Bölüm 8 - Kısım 2: Geçmiş

12 2 12
                                    

××

| Bölüm 8 - Kısım 2: Geçmiş

Charles'ın zaten kafası doluydu, bir de Erik'in böyle yapması sinirini bozmuştu. Odasına gittiğinde kapıyı kilitledi ve sakinleşebilmek için kendi zihnine odaklandı. Hiçbir zaman kendi düşünceleriyle yalnız kalamıyordu sakinleşebilmek için. Yorucuydu, ama alışmıştı. Yorgun olmaya alışmıştı. Bir de bunların üstüne etraftaki her şey zorlaşınca kontrolünü kaybediyor gibi hissediyordu. Bir de etrafındaki insanlar zorlukları arttırınca daha zor oluyordu. Elbette insanlar zorluk çıkaracaktı, onları çevrene alırken bunları bilmeliydin. Charles da biliyor ve şikayet etmiyordu ama bu başa çıkılmasını daha kolay hale getirmiyordu.

Bağdaş kurup yatağına oturdu, aslında çok da kötü hissetmiyordu. Aslında hayatındaki her şeyin kötüymüş gibi durması onu çok etkilemiyordu çünkü hepsini düzelteceğine dair umudu vardı ve düzeltecekti de. Her şeyin bir gün yoluna gireceğini, yavaş yavaş da olsa ilerleme kaydedeceğini biliyordu. Ama şu an zihnini dolduran her şey Erik'ti. Daha zordu.

Kapı çaldı. Erik olduğunu biliyordu.

"Charles, içeri geleceğim."

Kapının kilidi açıldı ve Erik kapıyı açtı. Charles ona somurtarak baktı. "Evin kapılarının kilidini plastiğe dönüştüreceğim."

"Tabii, yap öyle sen." diye söylendi Erik, yatakta Charles'ın yanına oturdu. "Konuşalım mı? Öyle gitmemem gerekiyordu, üzgünüm."

Charles başını salladı. "Tamam, olur. Konuşalım."

"Öncelikle, o polislere karşı yapılacak tek şey buydu. Onları bir sorun olmadığına gücünü kullanmayarak ikna etmenin yolu yoktu. Bunu biliyorsun. Ben sadece kararı almanı hızlandırdım çünkü birilerine haber verselerdi işimiz o kadar da kolay olmayacaktı. O yüzden bana kızma."

Charles başını salladı. "İyi, tamam."

Erik bacaklarını da yatağın üstüne çekip Charles'ın tam önüne, o da bağdaş kurarak oturdu. "Şimdi sen anlat. Nasıl oldu, nasıl tanıştık?"

"Sinirlenmeden dinleyecek misin?"

"Evet, söz. Sadece dinleyeceğim. Ses yok."

Charles Erik'le sessiz sakin konuşabilmenin hiç de yorucu olmadığını fark etti. Hatta huzurluydu. Erik'in fevri bir çıkış yapmadan konuşabilmesi -ki şimdi öyle olabileceğini sadece umut ediyordu- onu rahat hissettiriyordu.

"O gün bir şeylerden kaçtığını söylemiştin. Hatta söylediğin ilk şeylerden biri buydu. Neden konuşmaya başladığımızı bile hatırlamıyorum. Yan yana içiyorduk, sonra ben hayatın gidişatıyla ilgili saçma sapan bir laf ettim. Anlamadığım bir şekilde senin de hoşuna gitti. Çok içmiş olmalıydık."

Erik gerçekten sessizce dinledi.

"Sonra tüm gece konuştuk. Sanırım saatler sürdü. Bazı şeylere beni gerçekten ikna etmeye çalışıyordun, aynı şimdi olduğu gibi. Ben de sana karşı çıkıyordum. Ama tartışmanın hararetlendiği bir yerde, yanlışlıkla aklını okudum. O zamanlar güçlerimi kontrol edemiyordum ve zihnine girdiğimde, sana da bazı anılar gösterdim. Kötü anılardı. Sen şoka girmiştin. Başka çarem yoktu. Senin de bir mutant olduğunu bilmiyordum, aklını o kadar kurcalamamıştım çünkü bilerek olmamıştı. Kontrolümde de değildi. Yakalanmaktan çok korktum ve hemen hafızanı sildim."

Erik başını salladı. Bir süre sessiz kaldıktan sonra konuştu. "O anıları geri istiyorum."

Charles da bu istekten korkuyordu. "Ama..."

"Hafızamı silerken bir mutant olduğumu bilmiyordun, şimdi o anıları geri verebilirsin."

Charles bu isteğe hayır derse ne kadar garip duracağını biliyordu. Gönülsüzce başını salladı. "Peki, tamam."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

very dimensions of lying, cherikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin