\Hissettim\

18 1 6
                                    


Winny'in Ağzından;
Pond sabahın köründe fakülteye gitmişti ve phu ile satang da hâlâ uyuyorlardı, uyanır uyanmaz elimi-yüzümü yıkadım ve direk mutfağa gidip kahvaltı hazırladım. Uykulu sesi ile "Ne yapıyorsun?" Diyerek satang yanıma gelmişti, gözleri hafif açık hafif kapalı bir şekilde ve esniyordu, o kadar tatlıydı ki gülümsedim ve "Kahvaltı hazırladım, hadi sende git elini-yüzünü yıka gel, bende phu'yu uyandırayım da kahvaltı yapalım" dedim. Esneyerek "tamamm" dedi ve gitti. Bende o sırada phu'yu uyandırmaya gittim ve yavaşça uyandırıp geri geldim. Bir süre sonra phu da satang da geldi ve masaya oturup kahvaltımızı yapıp bitirdik. Phu kulaklıklarini takmış telefonun'dan dizi izliyor, satang da kendi halinde çizim yapıyordu, ben de etrafı toplayıp bulaşıkları hallettikten sonra satang'ın yanına gittim ve yavaşça kapının girişinden onu izledim. O kadar mutlu ve huzurlu bir şekilde çizim yapıyordu ki sanki dünyanın ve yaşadığı tüm kötülükler artık yokmuş gibi. Öylece kafamı kapının kenarına dayamış huzur bularak onu izlerken satang aniden arkasını döndü ve, "Ne zamandır beni izliyorsunn?" Dedi. Bir kaç saniye gözlerimi hızlıca kırpıştırdım, sonra kafamın arkasını yani ensemi hafifçe kaşıyarak gülümsedim ve "Çok olmadı ama eğer arkanı dönmeseydin izlemeye daha devam edecektim çünkü o kadar rahatlıyorum ki tüm kötü düşüncelerim ve duygularım uçup gidiyor seni izlerken. Ama nasil anladin burda olduğumu?" Dedim. "Hissettim, seni her zaman hissediyorum o yüzden anlarım" dedi, ve "öyle uzaktan izlemene gerek yok ki yanıma gelip de izleyebilirsin beni" diye de ekledi ve, o öpülesi güzel gözlerini kısarak bana gülümsedi. Aslında bende yakından izlemek istiyordum ama rahatsız etmek istememiştim ve bunu satang'a da söylemek istedim. "Yani aslında bende isterim seni yakından izlemeyi ama rahatsız olursun diye-" derken satang sözümü kesti ve "Olmam. Eğer sensen asla rahatsız olmam" dedi. Satang çizimine devam ederken bende hayranlıkla onu izliyordum, tam satang çizimine bende satang'a odaklanmıştım ki, satang'ın burnundan kan gelmeye başladı ve çizime o kadar odaklanmıştı ki ben söylemesem ve çizimine kan damlamasa fark etmeyecekti. Hemen koşup peçete getirdim ve burnuna bastırdım ki aslında endişeliydim baya ama yine de satang'a belli etmemeye çalıştım ve sakinliğimi korumaya çalıştım. Biraz öyle baskı uyguladıktan sonra kan durdu ve satang yüzünü yıkamaya gitti bende salona geçtim. Phu hâlâ bıraktığımız gibiydi ama bu sefer dizi değil pond'u izliyordu, yani pond ile görüntülü konuşma açmışlar ve phu da pond'u öylece dersteyken izliyordu. Satang geri döndüğü gibi boş olan koltuğa uzandı ve gözlerini kapatıp dinlenmeye başladı.

(Phuwin) "Winny ben pond'u almaya gidiyorumm"

(Winny) "Tamamm, dikkatli gidin gelinn"

(Phuwin) "Tamamdırr"

~Phuwin, pond'u almak için gider~

(Satang) "Winny?"

(Winny) "Hmm?"

(Satang) "Şey hani sen demiştin ya pond ve phu ile hep birlikte kalacaktık ya onlara da söyledin mi?"

(Winny) "Tabiki hemde direk o gün söyledim ki onlarda kabul ettiler hemen zatenn"

(Satang) "Cidden mii?"

(Winny) "Evet cidden hem zaten onlar da birlikte kalmak istiyorlardı sadece bir kaç eşyalarını aldılar gerisini de lazım oldukça getiririz falan dedilerr"

(Satang) "Yaşasınn"

Satang'ın Ağzından;
Çok sevinmiştin çünkü artık hep sevdiğim tek kişilerle birlikte olacaktım, winny benim "yaşasın" diye sevinmeme karşılık olarak gülümsedi ve saçımı karıştırdı. Aradan 1 buçuk saat geçti ve pond ile phu eve geldiler, akşam olmuştu hemen hemen o yüzden pond ve phu dinlenirken bizde mutfağa gidip yemek hazırladık. Herşeyi hazırladık ve pond ile phu da hepimiz birlikte masaya oturup yemeklerimizi yedik, ama benim durduk yere nedensizce iştahım yoktu o yüzden yemek yerken biraz zorlandım ama yinede yedim ve karnımı doyurdum. Winny bana bakıp duruyordu anlamıştı sanırım, tam yanıma gelip konuşacaktı ki koşa koşa tuvalete gittim. Winny ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ve peşimden gelmişti, aslında bende bilmiyordum ne olduğunu ama midem aşırı bulanmıştı ve kusacağımı anladığım için tuvalete koşmak zorunda kaldım. Tam tuvaletten çıktım winny hemen kapının önündeydi zaten beni bekliyordu ve bana sarılıp "Ne oldu? Neyin var? İyi misinn?" Diye sorular sordu, winny'e geri sarıldım ve "Bende bilmiyorum ama midem bulandı, önemli bir şey yok merak etmee" dedim. Winny ile birlikte salona gittik ve ben koltuğa uzandım, winny, phu ve pond da bulaşıkları yıkayıp sessizlik yarattılar ki ben dinleneyim diye. İçimde çok büyük bir korku vardı, umarım duygularım sadece öylesine birşeydir ve gelip geçer...

(Pond) "Daha iyi misin bakim çocukk?"

(Satang) "İyiyim, iyiyimm"

(Phuwin) "Satang istersen bir doktora da gidebiliriz, hm ne dersin?"

(Winny) "İyi fikir aslında, hadi gidelim hastane'ye"

(Satang) "Ya hayır cidden gerek yok, iyiyimm ben"

(Winny) "Emin misinn?"

(Satang) "Evet eminimm"

(Winny) "Tamam o zaman ama birşey olursa hemen gideceğiz, tamam mı?"

(Satang) "Tamamm"

(Pond) "Bak çocuk benim dırdırlarimdan şikayet ediyordun, şimdi winny de aynı benim gibii hadi ona da laf ett"

(Satang) "Yook etmem"

(Pond) "Sen varya sen satang"

(Satang) "Hehehe~"

Satang'ın Ağzından;
Hepimiz uyumak için odalarımıza geldik, winny direk yatağa uzandı ve bende onun yanına hemen uzandım. Bi' süre sonra winny tamamen uykuya dalmıştı, bende winny'i izleyerek gözlerim kendiliğinden kapanmış ve uykuya dalmıştım. Uyandığımda sabah olmuştu ve winny hazırlanıyordu. Hafifçe gözlerimi aralayıp,

(Satang) "Winny?"

(Winny) "Uyandırdım mi seni? Özür dilerim bir yere kadar gidip gelicem hemen, sen geri uyuu"

(Satang) "Nereye gideceksin?"

(Winny) "Hastaneden aradılar sanırım bir kaç eksik imza varmış da senin ameliyat çıkışınla ilgili onun için hastaneye gidicem"

(Satang) "Hmm... Peki ama sende erken gel ve uyumaya devam ett"

(Winny) "Tamamdirr, hadi yat uyu bakalım sen"

Satang'ın Ağzından;
Başımı okşadı ve gitti, bende uyumaya devam ettim. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama gözlerimi açtığımda öğlen saatlerinde olduğunu anladım, winny yanımda değildi bende herhalde geri uyumadı falan diye düşündüm o yüzden salona gittim. Pond ve phu oturuyorlardı ve yanlarında winny yoktu. Çocuklara gidip winny'i sorulduğumda "daha gelmedi" diye cevap  verdiler ama gideli çok olmuştu. Hemen winny'i aradim ama telefonu kapalıydı. Endişem artmıştı, winny'in iyi olup olmadığını bilmeden nefes alamıyor ve daha da endişeleniyordum. Pond ve phu, winny'i defalarca kez aradılar ama telefon kapalı ve cevap yoktu. Sonunda dayanamayıp hastane'ye gittik ve winny'i sorduk, danışman winny'in geldiğini ama evrakları hallettikten sonra gittiğini söyledi. Ne zaman gitti diye sorduğumuzda da "Baya oldu, yani tahminimce winny bey gideli yaklaşık 2-3 saat olmuştur" diye cevapladı. Ben, pond ve phu hepimiz şaşkın bir şekilde hastaneden çıktık çünkü winny asla bizi bu kadar saat merakta bırakmazdı. Eve ne yapacağımızı düşünerek döndük ama ne yapacağımız hakkında kimsenin bir fikri yoktu, ellerim titriyor ve zorlukla nefes alıyordum phu bunu fark edip hemen bana sarıldı ve beni sakinleştirmeye çalıştı, o arada da pond ne yapacağımızı düşünüyordu ki benim telefonum çaldı. Kim olduğu na baktığımda winny'in aradığını gördüm ve hoparlör'e alip telefonu hemen bir sevinçle açtım.



"🌑⭐🖇️☀️💗"




~ʀᴇᴅ ᴡɪɴᴇ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin