"pist, yoruldun mu?"
"Evden çıktığımızdan beridir sadece yürüyoruz yani bence yorulmam gayet normall"
"Tamam tamam, gel şurada birşeyler içelim"
"Oh be sonunda"
Sonunda artık bir cafe'ye girip oturmuştuk, ben kahve, pond da limonata ve tatli siparis etti. 5 dakika bekledik ve siparislerimiz geldi, ben hem telefonla uğraşıp hem de kahvemi içiyordum yavaş yavaş, pond da öyle sadece tatlısına odaklanmış yiyordu ve videolar izliyordu telefondan bir yandan da limonatasini yudumluyordu.
O kadar dalmışız ki başımızda birinin dikeldiğini çok sonradan fark ettik.
"Siz?"
"Tanıdın demekki beni"
"Yani, sonuçta beni kovulmaktan kurtardiniz tabiki hatırlarım"
"Hatırlamana sevindim"
Biz böyle konuşurken pond bize öylece şaşkın şaşkın bakıyordu ve dinliyordu, en son dayanamayıp konuştu.
"Tanışıyorsunuz sanırım?"
"Ha yani tam değil ama kısmen evet"
"Anladım ama sanki yıllardır tanışıyormuşsunuz gibi"
"Yok ya"
"Neyse ne bi' sandalye çekin sizde oturun isterseniz"
"Olurr"
yanımıza oturur ve pond başlar sohbete.
"Adın ne acaba?"
"Adım Winny, senin adın?"
"Pond ben, bu da adını bilmiyorsan söylim satang adı"
"Memnun oldum satang"
"Bende memnun oldum winny"
"Evet şimdi herkes ciddi ciddi tanışmaya başladığına göre şu kovulma olayını biri anlatabilir mi artikk?'
"Boşver ya öylesine bir olay sadece"
"Madem sen anlatmiyorsun satang, winny sen anlatir misin?"
"Anlatiyim tabi"
Ve winny hiç çekinmeden baştan sona kadar en ufak detaylari bile anlattı, pond sadece pür dikkat winny'i dinledi ve winny anlatmayı bitirdikten sonra pond bana döndü ve,
"Çok güzel satang böyle devam et asla uyuma, asla yemek yeme, asla dinlenme ve seni perişan olana kadar çalıştırsinlar ama yinede seni kovmaya çalışsinlar"
"Pond lütfen ama iş bu yani ne bekliyorsun tabiki de yorulucam yani"
"Off satang off!"
"Birşey sorabilir miyim?" Diye atladı winny.
"Evet?"
"Pond ve seni yakınlığınız nedir?"
"Yakın arkadaşım"
"Anladım"
"Niye bizi sevgili falan mı zanettin"
"Neden olamaz mı?"
"İkimizde erkeğiz ya hani?"
"E yani ne olmuş aşkın cinsiyeti yoktur."
"Bence iğrenç."
"Pond, yine aynısını yapıyorsun bak ama artık cidden kırılıyorum ve sinirim bozuluyor"
Yüzüm düştü ve gözlerim doldu aslında bu bi' şakaydi pond hayatim da gordugum en sakaci biridir özelikle yeni tanıştığı kisiler için sürekli kandirip saka yapar ama iste saka hassas oldugum bir konu olunca nedensiz bir şekilde elimde olmadan boyle oluyorum.
"Satang... Ben özür dilerim cidden sadece şakaydı ve winny merak etme ben homofobik falan değilim emin olabilirsin sadece ufak bir saka yapmak istedim o kadar"
"Bu arada eğer ileri gitseydin ciddi anlamda canını yakardım pond"
"Neyse en azından senin de homofobik olmadığını öğrenmiş olduk bence bu iyi birşey"
"Satang sen iyi misin?"
"Özür dilerim biraz kötü oldum ama şuan iyiyim merak etmeyin. Ayrica pond sende kusura bakma biraz fazla üstüne geldim sanırım anlık oldu"
"Yok, yok haklıydın bu konuda şaka yapmamalıydım asıl ben özür dilerim"
"Bu arada akşam bara gidelim mi?"
"Daha yeni tanıştık ama...?"
"Olur, olur gidelimm"
"Tamam o zaman bende yakın arkadaşımı getiricem bu arada haberiniz olsun"
"Tamamdir ama hangi bar?"
"Night and life bar"
"Ama benim calistigim yer orasi"
"Nolucak sonuçta şuan calisan degilsin unutma"
"Ama..."
"Winny haklı satang şey yapma boşver"
"Off! Tamam tamam"
Biz önce eve döndük ve hazırlanmaya başladık ki zaten hazırlığımız bitene kadar saat 18:45 olmuştu, çıktık ve bar'in önüne geldik, winny ve arkadaşı da bizden hemen bi' 15 dakika sonra geldiler. İçeri girer girmez patron beni fark edip yanıma geldi ve "bugün de mi çalışacaksın hadi geç başla" dedi. Tam sessizlik oldu derken winny kolunu omuzuma attı ve "hayır bugün çalışmayacak." Diyerek patrona sert bir bakış attı, sonra da orada boş olan bir koltuğa oturup istediklerimizi sipariş ettik.
