\Deniyorum...\

82 4 4
                                    

Satang tek başına yaşayan, okuldan
sonra da part time olarak bar da barmenlik yapan ve öylece yaşayıp giden 19 yaşında, güzel sanatlar-üniversite 3 öğrencisi'dir.

Sabah kalkmayı en sevmediğim saatler olmasina rağmen yinede her gün sabah mutlu kalkar ve okula giderim, çünkü erken kalkıp birşeylere başlamak bana iyi hissetiriyor. Tabi akşama kadar uyusam yine mutlu olurum ama eğer o gün yapacak hiç birşeyim yoksa mutlu olurum ama eğer ki yapacak bir işim varsa zaten asla o saate kalmam çünkü beynim otomatik olarak beni uyandırır değişik ama böyle bi' huyum da var.

Saat 06:30 ve herşeyimi halledip ve kontrol de edip okula giden arabaya bindim. Tam öylece kafamı cama koyup yolu izlerken dalmışım ki şoför'ün "OKULDA INECEKLER, GELDIK" diye bağırması ile benim yerimden sıçramam bir oldu.

Arabadan indim ve okulun bahçesine kadar geldim. Öylece sınıfa doğru giderken biri gelip elini omuzuma atti, kim diye bakmaya bile gerek yoktu tabiki de yakın arkadaşım pond'du.

"Yine sabahladın mı sen?" Diye yüzüme yaklaşarak sordu pond, "evet ama uyudum tam sabahladım denmez yanii" diyerek gülümsedim.
Pond baktı ve "bak kesin en fazla 2-3 saat uyudun demi satang?" Diyerek kızar gibi baktı. "Off tamam evet 2 saat uyudum ama napim yani öyle olması gerekti" diyerek söylendim ki pond tekrar konuşmaya başladı "satang hem sabah uyanmayı sevmiyorsun ama işin olunca sabah alarm gibi uyanıyorsun ve aşırı mutlu oluyorsun, ve hep nerdeyse 2-3 saat uyuyup sabahlamadim ki diyorsun. Üstüne üstlük bu hep böyle ve cok nadir dinleniyorsun. Bunları seni kırmak veya üzülmen için söylemiyorum sadece artık rahat bir uyku çekmeni istiyorum biliyorsun senin için endişeleniyorum, bana kızma bak" bi' süre boyunca sadece pond'un yüzüne baktım ve derin bir nefes alarak "biliyorum pond inan biliyorum ama okul, iş ve başka işler falan olunca ancak bu kadar dinlenme şansım olmuyor"

Pond bana sarıldı ve sınıfa gittik. Bu olay örgüsü hep yaşanıyor çünkü pond ile ortaokul'un son yıllarında tanışıp lise ve üniversite derken yakın arkadaş olduk o yüzden beni sürekli düşünür ve benim için endişelenir, bende ona karşı öyleyim ama o hayatını düzene soktuğu için uyku düzeni de dahil çoğu şeyi halleder.

"Pond benim derslerim bitti, işe gecicem ben"
"Tamam ama dikkat et kendine, benim dersim var daha maalesef off"
"Tamam, sende dikkat et kendinee"
"Tamam, görüşürüz"
"Görüşürüz"

Okuldan çıktığım gibi iş yerim olan bar'a geldim ve işimin başına geçip çalışmaya başladım. Her gün hemen hemen aynı kişileri görüyordum tabi yeni gelenlerin dışında ki bugün de pek yeni gelen yoktu.

"Selam, kırmızı şarap alabilir miyim?"
"Tabiki" diyerek gülümsedim ve şarabı verdim.
Yeni gelenlerden biriydi anlamıştım. Yaklaşık 10 dakika falan öylece şarabı alıp gitmek yerine yüzümü inceledi, yüzüne bakmamak için içimde fırtınalar kopuyor içten içe çırpınıyordum o yüzden başımı öne eğip sadece işimi yapmaya devam ettim.

Anlamıştım sarhoştu bu yüzden neden diye sormadım çünkü ne tepki vereceğini bilemedim, sonra arkadaşı gelip onu masalarına götürdü ve bende işime rahat bir sekilde devam ettim. Uykusuzluktan öluyordum ama az kaldı diyerek kendimi avutup uykumu açmaya çalışıyordum ama ne mümkün aksine birinin bardağını doldururken gözüm kendiliğinden kapanmış ve dikkatimi çoktan dağıtmıştı, bu yüzden de bardağı taşarcasina doldurmaya devam ediyordum ta ki adamın üstüne taşıp gömleğini mahvetmeme kadar.

Adam yüksek bir sesle bağırıp beni yerimden sıçratmış ve tüm herkesin duymasını sağlamıştı, tam şuan da beni azarlasa tüm bar duyacak ve bende işimden olabilecektim. Ama azarlasa yine iyi patron gelip aniden kovuldun diyince neye uğradığımı şaşırdım. Meğerse patronun yakın arkadaşı olduğu için çifte standart yapıyordu, biliyorum haksizdim ama yinede beni dinlemesi ve sonra kovup kovmayacagina karar vermesi gerekirdi.

Daha ben olanları bile algılayamamisken birde daha demin bende krimizi sarap isteyip beni izleyen çocuk gelip patron'u yaninda götürdü ve birşeyler konuşup geri geldiler yanimiza. Patron bana baktı ve "tamam kovulma falan yok ama sakın bir daha böyle bir olay yaşanmasın" dedi.
Birşeyler olmuştu belliydi ama sadece "tamam , tabiki asla yaşanmayacak emin olabilirsiniz" dedim ve herkes dağıldı sadece şu yeni çocuk dışında.

Artık dayanamayıp konuştum "patron'la ne konuştunuz da bir anda fikri değişti?"
"Sadece ufak bir uyarı yaptım o kadar"
"Uyarı derken?"
"Boşver uyarı işte"
"Teşekkür ederim ama beni tanımıyorsunuz bile neden yardım etme gereği duydunuz?"
"Birine yardım etmek için o kişiyi illaki tanımamız gerekmez"
"Peki o zaman"
"Bu arada okula gitmiyor musun da burada çalışıyorsun?"
"Gidiyorum ama burada sadee okul çıkışında gelip çalışıyorum"
"Anladım ama dikkat et kendine her zaman bu kadar kolay kapanmaz olaylar"
"Anladım, teşekürler ve görüşürüz"
"Görüşürüz"

Eşyalarımı topladım ve eve döndüm, herşey o kadar anlık gelişmişti ki neler olduğunu anlamam bile bi'sure sürmüştü. Yemek bile yemeden öylece uyuya kalmisim koltukta.

Uyandığımda direk saate baktım ve saat 13:35'di ama neyseki bugün cumartesiydi o yüzden rahat rahat kahvaltımı yapıp takılabilirdim ki diye düşünürken telefonum çaldı ve telefona uzanıp cevapladım.

"Evde misin?"
"Birşey mi oldu?"
"Yok sadece öldün mü diye kontrol ediyorum, sonra başıma kalma diye."
"Mümkünse ölsem bile kontrol etme, ayrıca merak etme gebersem bile illaki bir şekilde cenazem kalkar yani sen kafanı yorma, sen çocuklarını düşün beni değil."
"İnsan olsaydın da sende benim çocuğum olsaydın o zaman satang boş konuşma."
"Aynen öyle."

Utanmadan gelmiş bana ne diyor ya nefret ediyorum o kadar gereksizler ki sadece parazit olarak dünyaya gelmişler o kadar. Kafama takmayıp kahvaltılık birşeyler hazırladım ve tam otuyordum ki kapı çaldı, zaten çalmasan şaşarim diye kapıya sinirlendim ve oyle soylene söylene kapıyı açtım.

"Pond sen miydin?"
"Ne o hayridir başkasını mı bekliyordunuz yoksa  beyefendi, hm?"
"Ya kimi beklicem saçmalama, hadi geç içeri"
Pond gülümsedi ve içeri geçti.
"İşte benim arkadaşım aç olduğumu hissetmiş bile"
"Pond bunu bilmek için hissetmeme gerek yok, sen her zaman açsınn"
"Ayıp ama aaa"
İkimizde güldük ve yemek yemeye başladık ki pond sessizliği bozup tekrar konuşmaya başladı.
"Yine akşam birşey yemedinz değil mi?"
"Kısmen"
"Of satang of! Peki modun niye düşük? ne oldu?"
"Hiç öyle ya normal halim"
"Bak bana sence anlimda salak mi yazıyor benim? Herkes inansa bilr buna ben inanmam. Hadi anlat ne oldu? Yoksa yine baban mi?"
"Pond!"
"Pardon, özür dilerim yani new amca mi?
"Evet"
"Bana bak bunu konuştuk ama takmasana zaten yakında kendi geberip gidecek"
"Evet ama işte takmasam da aklımda sinirimi bozuyor ve her sesini duyduğumda nasil olduğumu biliyorsun ve o da bunu bilerek arıyor"
"Evet anlıyorum tabiki de seni ama işte o da böyle bi' serefsiz, ne derse desin boşver duyma bile"
"Deniyorum..."
"Tamam artık asma o suratını hadi bakalım yemeğimizi yiyelim sonra da bir yerlerde gidelim"
"Tamamdırr"

*Satang ve pond yemeklerini bitirip toplarlar ve sonra da hazırlanıp dışarı çıkarlar*

"✨"

~ʀᴇᴅ ᴡɪɴᴇ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin