoktu. Mayışmış ses tonumla duyduğumu belli edecek bir nida çıkarttım sadece.

-Hm

-Seni öpebilir miyim..

Hayır demem gerekiyordu öyle değil mi? İzin vermemem gerekiyordu. Ama ben zaten bu evden içeri adımımı attığım an kaybetmiştim o savaşı..

Yavaşça başımı salladım..

Başını yastıkta yavaşça ilerletip bana yaklaştırdı. Dudaklarını usulca dudaklarıma bastırdı. Minik bir öpücük bıraktı. Tam geri çekilmek üzereyken bir öpücük daha bıraktı..

Geri çekilip yüzüme baktı.

-Sen kendini tam olarak hazır hissedene kadar. Suçluluk duygusu hissetmeyeceğin o ana kadar, seni hiçbir şeye zorlamayacağım

Suçluluk duygusu hissetmediğim bir an gelecek miydi gerçekten? Kardeşimin eski sevgilisi olduğunu düşünmeden Hyunjinle dilediğim her şeyi yapabilecek miydim?

Ona şuan aklımdan geçen düşünceleri söylemedim. Yavaşça kollarımı sardım beline. Çenemi başına yasladım. Kendimi uykunun kollarına bıraktım..

Senden Kaçamıyorum /HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin