Hyunjinden
Amerikaya geleli neredeyse 1 Ay olmuştu ve her şey artık boğucu gelmeye başlamıştı. Minho'yu özlemediğim bir gün bile yoktu. Onu cezalandırmak isterken kendimi mi cezalandırıyorum acaba diye defalarca düşünmüştüm..
Ama bizden olmayacağını bana açıkça göstermişti. Ben de çareyi onun olmayacağı bir yere kaçmakta bulmuştum. Ama ailemi çok özlemiştim. Annem de sürekli 'dön artık' diye ısrar ediyordu.
Temelli olmasa bile en azından 3 günlüğüne ailemin yanına dönmeye karar vermiştim. Kafeden içeri adımımı atar atmaz annem koşarak bana sarıldı. Onu gerçekten çok özlemiştim.
-İçeride seni günlerdir bekleyen biri var.
Gözlerim şaşkınlıkla büyürken, kalbim ağzımda atmaya başladı.
-Kim..
-Git bak hadi
Yavaşça atölyeye doğru yaklaşmaya başladığımda bile onun olduğunu biliyordum. Aşina olduğum ve aşık olduğum kokusu geçmişti bu koridordan..
Kapıda durduğumda arkası bana dönük resimlere bakıyordu. Öylece dikilmek istemedim.
-Buraya girmek için benden izin aldın mı?
Sesimi duyar duymaz olduğu yerde kaldı. Hareket edemedi bir süre. Sonra hızla arkasını dönüp koşar adımlarla yaklaştı. Kollarını boynuma doladığı an bu dünyada cenneti bulmuştum yine ben..
Dayanamayıp ben de sardım kollarımı bedenine. Çektim kokusunu içime doya doya..
Kollarını çözer çözmez yüzümü ellerinin arasına aldı. Dudaklarıma bastırdı dudaklarını. O kadar farklıydı ki öpüşü.. Delirecektim..
Ayrıldığımızda hala ellerinin arasında tuttuğu yüzüme alnını yasladı:
-Beni nasıl sensiz bırakırsın? Delirecektim yokluğunda.
-Kardeşinin eski sevgilisi olmayan birini bul istedim..
-Bunun çözümü bu muydu Hyunjin? Beni sensiz bırakmak mıydı?
-Başka türlü yolu var mıydı Minho? Gözlerimin önünde kardeşine ona aşık değilim böyle bir şey mümkün olamaz dedin. Ne yapsaydım?
-Orada ölseydim de o cevabı vermeseydim dedim seni o halde gördükten sonra..
-Ölmek falan bahsetme bir daha! Bir kere ölümden döndüğünü gördüm zaten. Sen 1 kere ölüme yaklaştın ben binlerce kez öldüm dirildim..
-Bir daha üzülmene izin vermeyeceğim Hyunjin.
-Ya? Öyle mi? Felix'e de bahsettin mi bu büyük aşkından?
-Bahsetmedim henüz.. Ama-
-Gelirken dönüş biletimi de almışım iyi ki. Yoksa boş laflarına inanacaktım az kalsın.
-Hyunjin ne dönmesi?
-Ne sandın Minho? Ailemi görmeye geldim. Geri dönüyorum 3 gün sonra.
-Hiç mi sevmiyorsun beni ya? Nasıl bu kadar kolay bırakıp gidebiliyorsun?
-Bana sevgiden bahsedecek son insan bile değilsin. Yerimde başkası olsa yüzüne tükürürdü o gün
Ağırdı söylediklerim. Ama onun bana yaşattıkları da ağırdı..
-Hyunjin.. Ağır konuşuyorsun..
-Çünkü ağır şeyler yaşadım Minho. Ve sen yaşattın bunu bana
-Kolay mı sanıyorsun? Kolay mı sanıyorsun kardeşinin eski sevgilisine aşık olduğunu kabullenmeyi? Kolay mı sanıyorsun kardeşinin karşısına geçip ben eski sevgiline aşığım demeyi? Üstelik hayatta tek varlığın kardeşinken. Kimsem yok benim Felix dışında. Onu üzmeden, kızdırmadan bir şeyleri yoluna koymak istedim! Ama sen durmadan üzerine üzerine geldin! Sana sabırlı ol dedim! Bir kere bile dinlemedin!
Sesi yüksek çıkıyordu ve haklı olduğuma emin olduğum bir konuda böyle olması beni sinirlendirmişti. Haklı olduğu noktalar yok değildi. Ama yine de bu şekilde üzerime gelmesini hak etmiyordum.
-Tek sen mi yaşadın bunları? Tek yanlış şey senin aşkın mıydı? Anneme anlattım seni ben! Felixin abisi olduğunu duyunca ayıplar gözlerle bakmadı mı sanıyorsun bana? Ama ben kaçmadım. Anlattım..Senin bana bu dünyada iyi gelen tek şey olduğundan bahsettm. Bundan sonrasını sensiz hayal edemediğimden bahsettim. Elimde olsa sever miydim ama elimde değildi dedim. Senin gibi kaçmadım ayıplayıcı bakışlardan!
-Hyunjin sadece biraz daha sabırlı olmanı istemiştim..
-Hangi sabırdan bahsediyorsun sen? Felixe iyi anlaştığımızı bile söyleyemiyorsun ki? Birbirimizi sevdiğimizi nasıl söyleyecektin? Kaçıp duruyordun benden! Ne zaman üzerine gelsem kaçtın! Seni öpmek için kıvrandığım yerlerde sen arkanı döndün gittin Minho!
-Zor olmadı mı sanıyorsun benim için? Seni bu kadar severken kaçmak zor olmadı mı sanıyorsun? Seni sevdiğimi bile kabullenmek ne kadar zor oldu benim için biliyor musun? Kaçmaya çalıştım. Olmaz bizden dedim. Ama insan kalbine karşı koyamıyormuş işte. Şimdi bile karşında aciz durumdayım. Dizlerinin üzerine çök desen çökerim..
Söylediği şeyler tüm bedenimin titremesine neden olurken daha fazla dayanamayarak dizlerimin üzerine çöktüm
-Hyunjin! Neyin var?
Dizlerinin üzerinde kurduğu cümle ile yüzüne baktım. Bu adamı çok seviyordum. 22 yıllık yaşamım boyunca kimseyi böyle sevmemiştim. Ve zannediyorum ki 222 yıl yaşasam bile kimseyi böyle sevmeyecektim..
-Umrumda değil biliyor musun?
-Ne umrunda değil Hyunjin? Korkutma beni
-Felixin bir şeyleri bilip bilmemesi. Gizli yaşayalım gerekirse. Ama ben daha fazla sensiz kalmak istemiyorum Minho..
Kollarını doladı boynuma hızlıca. Boynumu öpücüklere boğdu sarılırken..
Gözlerime baktığı zaman ne zamandır sormak istediğim o soruyu sordum
-Minho.. O gün Felix midesizlik dediği için mi söyleyemedin bizi?
-Evet. Haksız da sayılmazdı Hyunjin. Ama seni sevmek eğer midesizlikse, ben dünyadaki en midesiz adamım. Sensizken bunu daha iyi anladım...
-Kimseye bir şey söylemek zorunda değilsin Minho. Benim yanımda ol, bana ve aşkıma sahip çık yeterli. Ben gerekirse Felixi çok yakın arkadaş olduğumuz konusunda ikna edeceğim
-Hiçbir şey konusunda ikna etmene gerek yok. Ben söylemedim dedim. Felix bilmiyor demedim. Jisung söylemiş sana çok aşık olduğumu. Biliyor.
-Gerçekten mi Minho?
-Evet Jisung'la konuştum. Hatta geçen gün şey demiş Jisung'a "başta onaylamıyordum. Ama abim her geçen gün tükeniyor. Elimde olsa ben bulup getireceğim Hyunjini"
Tüm bakışlarım,her şeyim aşkla doldu yüzüne bakarken.. Göz yaşlarım birikti gözlerimde:
-Çok mu üzüldün ben yokken..
-İnsan gibi değildim artık. Yürüyen bir iskeletten farksızdım..
Yüzünü ellerimin arasına alıp bu kez ben birleştirdim dudaklarımızı. Hasret kaldığım dudaklarını öptüm doya doya..
Ayyy arkadaşlar artık sanırım oldular
🥹🥹Diğer bölüm final gelebilir hazırlıklı olun 🤧🤧
Nasıl buldunuz 🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kaçamıyorum /Hyunho
FanfictionO kardeşimin sevgilisi.. Ama ben neden ona çekiliyorum durmadan?